müzzemmil
Mon 19 September 2011, 09:48 pm GMT +0200
Nefs'in " İnsan, Cin, Melek, Hayvan Veya Bitki İçin Zât "Anlamında Kullanılması
Nefs'in bir yönüyle de, "birşeyin zâtı ve hakikati, yani varlığı" mânâsına geldiğini daha önce belirtmiştik. Îşte bu anlamda Kur'an-ı Kerîm'de Nefs'in insanlara, cinlere, hayvanlara veya bitkilere, kısacası yeryüzündeki canlı varlıklara ıtlak olunarak, onların zâtı, varlığı mânâsında kullanıldığına şahit oluyoruz.
Allâhü Teâlâ şöyle buyuruyor:
"Ve öyle bir günden korkun ki; o gün hiç kimse, kimsenin (hiçbir Nefs, başka bir Nefs'in) yerine birşey ödeyemez; kimseden şefaat kabul edilmez; kimseden fidye de alınmaz ve onlara hiçbir yardım yapılmaz." [139]
Burada geçen Nefs kelimeleri insanın zâtını, yani varlığını, şahsiyetini ifade etmektedir.
Mehmed Ali Aynînin (Y 1945 M.) bildirdiğine göre bu âyet-i kerîmeye iki türlü mânâ verilebilir:
"Birincisi: "Hiçbir isyancı ve inkarcı Nefs'ten dolayı, herhangi bir şefaatçinin şefaati kabul olunmaz ve ondan bir kurtuluş fidyesi bile alınmaz."
İkinci mânâ: "Hiçbir Nefs-i Marzıyye'den, herhangi bir isyankâr Nefs için şefaat kabul olunmaz ve onun adına Nefs-i Marzıyye tarafından bir kurtuluş fidyesi bile alınmaz" şeklindedir." [140] Her iki mânâda da, buradaki Nefs'in insanın zâtına ve kendine delâlet ettiği anlaşılıyor.
Bunun yanısıra başka bir âyette'yine aynı delâlete benzer bir kullanım göze çarpıyor:
“Yaratılmanız ve diriltilmeniz, bir tek kişi (Nefs'in yaratılıp diriltilmesi) gibidir.." [141]
Bu âyet-i kerîmedeki "Nefs" sözünün anlamı "Bir tek şahıs (kişi, kimse) imiş gibi" demektir. [142]
Ayrıca Kur'an-ı Kerim'de Nefs'in, insanların yanısıra cin ve meleklerini hatta bitkilerin zât ve hakikatlerine delâlet ettiğine dâir işaretlere rastlamak da mümkündür:
"...Hiç kimse (hiçbir Nefs) yarın ne kazanacağını bilmez ve hiç kimse (hiçbir Nefs) hangi yerde (nerede) öleceğim de bîlmez [143]" buyrulmaktadır.
Her ne kadar Regis Blachere, Kur'an-ı Kerîm'de Nefs'in melekler için kullanılmadığını söylese de, [144] E. E. Calverley, Kur'an'ın nüzulünden sonra Nefs'in melekleri ifade etmeye başladığını bildirmektedir. Mehmed Ali Aynî de yukarıda zikrettiğimiz âyet-i kerîmedeki "Nefs"in anlamının; "gerek insan, gerek cin ve gerekse melek, hiç kimse" [145] demek olduğunu kaydediyor. Biz buna bir ilâve daha yapmak istiyoruz: Yukarıdaki âyette geçen "Nefs" sözcüğü, insanları, cinleri ve melekleri içine aldığı gibi, hayvanları ve bitkileri de kapsar. Zira âyet-i kerîmede hiçbir Nefs'in "hangi yerde öleceğini" bilemeyeceği ifade ediliyor. Yer ile birlikte zaman da sözkonusudur. Zamansız mekân düşünülemez. Dolayısıyla "hangi yerde öleceğini bilemez" sözünde, aynı zamanda "ne zaman öleceğini bilemez" mânâsı da yatmaktadır. Gerek hayvanlar ve gerekse bitkiler akıldan, dolayısıyla da bilgiden yoksun oldukları için hayatiyetlerinin ne zaman son bulacağını bilemezler. Öyleyse bu âyetteki "Nefs" kelimesi; insanları, cinleri ve melekleri ifade etmekle birlikte, bitki ve hayvanları da içine alıyor olsa gerektir.
Bir başka âyet-i kerîmede de:
"Her Nefs, kazandığıyla (Allah katında) rehin alınmıştır" [146] buyruluyor.
Bu âyetteki "Nefs" sözü, "insanlardan ve cinlerden bütün mükellef nefsler" anlamına gelmektedir. [147]
Demek ki; Kur'an-ı Kerîm'de, Nefs'in sözlük anlamlarından birine uygun olarak "zât ve hakikat" mânâsında kullanıldığı ve bunun "insanların, cinlerin, meleklerin, hatta hayvanların ve bitkilerin zât ve varlıklarına" delâlet ettiği anlaşılıyor.[148]
[139] Bakara: 2/48; Krş.: Bakara, 2/123.
[140] Mehmed Ali Aynî, "Nefs Kelimesinin Manaları", s. 50.
[141] Lokman: 31/28.
[142] Mehmed Ali Aynî, A.g.m., s. 50.
[143] Lokman: 31/34.
[144] Regis Blachere, "Nefs Kelimesinin Kur'an'da Kullanılışı Hakkında Bazı Notlar", s. 190.
[145] Mehmed Ali Aynî, A.g.m., s. 50.
[146] Müddessir: 74/38.
[147] Mehmed Ali Aynî, A.g.m., s. 50; Bursevî, A.g.e., c. IV, s. 440.
[148] Ahmet Ögke, Kur'an'da Nefs Kavramı, İnsan Yayınları: 33-35.