- Namazdan Selam İle Çıkmak

Adsense kodları


Namazdan Selam İle Çıkmak

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
neslinur
Thu 19 August 2010, 09:28 am GMT +0200
Namazdan Selam İle Çıkmak
 


Müminin miracı sayılan namaza Allahü Ekber denilerek başla­nır ve sonunda selâm verilerek çıkılır. Ancak nasıl Tekbir getirilip namaza başlanır konusu işlenirken, bunun şekli üzerinde durul­duğu gibi, namazdan selâm verilerek çıkılır denilirken nasıl selâm verilir ve nasıl bir hareket gösterilir, huhusunu da açıklamamıza ih­tiyaç vardır. Zira İslâm Dini, ibâdeti âdetten ayırmış, ibâdete bir resmiyet kazandırarak bizi kendi halimize ve arzumuza bırakma­mıştır. Bir olan Allah'a, aynı kıbleye yönelip aynı inanç, duygu ve dü­şüncelerle ibâdet ederken, ibâdeti aynı ölçüler içinde yapmamız ge­rekir. Şüphesiz ki, Resûlüllah (a.s.) Efendimizin nasıl ibâdet ettiği, nasıl namaz kıldığı, nasıl abdest aldığı ve ibâdetlerinde neler oku­duğu, nasıl bir resmiyet ortaya koyduğu en ince taraflarına kadar tesbit edilip bize kadar rivayet yoluyla aktarılmıştır. Yeter ki, o ri­vayetleri sıhhatli şekilde tesbit edip müctehit imamların istidlal, ihticac ve ictihatlarını bilmiş olalım; işte o zaman bir karışıklık, bir zorluk söz konusu olmuyor ve ibâdeti en doğru şekliyle manasıyla yapma imkânları elde ediliyor..

Konuyla ilgili hadisler:

İbn Mes'ûd (r.a.)’den yapılan rivayette, demiştir ki:

"Peygam­ber (a.s.) Efendimiz sağına ve soluna selâm verir, Es-Selamü Aleyküm Ve Rahmetüllahi, Es-Selâmü Aleyküm Ve Rahmetüllahî der, o kadar ki (arkasında duranlarca) yanağının be­yazlığı görülürdü."[392]

Âmir b. Sa'd'den, o da babasından rivayet etmiştir. Babası şöyle haber vermiştir:

"Ben Resûlüllah (a.s.) Efendimizi (namaz kılarken) gördüm, yanağının beyazlığı gözükecek şekilde sağına ve solu­na selâm veriyordu."[393]

Câbir b. Semure (r.a.)’den yapılan rivayette, demiştir ki:

"Biz­ler Resûlüllah (a.s.) Efendimizle beraber namaz kıldığımız zaman (namazdan çıkarken) (sağımıza ve solumuza Es-Selamü Aley­küm Ve Rahmetullah, Es-Selamü Aleyküm Ve Rahmetullah diyorduk." (Râvi bunları anlatırken eliyle iki yanına işa­ret ediyordu). Bunun üzerine Resûlüllah (a.s.) Efendimiz: "Neden ellerinizle işarette bulunuyorsunuz da sanki elleriniz serkeş huysuz atın kuyruğuna benziyor. Sizin için yeterli olanı şudur: Elini uyluğu üzerine bırakır, sağındaki ve solundaki kardeşine selâm verir."[394]

Diğer bir rivayette ise şöyle nakledilmiştir:

"Biz, Resûlüllah (a.s.) Efendimizin arkasında namaz kılıyorduk. Buyurdu ki:

"Şunlara ne oluyor ki elleriyle selâm veriyorlar, elleri huysuz serkeş atların kuyruklarına benziyor. Size elini uyluğunun üzerine koymak yeter ve sonra da Es-Selamu Aleyküm, Es-Selamu Aleyküm der."[395]

Semüre b. Cündeb (r.a.)’den yapılan rivayette, demiştir ki:

"Resûlüllah (a.s.) Efendimiz, imamlarımıza selâm vermemizi ve birbirimize selâm vermemizi bize emretti."[396]

Ebû Davud'un tesbit ettiği rivayette ise, şöyle denilmiştir:

"İmam'ın selâmını cevaplayıp çevirmemizi, birbirimizi sevmemizi ve birbirinize selâm vermemizi bize emretti."

