sidretül münteha
Sat 22 October 2011, 03:01 pm GMT +0200
24. Namazla İlgili Çeşitli Rivayetler:
81. Ebû Katâde el-Ensari'den: Resûlullah (s.a.v.), kızı Zeyneb'in, Rebia b. Abdişems'in oğlu Ebü'l-As'dan olan kızı Ümame'yi namaz kılarken omuzuna alır, secde yaparken onu yere bırakır, kıyama kalkarken tekrar alırdı.[56]
82. Ebû Hüreyre'den: Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: «Meleklerden bir grup gece, bir grup da gündüz sizin aranızda bulunurlar. Her iki grup ikindi ve sabah namazlarında birbirlerine görev teslimi yaparlar. Sonra gece görev yapanlar döndüklerinde Allahu Teâlâ —kendisi çok iyi bildiği halde— onlara:
«—Kullarım, siz gelirken ne yapıyorlardı?» diye sorar. Onlar da:
«— Biz gelirken namaz kılıyorlardı. Vardığımızda yine namaz kılıyorlardı.» cevabını verirler.[57]
83. Resûlullah'm (s.a.v.) hanımı Hz. Âişe'den: Resûlullah
(s.a.v.) (hastalığı ağırlaşınca):
«—Ebû Bekir'e haber verin, cemaate namazı kıldırsın,»
buyurdu. Bunun üzerine ben:
«— Yâ Resûlallah! Ebû Bekir sizin yerinize geçtiği zaman ağlamaktan sesini cemaate duyuramıyor. Onun için bu görevi Hz. Ömer'e verin, o kıldırsın.» dedim. Resûlullah (s.a.v.), tekrar:
«—Ebû Bekir'e söyleyin, cemaate namazı kıldırsın.» buyurdu. Bu sefer ben Hafsa'dan: Resûlullah'a (s.a.v.):
«— Ebû Bekir sizin makamınıza geçince ağlamaktan sesini duyuramıyor. Söyleyin cemaate, namazı Ömer kıldırsın» diye söylemesini istedim, dedim. Hafsa bunu söyleyince Resûlullah (s.a.v.):
«—Siz kadınlar Yusufa bile neler yaptınız.! Ebû Bekir'e söyleyin cemaate namazı kıldırsın!» buyurdu. Hafsa işittiği bu azar üzerine bana:
«— Hep senin yüzünden oldu!» diye çıkıştı.[58]
84. Adiy b. Hyarın oğlu Ubeydullah'dan: Resulullah (s.a.v.) bir grup cemaatin arasında oturuyordu. Bir adam gelerek kendisine gizlice bir şeyler söyledi, fakat Resulullah (s.a.v.) bu söylenenleri bize söyleyinceye kadar adamın ne dediğini işitmemiştik. Bir de öğrendik ki adam münafıklardan birinin öldürülmesine müsaade istiyormuş. Bunun üzerine Resulullah (s.a.v.), açıktan açığa adama:
«— O, öldürmek istediğin adam Allah'tan başka ilah olmadığına, ve Muhammed'in onun kulu ve Resulü olduğuna şehadet ediyor mu?» diye sordu. Adam:
«— Evet ediyor, fakat o bunu samimiyetle söylemiyor.» dedi. Resulullah (s.a.v.) tekrar:
«— Namaz kılıyor mu?» diye sordu. Adam: «— Evet, fakat samimi değil...» cevabını verdi. Bunun üzerine Hz. Peygamber:
«— Böyle kimselerin öldürülmesini Allah Tealâ yasakladı.» buyurdu.[59]
Rasulullah'ı (s.a.v.) görmemiştir.
85. Atâ b. Yesar'dan: Resulullah (s.a.v.) şöyle dua etti:
«Allah'ım, kabrimi ibadetgâh yaptırma! Peygamberlerinin kabrini mescid haline getiren ümmete Allah'ın gazabı şiddetli olur.»[60]
86. Mahmud b. er-Rebî' el-Ensari'den: Utban b. Malik âmâ idi ve kendi kavmine namaz kıldırıyordu. Bir gün Resûlullah'a (s.a.v.) gelerek.
«— Zaman oluyor gece zifiri karanlık oluyor, zaman oluyor yağmur yağıyor, seller akıyor. Ben âmâ bir kimseyim. Ya Resulullah! Evime gel teberrüken bir yerde namaz kıl da ben orayı namazgah yapayım!» diye ricada bulundu. Bunun üzerine Hz. Peygamber bu zatın evine gelerek:
«— Nerede namaz kılmamı istersin?» diye sordu. Utban evin bir köşesini gösterdi, Resulullah (s.a.v.) da orada namaz kıldı.61[61]
87. Abbad b. Temim amcasından naklediyor: Ben Resûlullah'ı (s.a.v.) mescidde sırtüstü yatmış, ayaklarını da ayak ayak üzerine atmış bir vaziyette gördüm.[62]
Saîd b. Müseyyeb de bu konuda: «Ömer b. Hattab ve Osman b. Affan da aynı şekilde yaparlardı.» demektedir.
