Esila
Sun 31 October 2010, 01:51 pm GMT +0200
Nefs Ayak Oyunları Yapar
Ali İbn-i Ebu Talib kerremallahu veche şöyle buyurdu: “Nefsimle ben, koyun sürüsü ile çobanına benzeriz. Çoban, sürüyü hangi tarafa toplarsa diğer taraftan dağılır. Nefsinin azgınlıklarını terbiye eden, rahmet kefenine sarılarak, azizlerin toprağına defnedilir. Bunun aksine kalbin iyiliklerini öldüren kimse de lanetlenmiş kefene bürünerek, azap göreceği toprağa defnedilir.”
Yalnız, dikkat edin! Hepimiz tecrübe etmişiz ve siz de tecrübe ederseniz göreceksiniz ki nefis insana; “Bu iş olmaz, dağ iğneyle bitmez. Bu zikri yapamazsın. Kendini doğru bir insan yapamazsın, sen hidayete eremiyorsun” diyerek, sahte engeller çıkartıyor. İnsan görevlerini yapmazsa ne yapacak; hep boş işlerle uğraşacak.
Nefis ya günahla ya da zamanını boş geçirmekle senin vaktini harcamak istiyor. Fakat tecrübe edin; hemen oturun zikre ve nefsin başını ezmek için onu tutup üzerine ibadet yükünü bindirin. İşte o zaman, günden güne, nefsin eziyetinin (insana verdiği zorluğun) kalktığı görülecektir. Bakarsın, öyle müsahhar olur (söz dinler) ki, tertemiz bir insan, kâmil bir insan meydana çıkar. Bunu böyle bilmemiz lazım.
Nasıl bir araba şarampole düştükten sonra, onu biraz zorlayarak yola getirebiliyorsan, nefis de öyledir. Virdini, ibadetini bir bıraktın mı, dünyaya ve keyfü sefaya, yaramazlığa daldın mı, nefis; sana her şeyi zor gösteriyor. Oysa Allahu Zülcelal’in kudret ve azameti, merhameti o kadar çoktur ki, biz hayal bile edemeyiz. (Elbette insana yardım edecektir.)
Seyda Muhammed Konyevi Hz. (KS)