Ebu Hüreyre (r.a.)’den yapılan rivayette, Peygamber (a.s.) Efendimizin şöyle buyurduğunu haber vermiştir:

"Selâm lâfzını uzatmamak, çekmemek sünnettir."[397]

Hadîslerin açık delâletinden şu hükümler anlaşılmaktadır:

1- Namazın sonunda önce sağa, sonra sola selâm vermek meş­ru'dür.

2- Selâm verildiğinde, arkada duran kimsenin selâm verenin yanağını görecek şekilde başı sağ ve sol omuza doğru çevirmek sün­nettir.

3- Namazın sonunda selâm verirken Es-Selamü Aleyküm Ve Rahmetullah demek sünnettir.

4- Selâm verirken el işaretinde bulunmak mekruhtur.

5- Selâm verirken de elleri dizler üzerine konulmuş bir halde bulundurmak sünnettir.

6- Namazın sonunda selâm vermek için Es-Selamü Aleyküm demek kâfidir.

7- Namazın sonunda selâm verirken imamı kasdetmek müstehabdır.

8- Yine cemaat halinde namaz kılınırken müslümanlar sağ ve sol taraflarına selâm verdiklerinde bununla birbirlerini kasdetmeleri müstehabdır.

9- Selâm lâfzını çekip uzatmadan, yani med yapmadan teleffuz etmek sünnettir.

Hadîslerin ışığında mezhep imamlarının istidlal, ihticac ve ictihatları:

a) Hanefî mezhebine göre:

Namazın sonunda selâm vermek ve "selâm" lâfzını kullanmak vâcibdir.[398]                                                                             

Namazdan "selâm" lafzıyla çıkmak farz değildir.[399] Sağ ve sol tarafa selâm verilirken selâm lâfzını kullanarak "es-Selâmu aleyküm ve rahmetullah" demek ve yanaklar görülecek şekilde başı sağ ve sol omuzlara doğru çevirmek, sağa selâm verince sağındaki me­lekleri ve insanları kasdetmek, sola selâm verirken yine sol tarafta­ki melekleri ve insanları kasdetmek sünnettir. İmamın bulunduğu cihette bulunanlar selâm verirken aynı zamanda imamı da kasdederler.

Yalnız başına namaz kılan kimsenin ise, selâm verirken sadece Hafeze denilen melekleri kasdetmesi yeter.                                   

Peygamber (a.s.) Efendimiz, "Namazın tahlili, çözülüp sona er­mesi, teslimdir." buyurduğu için selâm lafzıyla namazdan çıkmak vâcib oluyor.[400]

Selâmda önce sağa, sonra sola selâm vermek sünnettir. O bakım­dan İmam Ebu Hanîfe'ye göre, önce sola selâm veren kimse, sağına selâm verir ve soluna verdiği selâmı iade etmez. Ancak böyle yap­mak mekruhtur. Bunun gibi önce ön cephesine, sonra da sol tarafı­na selâm veren de, birinci selâmı iade etmez.[401]

Selâm verirken başı iyice sağ ve sol tarafa çevirip arka safta duranların onun yanağını görecek şekilde olması da sünnettir. Hanefiler bu konuda İbn Mes'ud (r.a.) hadisiyle istidlal etmişlerdir.

