- Nasılsın yâ ResûlALLAH?

Adsense kodları


Nasılsın yâ ResûlALLAH?

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
sidretül münteha
Wed 13 October 2010, 02:35 pm GMT +0200
Nasılsın yâ ResûlALLAH?



Câfer bin Muhammed “radıyALLAHü anh” anlatıyor:
Efendimiz “aleyhisselam” bir gün hasta olmuşlardı.
Cebrâil aleyhisselâm ziyaretine gelip;
- Nasılsın yâ ResûlALLAH? diye sordu.
Efendimiz;
- Biraz rahatsızım, buyurdular.
Melek, getirdiği meyveleri çıkarıp arz etti.
Efendimiz “aleyhisselam” meyveleri eline alır almaz zikre başladılar:
ALLAH, ALLAH, ALLAH!..
Zikir sesleri rahatça duyuluyordu.
SÂKİN OL YÂ UHUD!
Enes bin Mâlik “radıyALLAHü anh” anlatıyor:
Bir gün, Efendimiz “aleyhisselam” Uhud Dağına çıkmıştı.
Yanlarında Ebû Bekir, Osmân ve Alî de vardı “radıyALLAHü anhüm”.
Dağ sallanmaya başladı birden.
Efendimiz;
- Sâkin ol yâ Uhud! Üzerinde bir Peygamber, bir Sıddîk, iki de Şehîd var! diye seslendiler.
Sallanma ânında durdu.
BU GELEN, O İDİ
Yine Efendimiz “aleyhisselam” on iki yaşlarında iken Ebû Tâlip’le sefere çıkmışlardı.
Busrâ denen yerde konakladılar.
Burada, Bahîra adında bir râhip vardı ki, semâvî kitaplardan “âhir zaman Peygamberi”nin alâmetlerini ve bir gün buradan geçeceğini öğrenmiş, teşrifini bekliyordu.
Çok kervanlar görmüşse de, hiçbirinde bu alâmetleri görememişti.
Nihayet bir gün ufukta bir kervan göründü.
Evet, bu, beklediği kervandı.
Çünkü bir “bulut”, kervanı tâkib ediyor, taşlar, kervandaki birine selâm veriyor, ağaçlar, Ona doğru eğiliyordu.
Evet, bu gelen, O idi.
Âhir zaman Nebîsi geliyordu.
“sallALLAHü aleyhi ve sellem”.


Abdüllatif Uyan