sidretül münteha
Sat 29 January 2011, 05:21 pm GMT +0200
7. Namazın Sahih Olma Şartları
Müctehidler "Namaz içinde konuşmak ve fahiş harekette bulunmak, namazı bozar", demişlerdir. Müctehidlerin namazı bozduğunda ittifak ettikleri hareketler namazın fiillerinden olmayan ve namaz dışında yapılması mubah olan bütün hareketlerdir. Bu hareketlerden, namaz içinde yalnız yılan ve akrep öldürmek hareketi müstesnadır. Çünkü bununla namazın bozulup bozulmadığında ihtilâf etmişlerdir. Zira bu mevzuda varid olan hadis [128] kıyas ile çelişmektedir. Tahmin ederim ki namaz içinde hafif bir hareket yapmanın cevazında da müttefiktirler. Konuşmaya gelince: Bu da namazın okuyuş, teşbih ve duaları cinsinden olmayıp namaz dışında sarfedilmesi mubah olan söz ve konuşmalardır ki bununla da -kasden olduğu zaman- namazın bozulduğunda yine ittifak vardır.
Çünkü Cenâb-ı Hak (Ve kûmu lillâhi kânitîn) "Allah için namaza, gönülden boyun eğerek durun" [129] buyurmuştur. Peygamber (s.a.s) Efendimiz de: «Cenâb-ı Allah dininde dilediği hükmü vaz'eder. Vaz'ettiği hükümlerden biri de namazda konuşmamanızdır» [130] buyurmuştur. Bu hadisi, îbn Mes'ud rivayet etmiştir. Zeyd b. Erkam'dan gelen bir hadisin meali de şöyledir:
âyet-i kerimesi nazil oluncaya kadar namazdakonuşurduk. Bu âyet nazil olduktan sonra susmakla emredilip konuşmamız yasaklandı»[131]
Muaviye b. Hakem es-Selemî'nin hadisi de «Peygamber (s.a.s) Efendimiz'in «Bizim namazımızda, insanların birbirleri ile konuşmaları cinsinden olan bir şey yaraşmaz. Namaz; sadece Allah'ı yüceltmek, onun birliğini söylemek, ona hamdetmek ve Kur'an okumaktır» diye söylediğini işittim» [132] şeklindedir.
Ancak fıkıh âlimleri bu mevzuda, eğer kişi ya sehven veya namaz ile ilgili bir hususta kasden konuşursa namazı bozulur mu diye bu iki mes'elede ihtilâf etmişlerdir. Evzâî bu hususta cumhurdan ayrılarak «Bir kimseyi ölümden kurtarmak gibi büyük bir iş için konuşan kimse namazım tamamlar» demiştir. îmam Mâlik'in mezhebinde meşhur olan görüş de, namaz ile ilgili hususlardan kasdi konuşmaların namazı bozmadığı yolundadır, imam Şafii "Namaz ile ilgili olsun olmasın, kasdî konuşmalar namazı bozar", demiştir, îmam Ebû Hanife ise: «îster kasden ister sehven olsun, namaz ile ilgisi bulunsun bulunmasın, her konuşma ile namaz bozulur» demiştir.
Bu ihtilâfın sebebi, bu mevzuda hadis zahirleri arasında bulunan çelişmedir. Zira yukarıda geçen hadislerin hepsi namazda her çeşit konuşmanın caiz olmadığını göstermektedir.
Ebû Hüreyre'nin «Peygamber (s.a.s) Efendimiz iki rek'ai kılıp selâm verdi. Zülyedeyn kendisine: "Namaz mı kısaltıldı, yoksa unuttun mu ya Rasûlallah?" diye sordu. Efendimiz (s.a.s):
«Zülyedeyn'in dediği doğrumu?» diye sordu. 'Evet' dediler. Efendimiz (s.a.s) hemen kalkıp iki rek'at daha kıldı ve selam verdi» [133] meşhur hadisinin zahiri ise, Peygamber (s.a.s) Efendimiz'in arkadaşları ile konuştuğu halde namazını yeni baştan kılmayıp eksik kalan iki rek'atı tamamlamış olduğunu bildirmektedir.
Bu hadisin zahirini alıp da: «Bu konuşma namaz ile ilgili olduğu için Peygamber (s.a.s) Efendimiz namazını yenilemiştir» diyenler, bu kabil konuşmaları yukarıdaki hadislerin umumundan istisna etmişlerdir ki bu, îmam Mâlik'in görüşüdür. «Bu hadiste, Peygamber (s.a.s) Efendimiz'le kendisine uyanlann birbirleri ile kasden konuştuklarım gösteren bir delil yoktur. Çünkü onlar, namazın kısaltıldığım, Peygamber (s.a.s) Efendimiz de namazın tamam kılındığını zannederek konuşmuşlardır.Hadiste Peygamber (s.a.s) Efendimiz:
«Ne namaz kısaltılmış, ne de ben unuttum» diye cevap verdikten sonra konuşmaya devam ettiklerine dair bir bilgi yoktur» diyenler ise, hadisten: «Kasdî olmayan konuşmaların namaza zarar vermediği anlaşılmaktadır» demişlerdir. Şu halde îmam Şafii ile îmam Ebû Hanife arasındaki ihtilâf bu hadisin tef şirindedir. îmam Şafii hadisi bu şekilde tefsir ettikten başka, Peygamber (s.a.s) Efendimiz'in
«Ümmetimden yanılma ve unutmaların sorumluluğu kalkmıştır» [134] hadisine de dayanmıştır.
îmam Ebû Hanife ise:
«Zülyedeyn hadisi nehiy hadislerinden daha önce varid olduğu için, ne-hiy hadisleri ile nesholunmuştur» diyerek nehiy hadislerini umuma hamlet-mistir. [135]
[128] Tirmizî, Salât, 2/287, no: 390.
[129] Bakara, 2/238.
[130] Ebû Dâvûd, Salât, 2/270, no: 924.
[131] Buhârî, el-Amelfi's-Salât, 21/2, no: 1200; Müslim, Mesâcid, 5/7, no: 539.
[132] Müslim, Mesâcid, 5/7, no: 537; Ebû Dâvûd, Salât, 2/271, no: 931.
[133] Buhârî, Ezan, 10/69, no: 714; Müslim, Ataîdd, 5/19, no: 573.
[134] İbn Mâce, Talâk, 10/16, no: 2045.
[135] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 1/263-265.