Selâmı aşikâr söylemek de sünnettir.[402]

b) Şafiî mezhebine göre:

Namazın on ikinci farzı, selâm vermektir. Nitekim Sahîh-i Müs­lim'de, "Namazın tahrîmi tekbirdir, tahlili ise selâmdır" buyurulmuştur. Selâm'm en kısa şekli "es-Selâmü aleyküm" dır. Bunun ak­si de olabilir, yani "Aleykümü's-Selâm" da demek kâfidir. Ancak bu ikinci şekilde selâm vermek mekruhtur. En kâmil şekli ise, "es-Selâ­mu aleyküm ve rahmetullah" dır. Selâm bir defa sağa, bir defa da sola verilir ve tekrar edilmez. Sağ yanağı görülecek şekilde iltifatta bulunur ve verdiği selâmla iltifat ettiği cihetteki melekleri, mü'min olan insanları ve cinleri kasdeder. Bu da sünnettir. Ayrıca cemaat halinde kılınan namazlarda, imam ve cemaatten kendisine selâm verenleri de kasdeder. Şafiîler bu meselede Semüre b, Cündeb (r.a.) hadisiyle istidlal etmişlerdir.[403]

c) Hanbeli mezhebine göre:

Namazın sonunda, namazdan çıkmayı irâde ederken sağ tarafına ve sol tarafına iltifat ederek Es-Selamü Aleyküm Ve Rahmetullah der. Bu şekil selâm vermek vâcibdir, başka bir lâfız bunun yerine geçmez. İmam Mâlik ile İmam Şafii'nin de görüşü budur. İmam Ebû Hanife'ye göre, namazdan çıkmak için "selâm" lâfzı taayün edilmiyebilir, herhangi bir amelle namazdan çıkılabilir. Ancak selâm vermek suretiyle çıkmak vâcibdir diğer bir rivayete göre, sünnettir.

Hanbeliler bu konuda şu hadîsle istidlal etmişlerdir:

"Namazın anahtarı abdesttir; tahrîmi tekbirdir; tahlili ise, teslimdir."[404]

Hem Resûlüllah (a.s.) Efendimiz her namazında sağa ve sola selâm vermiş ve buna devam etmiş ve: "Benim nasıl namaz kıldığımı görü­yorsanız öylece namaz kılın!" diye emretmiştir.[405]

Birinci defa sağ tarafa selâm vermek vâcib, sol tarafa vermek se sünnettir. Diğer bir rivayette sol tarafa da selâm vermek vâcibdir. Daha sahîh olanı da budur. Hanbeliler bu meselede Cabir b. Semüre (r.a.) hadisiyle istidlal etmişlerdir.[406]

Selâmda sünnet olan lafız, Es-Selamü Aleyküm Ve Rahmettullah'dır. Zira Peygamber (a.s.) böyle selâm vermiştir. Han­beliler bu meselede, İbn Mes'ud ile Câbir b. Semüre (Allah ikisinden de razı olsun) hadîsleriyle istidlal etmişlerdir. Bununla beraber, sadece "Es-Selamü Aleyküm" demek de kâfi gelir.[407]

Belirtilen şekli tersine çevirip "Aleykümü's-Selam" demek yeterli olmaz. İmam Şafiî'ye göre yeterli olur.

İbn Kudame namazın sonunda selâm verme konusu üzerinde hayli rivayet toplayarak buna geniş yer ayırmıştır. Arzu edenlere el-Muğnî kitabını tavsiye ederiz.

d) Mâliki mezhebine göre:

Sahnun diyor ki, imamın nasıl selâm vereceğini İbn Kasım'dan sorduğumda bana şu cevabı verdi:

"Bir defa hafif sağa meylederek ön cihetine verir." Ya yalnız başına namaz kılan kimse nasıl verir? diye sorduğumda, "o da aynı şekilde bir defa verir" dedi.           

İmamın arkasında bulunan kimse, eğer sol cihetinde bir kimse varsa, ona da redd-i selâmda bulunur. Namazda erkek ve kadının selâm verme şekli ve ölçüsü aynıdır.                                           

İmam Mâlik diyor ki:

"Namaz kılan imamın arkasında bulunu­yorsa, sağ tarafına selâm verdikten sonra imama redd-i selâmda bu­lunur. Bunun üzerine İbn Kasım, İmam Mâlik'e sormuş, demiş ki:

"İmama nasıl redd-i selâmda bulunur, Aleyke's-Selâm mı der, yoksa es-Selâmu aleyke mi der?" İmam şöyle karşılık vermiştir:

"Bu ikisi de caizdir, ama benim için daha müstehab olanı, Es-Selamü Aleyküm'dür."

