- Namazı uzatması

Adsense kodları


Namazı uzatması

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
hafiza aise
Wed 10 August 2011, 01:43 pm GMT +0200
4— Namazı Uzatması veya Kısa Tutması:

 

Hz. Peygamber'in (s.a.): "Hanginiz insanlara imam olursa kısa kıldır­sın. "[443] buyurmalarına ve Enes'in (r.a.): "Allah Rasûlü (s.a.) namazı enkısa tutan insan olduğu halde (rükün ve sünnetlerinden hiçbirini eksiltme­den) tam bir şekilde kildınrdı." demesine[444] gelince, namazı kısa tutma işlemi, neticesi cemaatın arzusuna değil, Hz. Peygamber'in (s.a.) yapmış olduğu ve devam ettirdiği fiile varan nisbî bir durumdur. Çünkü Hz. Pey­gamber (s.a.) cemaate birşey emredip kendisi o emre aykırı davranmazdı-. Biliyordu ki, arkasında yaşlı, güçsüz-dermansız ve iş-güç sahibi insanlar vardı. O'nun emrettiği kısa tutma, kendisinin yaptığıdır. Kendi başına kıl­dığı namazın bundan kat kat uzun olması mümkündür. Böyle bir namaz dahi daha uzuna oranla kısadır. Hz. Peygamber'in (s.a.) sürekli tutumları, birbiriyle çekişenlerin her türlü davalarında hakem ve yargılayıcıdır.

Nesâî ve diğer muhaddislerin Ibn Ömer'den (r.a.) naklettikleri şu ha­dis de bunu gösterir. îbn Ömer diyor ki: "Allah Rasülü (s.a.) bize namazı kısa tutmayı emrederdi. Kendisi bize imam olduğunda Saffât sûresini okur­du.[445] Şu halde Saffât sûresini okuma Hz. Peygamber'in (s.a.) emrettiği kısa tutmadır. Allah en iyi bilendir.

Hz. Peygamber (s.a.) Cuma ve bayram namazları dışında hiçbir na­mazda devamlı surette okumak üzere herhangi bir sûre tayin etmezdi. Cu­ma ve bayram namazları dışındaki namazlara gelince; Ebu Davud'un Amr b. Şuayb'dan onun da babasından, babası da dedesinden nakleder ki bı • zat şöyle demiştir:                                                                     

"Küçük veya büyük hiçbir mufassal sûre yok ki, onu farz namazlardî cemaata imam olduğunda Allah Rasulü'nden (s.a.) işitmiş olmayayım."[446]

Bir sûreyi tamamen okumak Hz. Peygamber'in (s.a.) tutumlanndan-dı. Bazan bir sûreyi iki rekâtta okuduğu da olurdu. Hatta bazan da sûre­nin başını okurdu. Sûrelerin sonlarını veya ortalarını okuduğu naklolun-mamıştır. İki sûreyi bir rekâtta ise nafile namazlarda okurdu; farz namaz­da böyle yaptığı rivayet edilmemiştir.

îbn Mes'ûd'un (r.a.) "Ben, şüphesiz Allah Rasûlü'nün (s.a.) uzunluk ça birbirine yakın sûrelerin hangilerini bir araya getirdiğini biliyorum. He bir rekâtta ikişer ikişer olmak üzere şu sûreleri bir arada okurdu: 1- Rah­man ile Necm, 2- Kamer ile Hakka, 3- Tûr ile Zâriyat, 4- Vakıa ile Nûn..."[447] şeklinde naklettiği hadis, farzda mı, nafilede mi olduğu belir­tilmeyen bir fiilin anlatımından ibarettir. Bu ise içine ihtimal taşımaktadır.

