- Namazdan güzel bir sözle çıkış

Adsense kodları


Namazdan güzel bir sözle çıkış

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
sumeyye
Tue 1 February 2011, 01:58 pm GMT +0200
 
Namazdan Güzel Bir Sözle Çıkış

 

Namazdan, abddest bozmak ya da benzeri namaza mani ve onu bozucu herhangi bir şeyle çıkmak çirkin, kötü ve saygıyla asla bağdaşmayacak bir şeydir. Öbür taraftan namazı sona erdirecek, namazda iken haram olan şeyleri helâl kılacak bir fiilin bulunması da zorunludur. Eğer bu fiil şer'an belirlenmemiş olsaydı, herkes kendi arzusu doğrultusunda hareket edecekti. İşte bu yüzden na­mazdan çıkışın, insanların en güzel sözleriyle yani selâmla olması vacip kılınmıştır. "Onun sonu (tahlil) da selâm vermektir.[43] hadisi bu anlamdadır. [44]

 
Tahiyyât Ve Selâm;
 

Ashap, kullara selâmdan önce Allah'a selâm vermeyi müste-hap görürler ve, "Allah'a selâm, Cebrail'e selâm, falana selâm, derlerdi. Rasûlullah (s.a.), bunu "Tahiyyât" ile değiştirdi ve deği­şikliğin sebebini de şöyle açıkladı: "Selâm, Allah'ın üzerinedir, de­meyin; çünkü selâm Allah'ın kendisidir[45] Yani bir şeye selâmette bulunması için dua etmek, yokluk ve benzeri hallerden selâmette bulunması zatının gereği olmayan, varlığı da yokluğu da mümkün olan şeyler için uygun düşer; Allah için uygun düşmez.

Rasûlullah (s.a.), kendi yerinin dindeki önemine dikkat çek­mek, peygamberliğinin ikrarım sağlamak ve hakkına riayette bu­lunulmasını temin etmek amacıyla, kendisine salât ve selâm okun­masını istemiş, sonra daha genel bir ifade ile, "es-Selâmu aleynâ ve alâ ıbâdillahi's-sâlihîn" cümlesini[46] eklemiş ve şöyle buyur­muştur: "Kişi bunu söylediği zaman, gökte ve yerde bulunan her sâlih zat, bu duadan nasiplenir. [47] Bunun arkasından da kelime-i şehâdet okunmasını emretmiştir. Çünkü o, en büyük zikirdir. Ar­kasından da hoşuna gidecek bir duada bulunmasını istemiş ve bu­nu kulun seçimine bırakmıştır. [48] Çünkü namazın bitiş zamanı, dua zamanıdır. Zira o anda kul, rahmet deryasına gark olmuş bir haldedir ve duası kabule açıktır. [49]

 
Dua Âdabı;
 

Duâ âdabından biri de kabul olunması için Allah Teâlâ'ya öv­gü ile başlamak, O'nun peygamberi ile tevessülde bulunmaktır.

Sonra durum bu şekilde yerleşmiş, teşehhüd namazın bir rüknü kılınmıştır. Eğer bu şeyler olmasaydı, namaza son verilmesi sanki ondan pişman olmuş ve kaçmış birinin bırakışı gibi olur­du.

Daha başka, kimi gizli kimi açık hikmetler de vardır ki, an­lattıklarımızla yetinerek onları burada zikretmeye gerek görmüyo­ruz.

Kısaca söylemek gerekirse, zikrettiğimiz hususlar ve daha ön­ce sözünü ettiğimiz kaideler üzerinde düşünen kimse, kesin olarak anlar ki, bu keyfiyet üzere kılınacak namaz, mutlaka olması gere­ken ideal şekildir ve akıl, bundan daha güzel, daha kâmil bir şekil tasavvur edemez; kadrini bilen kimseler için namazın gerçekten en büyük ganimet olduğunu anlar. [50]




[43] EbûDâvûd, Taharet, 31, Salât, 73.

[44] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/9-10.

[45] bkz. Müslim, Salât, 55.

[46] Manası: Selâm bize ve Allah'ın sâlih kulları Üzerine olsun.

[47] bkz. Müslim, Salât, 55.

[48] bkz. Müslim, Salât, 57.

[49] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/10.

[50] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/10-11.