İmam Mâlik bu meselede, bazan Peygamber (a.s.) Efendimiz'in ve sonra da Ebû Bekir, Ömer, ve Ömer b. Abdülaziz'in namazdan çı­karken bir defa selâm verdiklerini dikkate alarak istidlalde bulunmuştur.[408]

Özetliyecek olursak:

Mâliki mezhebine göre, namazdan çıkmak için sağ tarafa selâm vermekle yetinilir. Ancak bu imama ve bir de yalnız başına namaz kılana has bir sünnettir. Cemaatla namaz kılan kimse, hem hafif sağına, hem de soluna selâm verir, böylece sağ ve sol tarafındaki mü'minlerin selâmını karşılayıp cevaplamış olur.

Yine bu mezhebe göre, ön cihete doğru selâm verilir, cümlenin sonuna geldiğinde, yani (mim) harfini teleffuz ederken hafif sağ tarafa iltifat etmesi menduptur.[409]

Diğer rivayetler, tahliller ve yorumlar:

1010 nolu İbn Mes'ud (r.a.) hadîsini aynı zamanda Darekutnî ve İbn Hibban rivayet etmişlerdir. Hadîsin az farklı lâfızları nakle­dilmiştir, aslı ise, Sahîh-i Müslim'dedir. el-Akiylî diyor ki:

"Hadîsin isnadları sahihtir ve İbn Mes'ud hadîsine göre, namazın sonunda iki tarafa selâm vermek sabit olmuştur. O halde bir selâm vermek sahih olmaz."[410]

1011 nolu Âmir b. Sa'd hadîsini Hafız Bezzar, Darekutnî ve İbn Hibban tahrîc etmişlerdir.

Bu babda birçok hadîsler vardır ki hepsi de namazın sonunda biri sağa diğeri sola olmak üzere iki selâm vermeye delâlet etmek­ledirler. Nitekim İbn Mâce'nin Ammar'dan, Darekutnî'nin de Ammar'dan, İbn Ebi Şeybe'nin Berâ' b. Âzib'den Ahmed b. Hanbelin Sehl b. Sa'den, yine İbn Mâce'nin Hz. Hüzeyfe'den ve Adiy b. Umeyre’den rivâyet ettikleri hadîsler bu cümledendir. Yapılan ciddi tesbitlere göre bunların isnadı hasendir. Bunlardan başka birkaç hadîs daha rivayet edilmişse de çoğunun zayıf olduğu görülmüştür.

Nitekim. İbn Münzir'in Ebu Bekir Sıddîk'dan, Ali'den, İbn Mes'ud'dan, Ammar b. Yasir'dan ve Nâfi' b. Abdülharsden (Allah hep­sinden razı olsun) yaptığı rivayette, hepsinin de namazın sonunda iki tarafa selâm verdikleri tesbit edilmiştir. Tabundan Ata b. Ebî Rebah, Alkame, Şa'bi ve Abdurrahman es-Sülemî de ayni görüştedir­ler ve uygulamaları da öyle olmuştur. Müctehitlerden, İmam Mâlik'in dışında olanların da istidlal ve ictihatları bu doğrultudadır. İshak Ebû Sevr de aynı paralel de yer almışlardır. İbn Münzir de aynı gö­rüştedir, Şevkani de aynı şeyi ifade etmiştir.[411]

