müzzemmil
Mon 19 September 2011, 09:49 pm GMT +0200
Nefsin "Kötülüğü Emredici"Anlamında Kullanılması
İnsanın her türlü kötülüğü işlemesine sebep olan Nefs-i Emmâre ile ilgili âyet-i kerimede Hz..Yusuf şöyle konuşuyor:
"Ben Nefsimi temize çıkarmıyorum. Çünkü Nefs, daima kötülüğü emredicidir. Ancak Rabb'imin esirgediği hariç..." [119] Bu âyetin tefsirinde Bursevî:
"Tüm nefsler kötülükleri ve günahları emreder. Çünkü Nefs, bâtıla ve şehvetlere şiddetle düşkündür ve her türlü kötü işe meyleder" [120] demiştir.
İnsan nefsinin kötülük yönüne meyledici ve bütün gücüyle kötü işleri telkin edici olduğunu, Nefs'in sıfat ve özelliklerini ve Nefs-i Emmâre'yi açıklarken belirtmiştik. Genel olarak, insan nefsinin yaratılışında şehvete, günaha ve kötülüğe doğru bir eğilim vardır. Nefs kendi gücünü bu yönde kullanır. Bu nedenle insan sırf kendi nefsiyle başbaşa kalırsa kötülüğe sürüklenir. Ancak, yukarıdaki âyet-i kerîmeden de anladığımız üzere Allâhü Teâlâ'nın koruduğu, yani Hz. Yusuf'un (a.s.) nefsi gibi Cenab-ı Hakk'ın lütuf ve rahmetiyle tüm kötülüklerden arındırılıp temizlenmiş, başka bir deyişle terbiye edilerek ruhanî ve manevî özellikler kazandırılmış nefsler bundan müstesnadır. Allâhü Teâlâ'nın himayesi Nefs'in kötülüğü emredici özelliğini etkisiz kılar.
Kur'an-ı Kerîm'de Nefs'in insanı aldatıcı ve kötü işlere sürükleyici özelliklerine şöyle işaret edilir:
"...Herhalde nefsleriniz sizi aldatıp (kötü) bir işe sürükledi..." [121]
"...Nefsim bana böyle (yapmayı) hoş gösterdi." [122]
Bu son âyete Bursevi şöyle bir açıklama getirir:
"Yani kötü ve belâlı bir iş yapmayı nefsim bana hoşgösterdi. Hoş-göstermek; Nefs'e kötü ve çirkin şeyleri güzelmiş gibi süslü göstermektir." [123]
Îşte kötü işleri güzel gösteren bu Nefs, Hz. Âdem'in oğlu Kabil'i, kardeşi Habil'i öldürmeye davet etti ve o da nefsine uyarak onu öldürdü. [124] Yani nefsi, bu öldürme işini ona kolay gösterdi. Onu bu işten vazgeçirmek şöyle dursun; böyle büyük ve ilk cinayeti çok basit bir işmiş gibi göstererek onu cesaretlendirdi. [125]
Kur'an-ı Kerîm'in beyânına göre Nefs, şeytanın vesveselerine kapılarak onunla işbirliğine gider, fakat şeytan onu hesap gününde yüzüstü bırakır [126] ve Nefs de bundan pişmanlık duyar. [127]
Nefs, sadece şeytanın fısıltılarına kanmakla kalmaz, ayrıca kendi de insana birtakım kötülükleri yapması yönünde vesvese verir. [128] Bu fısıltılar da hep kötü hatırlardır. [129]
Aynca Nefs insana cimriliği emredip onun cömert olmasına engel olur. Nefs'in cimriliğinden sakmılmalıdır. [130]
Öyleyse Yüce Rabb'in huzurunda verilecek hesaptan korkup Nefs'i hevâdan, kötü isteklerden alıkoymak gerekmektedir. [131] Nefs'in iştah duyduğu ve tad almak istediği, dîne uygun olmayan eğilimlerden oluşan hevâ her türlü şehvetin toplamıdır. [132] Bu hevâ Cehennem'in kapısını açmaya sebep olan anahtar konumundadır. Nefs'in arzularından uzak durmak ise Cennet'i kazanmaya vesile olur. [133] Bu yüzden Nefs'in hevasına kesinlikle uyulmamalıdır.
Zira insanı günaha düşürerek İslâm'dan yüzçevirten Nefs'tir. [134] Sâmirî'ye altın buzağı yapmayı emreden de odur. [135] Her türlü kötü huy ve arzu da onda yatmaktadır. [136] Öyleyse yerine getirilmesi gereken görev, ona hâkim olup, daima Allah'ı zikretmekle meşgul olan salih kullarla birlikte bulunmaktır. [137] Çünkü: "Ama kim Rabb'inin makamından (O'nun huzurunda bulunacağı andan) korkar ve nefsi(ni) kötü heveslerden alıkoyarsa, (onun için) gidilecek yer Cennet'tir." [138]
[119] Yusuf: 12/53.
[120] Bursevî, A.g.e., o II, s. 224.
[121] Yusuf: 12/18.
[122] Tâhâ: 2096.
[123] Bursevî, A.g.e., c. II, s. 443.
[124] Mâide: 5/30.
[125] Bkz.: Bursevî, A.g.e., c. I, s. 419; Elmalılı, A.g.e., c. III, s. 223.
[126] İbrahim: 14/22.
[127] Zümer: 39/56.
[128] Kaf: 50/16.
[129] Bursevî, A.g.e., c. IV, s. 132.
[130] Haşr: 59/9.
[131] Nâziât: 79/40.
[132] Bursevî, A.g.e., c. IV, s. 479-480.
[133] Hucvirî, Keşfü'l-Mahcûb, s. 77.
[134] Bakara: 2/130.
[135] Tâhâ: 20/96.
[136] Necm: 53/23.
[137] Kehf: 18/28.
[138] Naziât: 79/40-41. Ahmet Ögke, Kur'an'da Nefs Kavramı, İnsan Yayınları:31-33.