sumeyye
Sun 13 February 2011, 01:01 pm GMT +0200
Nefis Önce Saf Ve Şekilsiz Yaratılır, Sonradan Şekillenir:
Fiillerin nefsin eteğine yapışmasına gelince bu şöyle olur: Nefis işin başında sonradan alacağı şekillerden tamamen uzak, heyulanı [216] ve boş/saf olarak yaratılır. Sonra gün be gün kuvveden fiile çıkmaya devam eder. Onun sonradan ortaya çıkan her hali, onun için öncesinden hazırlanmış olmaktadır. Bu hazırlanmış olan haller, birbiri üzerine kurulu basamakları andırır; bir sonraki basamak bir önceki basamağın önüne geçmez, bugünkü mevcut nefsi bırakmaz, her ne kadar nefis, başka şeyle olan meşguliyetinden dolayı ondan habersiz gibi olsa da ona eşlik eder. Bu hep böyle devam eder. Ancak nefsi o fiile iten sâikin ortadan kalkması durumu bundan müstesnadır. Daha önce bahsettiğimiz yaşlı ve hastanın durumunda olduğu gibi, ya da yukarıdan gelen bir baskı ile nefsin kendi düzeninin değişmesi gibi. Nitekim âyette Allah Teâlâ şöyle buyurur:
“Şüphesiz iyilikler, kötülükleri giderir.” [217]
“Andolsun ki, (bilfarz) Allah’a ortak koşarsan, işlerin şüphesiz boşa gider ve hüsranda kalanlardan olursun!” [218]
Her İnsanın Nefsinin, İşlediği Ameller Sebebiyle Alacağı Şekillerin Sayılması:
Amellerin, nefis aleyhine sayılmasına gelince, kanaatimce bunun sırrı şudur: Âlem-i misâl’de Üst Nizam’ın (Nizâm-ı fevkani) gereği olarak her insan için bir suret (sembol) vardır. “Elest bezmende [219] verilen yeminde zahir olan, bu suretin bir görünümüdür. Kişi varlık âlemine çıktığı zaman, o suret onunla çakışır ve ikisi bütünleşir. Bir fiil işlediği zaman, o suret bu fiille -kişinin bir ihtiyarı olmaksızın- tabiî olarak sevinir. Belki mahşerde, amelleri yukarıdan sayılmış olarak ortaya çıkar; amel defterlerinin okunması budur. Belki amelleri, organlarına sıvanmış olarak gözükür; ellerin ve ayakların yaptıklarına tanıklık etmesi de bu kabildendir.
Her Suret, Amelin Sonucuna Göre Şekillendirilir:
Sonra her amel, dünya ve âhiretteki semeresine göre şekillendirilir. Bazen melekler ona ne şekil vereceklerinde tereddüt ederler. Bu durumda Allah Teâlâ onlara: “Ameli, olduğu gibi yazın!” diye emir buyurur. Gazzâlî şöyle der:
“Allah Teâlâ’nın âlemin başlangıcından sonuna kadar olmasını takdir buyurduğu her şey, Allah Teâlâ’nın yaratmış olduğu bir şey üzerinde yazılıdır ve korunma altına alınmıştır. Bu şeye Kur’ân-ı Kerîm’in ifadesiyle bazen “Levh”, bazen “Kitâb-ı mübîn”, bazen de İmâm-ı mübîn” adı verilir. Alemde cereyan eden ve edecek olan her şey burada yazılıdır ve nakşedilmiştir. Ancak o, bu gözle görülmez.
[216] Heyûlâ, misâl alemindeki maddenin karşılığıdır. (Ç)
[217] Hûd: 11/114.
[218] Zümer: 39/65.
[219] "Kâlu belâ..." âyetine işarettir, Bkz. A'râf: 7/172. (Ç)