88. Yahya b. Saîd anlatıyor: Abdullah b. Mes'ud adamın birine:
*— Sen fakihi (fikıh bilgini) çok, kurrası (Kur'an okuyanı) az, Kur'an'ın ahkâmına uyulan, fakat hurufatına hakkı verilerek okunmayan, isteyeni az, vereni çok, —peygamberimizin emrettiği gibi— namazın uzatılıp, hutbenin kısa tutulduğu ve amellerin arzulara tercih edildiği bir zamanda yaşıyorsun. Öyle bir zaman gelecek ki fakihi az fakat kurrası çok olacak, Kur'an düzgün okunacak fakat ahkâmına riayet edilmeyecek, dilenen çoğalacak fakat veren azalacak, hutbeler uzatılacak fakat namaz çabucak kılınacak, arzular amellere tercih edilecek.»
89. Yahya b. Saîd'den: Duyduğuma göre kulun amellerinden ilk Önce namaza bakılacak, eğer ondan kabul edilenler varsa diğer amellerine de bakılacak, yoksa başka hiç bir ameline bakılmaya-cakmış.[63]
90. Resûlullah'in (s.a.v.) hanımı Hz. Âişe'den: Resûlullah'in (s.a.v.) en çok hoşuna giden amel, devamlı yapılan ameldi.[64]
91. Amir, babası Sa'd b. Ebî Vakkas'dan naklediyor: İki kardeş vardı, bunlardan biri diğerinden kırk gün önce vefat etti. Bir defasında Resûlullah'm (s.a.v.) huzurunda bu kardeşlerden ilkin ölenin meziyetleri anlatılıyordu. Hz. Peygamber:
«— Sonraki Ölen müslüman değil iniydi?» diye sordu. Kendisine:
«— Müslümandı, ya Resûlallah! Fena adam da değildi.» diye cevap verildi. Bunun üzerine:
«—- Namazının ona ne dereceler kazandırdığını biliyor musunuz? Namaz kapınızın önünden akan büyük ve suyu tatlı bir nehir gibidir. Kişi günde beş defa bu nehre girip yıkansa onda kir kalır mı, dersiniz? Şüphesiz ki namazının ona ne dereceler kazandırdığını sizler bilemezsiniz.» buyurdu.[65]
92. imam Mâlik anlatıyor: Duyduğuma göre Ata b. Yesar mescidde bulunurken seyyar satıcılar kendisine uğradıkları zaman onlara:
«— Neyiniz var, ne istiyorsunuz?» diye sorar, onlar da satıcı olduklarını söyleyince:
«—Siz dünya pazarına gidiniz, burası ahiret pazarıdır!» diye mukabelede bulunurmuş.
93. Mâlik'den: Duyduğuma göre, Ömer b. Hattab mescidin bir kenarında Butayha denen özel yeri yaptıktan sonra: «Kim yüksek sesle veya gizlice bir şey konuşmak veya şiir söylemek isterse buraya çıksın.» demiş.
[56] Buharı, Saîât, 8/106; Müslim, Mesacid, 5/41.
[57] Buharı, Mevakîtu's-Salât, 9/16; Müslim, Mesâcid, 5/210.
[58] Buharı, Ezan, 10/46.
[59] tbn Abdilber der ki: "Diğer Muvatta ravileri de, bu şekilde mürsel olarak rivayet etmişlerdir. Abdullah,
[60] İbn Abdilber der ki: "Bu hadisin mürsel oluşunda, Malik'ten bir ihtilaf naklediîmemiştir."
[61] Buharı, Salât, 8/46; Müslim, Mesacid, 5/263.
[62] Buharî, Salât, 8/85; Müslim, el-Libas ve'z-Zinet, 37/75.
[63] Ebu Davud, Salât, 2/145; Tirmizî, Salât, 2/188; Nesaî, Salât, 5/9; îbn Mace, İkametu's-Salât, 5/202.
[64] Buharî, Rıkak, 81/18.
[65] Son kısım, Ebu Hureyre'den merfu olarak rivayet edilmiştir. Buharî, Mevakitu's-Salât, 9/6; Müslim, Mesâcid, 5/283