- Netice

Adsense kodları


Netice

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
Hadice
Thu 30 September 2010, 08:57 am GMT +0200
                                                                            Netice
 

islam, kendinden sınırsız ve kayıtsız olarak uygulanan taaddüdü sınır ve kayıtlarla kabul etmiştir.

Onu dört ile sınırlamıştır. Adil davranabilme kaydını da getire­rek, adalet konusunda ihtiyatlı davranmak isteyen için tek kadınla ev­lenmenin daha üstün olduğuna işaret etmiştir. Tek kadınla evlenmek, haksızlık yapmak ihtimalini daha çok azaltır. "Haksızlık yapmaktan korkarsanız bir tane alın; yahut da sahip olduğunuz (cariyeler) ile yetinin. Bu adaletten ayrılmamanız için en uygun olanıdır.[555]

Taaddütte adaletin şart koşulması, evlilikte aslolan nafakayı te­min edebilme ve benzeri hususların unutulduğu anlamına gelmez. Çünkü her evlilikte bunlar şarttır.

ilk evlilikte hedef edinilen huzur, kaynaşma, sevgi ve şefkat gibi hususlar, her evlilikte gözetilmesi gereken hedeflerdir.

ikinci evlilik, evliliğin temel gayelerini engelleyici ya da onlarla çelişen bir durum arzediyorsa, zararı yararından çoktur demektir ve onu engellemek, devam etmesini sağlamaktan önce gelir.

ikinci evlilik, önceki eşin zarar görmesine sebep oluyorsa haram olur ve koca bundan dolayı günaha girer. Çünkü islâmın temel kural­larından biri: "Zarar ve zararla mukabele etmek yoktur" şeklindedir.

Kadın, kendi hakkında ihtiyatlı davranabilir ve kocasının kendi­sine haksızlık etmemesini sağlayacak bir şart koşabilir.

Evlilik akdinde ileri sürülen şartların özel bir kutsallığı vardır. iki Mesele:

Üzerinde durulması gereken iki mesele, ya da cevaplandırılması gereken iki soru kaldı:

Birinci soru: Evlilikte aslolan bir kadınla evlenmek ve taaddüde gitmek ancak zaruret durumunda olup, aslolandan çıkış ve kuralın dışına çıkmak mıdır, yoksa adalet şartı ilave edilmiş normal bir evlilik olup bir kadınla evlenme ile aynı durumda mıdır?

Adalet, güç yetirilen hususlarda gereklidir. Ayrıca eşlerden birine aşırı meyletmekten de kaçınmak gerekir. Rasûlullah (s.a.v.) şöyle bu­yurmuştur:

"iki hanımı olup hanımlarından birine meyleden, kıyamet günü bir tarafı sarkık olarak gelir." (Hadisi Ebû Hüreyre rivayet etmiştir. Bir rivayette: "Bir tarafi düşmüş olarak" buyurulmaktadır.)

Ebû Dâvud et-Tayâlisî, Ahmed, Dârimî, Tirmizî, Ebû Dâvud es-Sicistânî, Ibnu Mâce, Nesaî, Hâkim, Ibnu Hibbân ve îbnu Kesîr, hadisi rivayet etmişlerdir. [556]

O halde taaddütte, şart olan adalet ile güç yetirilemeyen adaleti birbirlerinden ayırt edebiliriz.

Şart koşulan adaletin, güç yetirilemeyen adalet olması caiz değildir. Çünkü yüce Allah insanı ancak gücünün yettiğinden sorumlu tutar.

Eşler arasında âdil davranmak emredildiği gibi, davranmayanlar da kınanarak yukarıda da işaret edildiği üzere ceza görecekleri belirtil­miştir.

O halde şart koşulan adalet, imkân dahilinde olanıdır; kalbî eğilimler ve vicdanî duygular dışında kalan hususlardır. Güç yetiri­lemeyen hususlar da, bu duygu ve meyillerle ilgili olan hususlardır.

O halde hiç kimse kalkıp "üzerine düşüp uğraşsanız da kadınlar arasında âdil davranmaya güç yetiremezsiniz"[557]

âyetini, kastedilen anlamdan başka bir anlama çekerek islamın taaddüdü mubah kılmadığını, çünkü taaddütte adaletin şart olduğunu ve bunun da sağlanmasının mümkün olmadığım iddia edemez.

Ayet, bu kimselerin çekmek istedikleri anlamı kasdetmiş olsaydı, bunun anlamı; Yüce Allah'ın bir, iki veya Üç kadınla evlenmeyi mubah kıldığı fakat bu mubahın pratiğe aktarılmasına fırsat vermeden hemen onu kaldırdığı şeklinde olurdu. Sanki şöyle denilmiş oluyor: Dörde ka­dar evlenin ama âdil olmak şartıyla. Adil davranmayacağınıza göre o halde bir taneyle yetinin.

Bu, saçmalık değil midir?

"Hâşâ, O, onların dediklerinden, çok yücedir, uludur. [558] bir teminat almış olduğu halde onu nasıl geri alırsınız.[559]