Namazdan çıkışta sadece bir defa selâm vermenin meşruiyetini söyleyenlere gelince, onlar bu meselede daha çok İbn Ömer, Enes, Seleme b. el-Ekva' (Allah hepsinden razı olsun) uygulamalarını dik­kate almışlardır. Hz. Aişe'nin de (r.a.) aynı paralelde olduğu sabit olmuştur. Tabiînlerden Hasan el-Basri, İbn Sirin ve Ömer b. Abdülaziz'in de görüşü bu doğrultudadır. İmam Evzaî de bu meselede İmam Mâlik'in görüşüne katılmıştır. Ehl-i Beyt'ten ise, Abdullah b. Musa b. Cafer, namazın sonunda öne, sağa ve sola olmak üzere üç selâm verip çıkmak vâcibdir, demiştir.

İki selâmın meşruiyetine kail olanlara göre, her iki tarafa selâm vermek vâcib midir, yoksa sağa selâm vermek vâcib, sola vermek sünnet veya müstehab mıdır? Cumhura göre, ikinci selâm müstehabdır. O bakımdan İbn Münzir diyor ki:

"İlim adamları, namazdan çıkarken bir selâmla yetinmenin caiz olduğuna kail olmuşlardır, bu hususta onların icma'ı vardır."

İmam Nevevî de Müslim'in şerhinde buna yakın bir ifade kul­lanmıştır.

Özetliyecek olursak, namazın sonunda iki veya bir selâm mese­lesi hayli geniş tutulmuş ve ilim adamları birçok rivayetlere yer vermişlerdir. O bakımdan konuyu burada fazla uzatmaya gerek görmüyor, onu bundan sonraki fasılda ilgili hadîsleri de nakletmek suretiyle açıklamak istiyoruz.

1012 nolu Cabir b. Semüre hadîsi, hem sahihtir, hem de namazın sonunda iki tarafa selâm vermenin meşruiyetine açık biçimde delâ­let etmektedir. Ayrıca selâm verirken sadece "Es-Selâmu aleyküm" demekle yetinmenin caiz olduğunu ifade etmektedir.

1014 nolu Semüre b. Cündeb (r.a.) hadîsini aynı zamanda Hâ­kim ve Bezzar tahrîc etmişlerdir. Hafız Bezzar'a göre, isnadı hasen­dir. Ancak el-Hasen'in bu hadîsi Semüre'den işittiği ihtilaflıdır, bu hususta dört görüş ve tesbit ortaya çıkmıştır: Mutlaka ondan işitmiştir. -Mutlaka ondan işitmemiştir- Ondan sadece el-Akiyka hadîsini işitmiştir. - Ondan üç hadîs işitmiştir..

Hadîste "sonra birbirinize selâm verin" emri, namazdaki selâm­la ilgilidir. Nitekim Hafız Bezzar bunu belirterek kesinlik ifade eden bir cümle kullanmıştır. Böylece hadîsin zahirî delâletinden şu husus anlaşılmaktadır: Namazın sonunda sağa ve sola selâm verirken, bununla imam, cemaat birbirini kasdeder, biri diğerine selâm vermeye niyetlenir.

1015 nolu Ebû Hüreyre hadîsini aynı zamanda Hâkim tahrîc et­miş ve "Müslim'in şartı üzere sahihtir" demiştir. Ancak yapılan cid­di tesbitlere göre, isnadında Kurre b. Abdurrahman b. Hivîl bulunu­yor ki, İmam Ahmed'e göre, münkerü'l-hadîstir. Yahya ise, onun için "hadîsi zayıftır" demiştir. Ebu Hâtim'e göre, kaviy değildir. İbn Adiy diyor ki:

"el-Evzaî, Kurre'den onun üstünde hadîs rivayet et­miştir. O bakımdan onun rivayetinde bir beis olmadığını umuyo­rum."[412]

Müslim ise kendi Sahîh'inde onu Amr b. el-Hâris'e makrun olarak zikretmiş; İbn Hibban onu sikat (güvenilirler) arasında anmıştır.[413]

Tirmizî ise, yukarıda naklettiğimiz hadisi sahihlemiş ve mevkuf olmadığını belirtmiştir. Ancak Tirmizî'nin rivayetinde "Hazfü't-teslîm" yerine, "Hazfü's-selam.." denilmiştir.

