- Namazın Şartları Açısından

Adsense kodları


Namazın Şartları Açısından

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
sumeyye
Sat 22 September 2012, 04:08 pm GMT +0200
Namazın Şartları Açısından: [15]

 
Hadesten ve Necasetten Temizlik:

(a) ÜM’e göre, temizlenmekten âciz olana, temizliği yapan kimse uyamaz; Malikî Mezhebine göre bu, kerahatle caizdir.

(b) Ebu Hanife ve Ebu Yusufa göre, abdest alan teyemmüm edene, ayakta ima eden oturarak ima edene uyabilir, eş-Şeybânî’ye göre uyamaz.

(c) Hadesli veya necasetli kimsenin imameti konusu ihtilaf­lıdır:

(1) Hanefî Mezhebine göre, muhdes, cünüp ve üzerinde necaset bulunan kimselerin imameti sahih değildir, fakat ona uyanların namazları -eğer durumu bilmiyorlarsa-sahihtir, durumu âdil şahit veya âdil imamın haber vermesiyle öğrenirlerse namazları bâtıl olur, yeniden kılmaları gerekir; imam âdil olmazsa, ihtiyaten iade etmek müstehaptır.

(2) Şafiî Mezhebine göre, muktedî başlangıçta imamın muhdes olduğunu bilir veya öğrenirse, namazı sahîh olmaz, fakat bunu namaz kılarken öğrenirse, iktidadan ayrılmaya niyet etmek vacip olur. Bu durumda, namazını yalnızca kılar ve sahih olur. Uyduğu imamın muhdes olduğunu namaz bit­tikten sonra öğrenen muktedînin namazı sahihtir, cemaat se­vabını kazanır, fakat imamın namazı bütün bu durumlarda bâtıldır, iade etmesi gerekir. Üzerinde görülmeyen necaset bu­lunan imama -bunu bilerek uymak- sahih değildir. Bu durum, cuma namazında olur ve gerekli sayı kendisiyle tamam­lanırsa, hepsinin namazı bâtıl olur. Görünen necaset olunca, iktida kesinlikle sahih olmaz.

(3) Maliki Mezhebine göre,  muhdesin imameti, -bunu kasıtlı yapıyorsa- bâtıldır, bu durumda cemaatinki de bâtıl olur. Fakat hadeste kasıt bulunmazsa, meselâ hadesli olduğunu unutarak  namaza  başlarsa, ona uyanlar  namaz işlemlerinden birini -bu durumu öğrendikten veya zannı ga­libine göre karar verdikten sonra- yaparsa namazları  bâtıl olur. Aynı şekilde muktedîler hadesi bilip, imam bilmezse, ona uyanların namazı bâtıl olur. İmamın namazı ise, bu du­rumların bütününde bâtıldır. İmama necaset bulaşması ha­linde de, hüküm bu şekildedir, imam bu durumu namaz bittik­ten sonra öğrenirse namaz sahihtir.

(4) Hanbelî Mezhebine göre, hadesli ve necasetli kimse­nin namazı, -bu  hali biliyorsa- sahih değildir. Fakat ne imam, ne  de cemaat namaz bitene kadar biliniyorlarsa, ce­maatin namazı sahih olur, imamınki olmaz. [16]

(5) Caferi Mezhebine göre, imamın fâsık veya muhdes olduğu namazdan sonra ortaya çıkarsa, cemaatın namazı sa­hih olur.

(d) İmam olacak kimsenin daha önce ele alınan özürlerden salim olması gerekir. [17]

(1) Hanefî ve Hanbelî Mezheblerine göre, özürleri aynı olanların imameti birbirine sahihtir, fakat ayrı olanlar birbi­rine imam olamazlar.

(2) Şafiî Mezhebine göre,  imamda bulunan özürle  na­mazın iadesi vacip olmazsa, muktedî sağlam olsa bile, ima­meti sahihtir.

(3) Malikî Mezhebine göre, imam hakkında mafuv olan (affedilen) özürlerden salim olması şart koşulmaz,  imameti mekruh olmakla birlikte namazı sahih olur.

Ayağını yıkayan meste veya yarasız sargıya meshedene uyabilir.

(4) Caferi Mezhebine göre, özür sahiplerine iktida şüphelidir. Hattâ ihtiyaten onlara uyulmamalıdır. Ama özür sahibinin kendisine denk veya daha kötü durumdakine ima­meti, msl., oturanın yatana imamlığı kabul  edilebilir.   Otu­ranın oturana, teyemmümlü ve sargılı olanın kendileri gibi­lere imamlığında beis yoktur.

 
Setr-i Av ret: [18]

 

Setr-i avret yapan, yapmayana Hanefî ve Hanbelî Mezhebleri­ne göre, uyamazken, Şafiî ve Malikî Mezheblerine göre, uyabilir, ancak Malikî Mezhebine göre, bu mekruhtur. Setr-i avreti sağlayamayanlar sağlayana uyabilir: Bu durumda namaz, Hanefî Mezhebine göre, oturarak ima ile kılınır; Bişr ve eş-Şafîî’ye göre ayakta rükû ve secdeyle kılınır.

 



[15] Cezîrî, Fame, c. I, s. 418-419; Tahavî, Muhtasar, s. 31; Şafiî, Umm, c. I, s. 167; Nevevî, Mecmu, s. 155-156; Şevkânî, age, s. 68. Kâsânî, BS, c. I, s. 140, 142, Ahmed, Mesail, s. 109-110 (390-393); İbn Kudâme, age. c. I. s. 227; İbn Kudâme, age, c. II, s. 185-202, 228; Şevkânî, age, s. 68.

[16] Ahmed, Mesâil, s. J09, 110 (391-392); Cezîrî, Fame, c. I, s. 411-412; Şeybânî,Asl, c. I, s. 185;

[17] Cezîrî, Fame, c. I, s. 410-411; Kâsânî, BS, c. I, s. 139, 142; Humeynî, age, s. 86(3).

[18] Cezîrî, Fame, c. I, s. 418; Serahsî, age, c. I, s. 187; Kâsânî, BS, c. I, s,139, 141.