Bir tek sûreyi her iki rekâtta okuduğu çok nadirdir. Ebu Davud'un Cüheyne kabilesine mensub bir adamdan naklettiğine göre bu zât, Hz. Pey­gamber'in (s.a.) sabah namazını kıldırırken her iki rekâtta Zilzâl sûresini okuduğunu işitmişti. O zât devamla diyor ki: "Hz. Peygamber (s.a.) unut­tu mu, yoksa bunu kasden mi okudu bilemiyorum."[448]

Hz. Peygamber (s.a.) gerek sabah namazında, gerekse bütün diğer na­mazlarda birinci rekâtı ikinciden uzun tutardı. Bazan (cemaate gelenlerini) ayak sesleri işitilmez oluncaya kadar birinci rekâtı uzattığı olurdu.

Sabah namazını diğer namazlardan daha uzun tutardı:           

1-  Çünkü sabah namazının kıraatine şahitlik edilmekte; Allah T< ve melekleri buna şahid olmaktadır.

2-  Denilir ki, gece ile gündüz melekleri bu namazda hazır bulunurlar. Bu iki görüş "nüzûl-i ilâhî" sabah namazının bitimine kadar mı, yoksa tanyeri ağanncaya kadar mı devam eder ihtilafına dayalı olarak ortaya çıkmıştır. Her iki hususta da haber varid olmuştur.

(Hz. Peygamber'in (s.a.) sabah namazını uzun tutmasının yukarıda zikredilenlere ek olarak şu hikmetleri de vardır):

3-  Sabah namazının rekâtlarının sayısı diğerlerinden noksan olduğu için bu sayıca noksanlığa bedel kıraat uzatılmıştır.

4- Sabah namazı uykunun peşinden insanların dinlenmiş oldukları bir vakitte kılınmaktadır.

5- O vakitte insanlar daha henüz geçim ve dünya işlerine yönelmemiş­lerdir.

6-  Sabah namazı kulak, dil ve kalbin boş olmalarından ve henüz her­hangi bir şeyle meşgul edilmediklerinden dolayı birbirleriyle uyum içinde bulundukları bir vakitte kılınmaktadır. Bu yüzden kişi okunan Kur'ân'ı anlar ve düşünür.

7- Eylemin (amelin) temeli ve başıdır. Bu sebepten ona çok fazla önem verilmiş ve buna nisbeten de uzun tutulmuştur.

Bunlar, yalnızca şeriatın sırları, maksatları ve hikmetlerine göz atanla­rın bilebileceği sırlardır. Yalnız Allah'dan yardım dilenir. [449]


[443] Uzunca bir hadisin bir bölümüdür. Buhari,  10/62; Müslim, 467; Muvatta* 1/134;

Tirmizî, 236; Ebu Davud, 794; Nesâî, 2/94; Ahmed, Müsned, 2/256, 271, 486, 502, 537.

[444] Buharı, 10/64;  M,üsüm, 469; Tirmizî, 237; Nesâî, 2/94; Îbn Mâce, 985 Müsned, 3/255.

[445] Nesâî, 2/95. tsnadı sahihtir.                                                                     

[446] Ebu Davud, 814. isnadı hasendir.

[447] Ebu Davud, 1396. Hadisin devamı şöyledir: "...5) Meâric ile Nâziât, 6) Mutaffîfîn ile Abese, 7) Müddessir ile Müzzemmil, 8) Dehr ile Kıyamet, 9) Amme ile Mürselât, 10) Duhân ile Tekvîr." tsnâdı kuvvetlidir. Buharî ve Müslim'in (722) rivayetlerine göre Îbn Mes'ûd: "Ben şüphesiz Allah Rasûlü'nün (s.a.) uzunlukça birbirine yakın sûrelerden hangilerini ikişer ikişer bir araya getirerek bir rekâtta okuduğunu biliyorum" deyip mufassaldan yirmi, Hâ-mîm'le başlayan sûrelerden de iki sûrenin adlarını saydı.

[448] Ebu Davud, 816. Senedi kuvvetlidir.

[449] İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 1/199-202.