Nitekim İbrahim en-Nahaî'den yapılan rivayette, onun şöyle de­diği tesbit edilmiştir:

"Tekbir cezmdir, selâm da cezmdir." Bundan maksat, Allahü Ekberu yerine çekmeden ve sonuna hareke koy­madan Allahü Ekber; Es-Selamü Aleykümü yerine yine çek­meden Es-Selamü Aleyküm demektir. İbn Seyyid en-Nas da di­yor ki:

"Selâm'ın uzatılmayacağı hakkında âlimlerin görüş birliği vardır, buna muhalefet edeni bilmiyorum."

Namazın sonunda selâm verirken, Es-Selamü Aleyküm Ve Rahmetullah demek, yani sağa ve sola başı çevirip bu cümleyi söylemek hakkında birçok rivayetler vardır. Darekutnî'nin Fezale b. Fazl'dan yaptığı rivayette, Ammar b. Yâsir (r.a.)’ın şöyle dediği tes­bit edilmiştir:

"Resûlüllah (a.s.) Efendimiz sağına selâm verdiği zaman, sağ yanağının beyazlığı görünürdü; sol tarafına selâm ver­diği zaman sol yanağının beyazlığı görünürdü. Selâm vermesi ise şöyle idi: Es-Selamü Aleyküm Ve Rahmetullah.."

Râvî Fezale b. Fazl üzerinde biraz durulmuş, Ebû Hatim onun "sadûk" doğru ve güvenilir olduğunu kaydetmiştir. İbn Mâce kendi Sünen'inde zikretmiştir.[414]

Diğer bir hadîsi de İmam Ahmed kendi Müsned'inde, Taberâni kendi Mu'cem'inde Mülazim b. Amr'den, o da Hevde b. Kays b. Talk'den, o da babasından, o da dedesinden rivâyet etmiştir ki, adı geçen şöyle haber vermiştir:

"Resûlüllah (a.s.) sağına ve soluna selâm verirdi, öyle ki, sağ ve sol yanağının beyazlığı görülürdü." Burada nasıl selâm verdiği, yani hangi lâfızlarla söylediği rivayet edilme­miştir.

Bir başka hadisi Beyhaki el-Ma'rife'de İmam Şafii tarikiyle riva­yet etmiştir ki, Şafiî'ye İbrahim b. Muhammed haber vermiş, o da İshak b. Abdullah'tan o da Abdülvahhap b. Baht'tan, o da Vasile b. el-Eska' (r.a.)’den rivayet etmiştir. Adı geçen şöyle haber vermiştir:

"Resûlüllah (a.s.) Efendimiz yanağının beyazlığı görünecek şekilde sağ ve soluna selâm verirdi."                                             

İki tarafa selâm vermekle ilgili bir başka hadisi Ebû Dâvud, Vâil b. Hücür (r.a.)’den rivayet etmiştir. Adı geçen şöyle demiştir:

"Pey­gamber (a.s.) Efendimizle beraber namaz kıldım. O, başını sağına çevirip Es-Selâmü Aleyküm Ve Rahmetullah soluna çevirip Es-Selamü Aleyküm Ve Rahmetü'llah derdi."

İmam Nevevî el-Hülasa'da, bu hadisin isnadının sahih olduğunu kaydetmiştir.

Darekutni ise kendi Sünen'inde Hüreys b. Ebî Matar'dan, o da eş-Şa'bî'den o da Berâ' b. Âzib (r.a.)’den rivayet etmiştir ki, adı ge­çen şöyle demiştir:

"Peygamber (a.s.) Efendimiz, iki selâm verirdi.."

