- Neyimiz Değişiyor?

Adsense kodları


Neyimiz Değişiyor?

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
reyyan
Mon 25 July 2011, 12:52 am GMT +0200
Neyimiz Değişiyor?


Aralık 2009 132.SAYI


Sabahattin AYDIN kaleme aldı, SUNUŞ bölümünde yayınlandı.

Son yıllarda toplumun dinle münasebeti ve bu münasebetteki değişimi konu alan araştırmalar hız kazandı. Haber aktüalite dergilerinden akademik çevrelere, bu alanda pek çok çalışma yayınlanıyor. Bunların bir bölümü anketlere ve istatistik verilere dayanıyor, bir kısmı ise önemli ölçüde yazarın kendisinin dinle ve dindarla münasebetini ortaya koyan, ön kabullere dayalı yazılar.

Yönlendirme maksatlı olmadıkça, kutsal değerlere yönelik tahkir ve tazyif içermedikçe böyle çalışmalara kim ne diyebilir. Elbette her araştırma gibi din algısı ve dindarlık üzerine yapılan çalışma ve yorumlar da doğruların yanı sıra pek çok yanlışı barındırmaya açık. Bunlar da ilgililer arasında tartışılıyor zaten.

Fakat bugün bu tarz çalışmalara ilginin arkasında, rutin akademik veya gazetecilik merakının ötesinde bir şeyler olduğunu sezmek zor değil: Değişen dünyada din algısı ve dindarlık da değişim geçirmekte, ekonomi, politika ve toplam kültür bakımından tanımlanması, değerlendirilmesi gereken yeni bir dindarlık biçimi çıkmaktadır ortaya.

Bu çalışma ve yorumların neredeyse hemfikir olduğu bir de sonuç kabilinden hüküm var: Bütün müslüman toplumlarda ve bu arada Türkiye’de İslâm’ın gündelik hayatın çeşitli alanları üzerindeki belirleyiciliği önemli ölçüde azalmıştır, azalmaya devam etmektedir. Yani din gittikçe daha da soyutlaşan, sadece manevi bir irtibat olarak anlaşılmaktadır. Kişilerin çeşitli konularındaki tercihlerinde, ekonomik faaliyetlerinde, yaşam biçimi ve alışkanlıklarında dinî ilkelerin, emir ve yasakların pek göz önünde tutulmadığı bir “Yeni Müslümanlık”tan söz edebiliriz.

Araştırma ve yorumlardaki bu değerlendirmelere katılırsınız katılmazsınız; bir şeylerin pek de iyiye gitmediğini “içeriden” kişiler olarak bizler de gözlemlemiyor muyuz. Burada asıl değişenin ne olduğuna baktığımızda ise karşımıza daima ahlâk konusu çıkıyor. Yani hal ve gidişimizi neye göre belirlediğimiz. Bu sebeple bu ay “Kötü Ahlâkla İyi Müslümanlık Mümkün mü? diye sorduk. Ebubekir Sifil, işin fazla teorik kısmına girmeden, meselenin ciddiyetini yeterince izah ediyor. Faydalı olacağını umarız.

Abone kampanyamızın devam ettiğini hatırlatarak sizi dergimizle baş başa bırakalım.

Ocak 2010 sayımızda buluşmak üzere inşallah.