Ancak bu hadîsin râvisi Hüreys hakkında bazı sözler söylenmiş­tir. Buharî onlardan biridir. Ebu Hatim, İbn Main ve Nesâî de Buharî'ye katılmışlardır. Zehebî, onun birçok kimseler tarafından zayıf kabul edildiğini kaydeder ve Nesâî'nin onun hakkında "metrukü'l-hadîs" dediğini nakleder. Buharî, onun kaviy olmadığını belirtmiş­tir.[415]

Tirmizî ve İbn Mâce'nin Züheyr b. Muhammed'den, o da Hişam b. Urve'den, O da Hz. Aişe (r.a.)’dan rivayet ediyor. Adı geçen demiş­tir ki:

"Resûlüllah (a.s.) Efendimiz (namazın sonunda) bir defa yüzünün istikametine selâm verirdi."

Aynı hadîsi Hâkim el-Müstedrek'te rivayet etmiş ve "Şehayn'in şartı üzere.." demiştir. et-Tenkih sahibi diyor ki: 

"Züheyr b. Mu­hammed, her ne kadar sahih ricaldan sayılırsa da onun birçok münker rivayetleri vardır. Bu hadîs de o münkerlerden biridir." Nitekim Ebû Hâtim de, "Bu hadîs münkerdir" demiştir.[416]                     

Bilindiği gibi, münker hadîs, zayıf bir râvinin sika (güvenilir) bir râviye muhalif olarak rivayet edilen hadîstir.

et-Tahavî ise, Züheyr b. Muhammed hakkında şöyle demiştir:

"Bu zat her ne kadar sika (güvenilir) se de, Amr b. Ebî Seleme'nin rivayeti onun zayıf olduğunu ortaya koymaktadır."[417] İbn Maîn de aynı görüştedir.

Nevevi, Hâkim'in bu hadîsi sahihlemesi kabule şayan değildir, zira, namazın sonunda bir tek selâmla yetinmenin hiçbir şekilde sabit olmadığı bilinmektedir, demiştir.[418]

Bir selâmla yetinmekle ilgili bir başka rivayeti İbn Mâce, Abdülmüheymin'den, o da babası Abbas'dan, o da kendi babasından, o da dedesi Sehl b. Sa'd (r.a.)’den yapmıştır. Adı geçen demiştir ki:

"Resûlüllah (a.s.) Efendimizin bir tek selâm verdiğini işittim, on­an fazlasını yapmadı."

Darekutnî bu rivayet üzerinde durarak, "Abdülmüheymin kaviy değildir" derken, İbn Hibban, onunla ihticac bâtıldır, diye kaydetmiştir.[419]

Zehebî bu zat üzerinde durarak şunları nakletmiştir:

"Abdülmuhaymın b. Abbas'ın on kadar rivayet ettiği hadis vardır. Buhari, onun münkerü'l-hadîs olduğunu söylemiş; Nesâî, sika olmadığına dikkat çekmiş, Darekutnî ise, onun kaviy olmadığını belirtmiştir."[420]

Bu konuda bir başka rivayeti İbn Mâce, Yahya b. Râşid'den, o da Yezid Mevlâ Seleme'den, o da Seleme b. el-Ekva' (r.a.)’den yap­mıştır. Adı geçen şöyle demiştir:

"Resûlüllah (a.s.) Efendimizi na­maz kılarken gördüm, bir defa selâm verdi."

Ne var ki, râvi Yahya b. Râşid üzerinde durulmuş, İbn Main, onun kayda değer bir şey olmadığını söylerken, Nesâî onun zayıf ol­duğunu belirtmiştir.[421]

Aynı konuyla ilgili bir hadîsi İbn Adiy el-Kâmil'de, Atâ' b. Ebî Meymune'den, o da Ebu Hafs'dan , o da el-Hasen'den, o da Semüre (r.a.)’den rivayet etmiştir. Adı geçen şöyle demiştir:

"Resûlüllah (a.s.) Efendimiz (namazın sonunda) bir tek defa selâm verirdi, o da yüzü istikametine.."

Abdülhak bunu kendi Ahkâm'ında İbn Adiy cihetiyle zikret­miş ve Atâ'ın zayıf olduğunu belirtmiştir.[422] İbn Maîn onun sika olduğunu belirtmişse de Ebû Hatim onun hadîsiyle ihticac edilmez demiştir. Aynı zamanda bu zatın Kaderi mezhebinin baş eleman­larından olduğunu Ebu İshak el-Cevzecânî söylemiştir.[423]

Böylece namazın sonunda Peygamber (a.s.) Efendimiz'in yüzü istikametine bir selâm vermekle yetindiğiyle ilgili rivayetlerin he­men hepsi istidlal ve ihticace elverişli olmadığı, çoğunun zayıf ve metruk olduğu anlaşılmaktadır. O bakımdan iki tarafa belirtilen şekilde ve zikredilen elfaz ile selâm vermenin sahîh olduğu ihticaca uygun görüldüğü kesinlik kazanmış oluyor. O bakımdan müctehit imamların çoğunun istidlal ve ictihatları bu doğrultudadır.

Nitekim Ebu Cafer et-Tahavî bir selâmla yetinmekle ilgili iki rivayete yer verdikten sonra iki tarafa selâm vermekle ilgili yirmi­den fazla rivayeti toplamış ve böylece konuya ağırlık kazandırarak araştırıcılara yeteri kadar malzeme hazırlamıştır. Onları buraya nakletmemiz, -kitabımızın hacmini büyüteceğinden- mümkün olma­mıştır. O, bu rivayetleri topladıktan sonra Mâliki mezhebi dışında üç mezhebin görüşüyle birleşmiştir. [424]

 

Çıkarılan Hükümler
 

1- Namazın sonunda selâm vermek ve "selâm" lafzını kullan­mak vâcibdir.

2- Başı sağa ve sola çevirip selâm vermek sünnettir. Bu, Hanefîlere göredir.

3- Selâm verirken sağdaki ve soldaki melekleri ve mü'minleri kasdetmek müstehabdır.

4- Önce sağa, sonra sola selam vermek sünnettir. Bu da Hanefilere göredir.

5- Selâm verirken başı iyice sağa ve sola, yanaklar görüne­cek şekilde çevirmek sünnettir. Bu Hanefi, Şafîi, ve Hanbeli mezhebi­ne göredir.

6- Namazın sonunda selâm vermek farzdır.

7- Selâm verirken Es-Selamü Aleyküm Ve Rahmetullah demek sünnettir ve selâmın kâmil şeklidir.

8- Sağ tarafa selâm vermek vâcib, sol tarafa vermek sünnet­tir. Bu, Hanefîlerle Hanbelilere göredir.

9- Namazın sonunda sadece ön cihete selâm verip başı ha­fifçe sağa çevirmek kâfidir. Bu, Mâlikîlere göredir.

10- Selâm'ı cezm şeklinde teleffuz edip uzatmamak sünnettir.

 

Rüveyha
Wed 4 November 2015, 07:14 am GMT +0200
Esselamu aleykum ve rahmetullah.Bu konuda ayrıntılı bilgi verilmiş.Rabbim razı olsun kardeşim.

ikranur 7d
Wed 4 November 2015, 02:45 pm GMT +0200
ve aleykümüsselam ve rahmetullah.
bu konu ile ilgili çıkarılan hükümleri bilmiyordum sayenizde öğrendim. Allah (c.c.) razı olsun .çok teşekkür ederiz.

mevlüde06
Mon 28 December 2015, 03:56 pm GMT +0200
Ve aleykumusselam ve rahmetullah.saga selam vermenin vacib sola vermenin ise sunnet oldugunu bilmiyordum.Allah razi olsun abla paylasimin icin.vesilenle ogrenmis oldum insallah.

Bilal2009
Tue 12 February 2019, 06:36 am GMT +0200
Ve aleykümüsselam Rabbim bizleri namazı dosdoğru kilanlardan eylesin Rabbim paylaşım için razı olsun