sidretül münteha
Sat 29 January 2011, 04:58 pm GMT +0200
B- Namazdaki Fiiller
Bu fasılda sekiz ana mes'ele vardır. [199]
1. Elleri Kaldırmak:
Ulema, namazda el kaldırmanın hükmü nedir, namazın neresinde kaldırılır ve kaldırılırken ne kadar yükseltilir diye üç hususta ihtilâf etmişlerdir. Namazda el kaldırmanın hükmü, cumhûr'a göre sünnettir. İmam Dâvûd ile tabi'lerinden bir kitle de farz olduğunu söylemişlerdir ki bunlar da birkaç gruba ayrılmaktadırlar. Kimisi yalnız iftitah tekbiresini alırken, kimisi hem iftitah tekbiri alırken, hem rukû'a eğilirken, kimisi hem rükû'a eğilirken, hem rukû'dan kalkarken, kimisi de secdeye giderken el kaldırmayı vacib görmüşlerdir.
Bu ihtilâfın sebebi, namazın keyfiyetini öğretmeye dair Ebû Hü-reyre'nin hadisi ile Peygamber (s.a.s) Efendimiz'in namazının keyfiyetini bildiren hadisler arasındaki çelişmedir. Çünkü Ebû Hüreyre'nin hadisinde Peygamber (s.a.s) Efendimiz «Tekbir al» diye buyururken «elini de kaldır» dememiştir [200]. Halbuki İbn Ömer ve başka ashabtan sabit yollarla rivayet olunan hadislerde ise «Peygamber (s.a.s) Efendimiz iftitah tekbirini alırken ellerini kaldırırdı» diye söylenmektedir [201]
Namazın neresinde el kaldırıldığına dair ihtilâfa gelince: «Küfe uleması olan îmam Ebû Hanife, Süfyan Sevrî ve diğer fukaha: «Eller yalnız iftitah tekbiresi alınırken kaldırılır» demişlerdir.
İbn Kastm'ın İmam Mâlik'ten rivayeti de bu yoldadır. İmam Şâfıi, tmam Ahmed, Ebû Ubeyd, Ebû Sevr, hadis ulemasının cumhûr'u ve zahiriler ise: «Eller iftitah tekbiresi alınırken, rukû'a inilirken ve rukû'dan kalkılırken kaldırılır» demişlerdir. Bu görüş de tmam Mâlik'ten rivayet olunmuştur. Ancak şu var ki, el kaldırmak zahirilere göre farzdır. İmam Mâlik'e göre sünnettir.
Bu ihtilâfın sebebi de, bu hususta varid olan hadislerin birbirlerine uymamasıdır. Çünkü bu hususta birçok hadisler vardır.
Biri Abdullah b. Mes'ud [202] ile Bera' b. Azib'in[203], Peygamber (s.a.s) Efendimiz'in yalnız iftitah tekbiresini alırken ellerini kaldırdığına ve bundan başka hiçbir yerde kaldırmadığına dair hadisleridir.
İkinci'hadis, Salim b. Abdullah b. Ömer'in babasından: «Peygamber (s.a.s) iftitah tekbirini alırken ellerini omuzlarının hizasına kadar kaldırır ve rukû'dan kalkarken
deyip ellerini yine omuzlarının hizasına kadar kaldırırdı, secdede ise bunu yapmazdı» [204]diye rivayet ettiği hadistir ki sıhhatinde ittifak edilmiştir. Söylendiğine göre bu hadis on üç sahabî tarafından rivayet olunmuştur.
Üçüncü hadis, Vâil b. Hucr'un hadisidir ki bunda «Peygamber (s.a.s) Efendimiz secde yaparken de el kaldırırdı» [205] denilmektedir.
İşte namazda bu el kaldırmayı vücub veya mendubluğa hamledenlerden kimisi, Abdullah b. Mes'ud ile Bera' b. Azib'in hadislerini tercih ederek
bunun yalnız iftitah tekbiresine mahsus olduğunu söylemişlerdir ki bu-ame-le uygun olduğu için- tmam Mâlik'in de görüşüdür. Kimisi de -meşhur olup sıhhatinde ittifak edildiği için- Abdullah b. Ömer'in hadisini tercih ederek; «hem iftitah tekbiresinde, hem rükû'da el kaldırılır» demiştir. Tabiidir ki bunlardan el kaldırmanın farz olduğu görüşünde olanlar farz olduğunu, mendub olduğu görüşünde olanlar da mendub olduğunu söylemişlerdir. Kimisi de bu hadislerin telifi yoluna giderek, -Vâil b. Hucr'un hadisi hepsinden çok ziyadeyi muhtevi bulunduğu için- diğer hadisleri de ona irca etmişlerdir.
Namazda el kaldırmak vacib midir mendub mudur şeklindeki ihtilâfın sebebi de, -yukarıda söylediğimiz gibi- Peygamber (s.a.s) Efendimiz'in namazdaki hareket ve okuyuşları vücuba mı, mendubluğa mı mahmuldür diye ortaya çıkan ihtilâflarından doğmuştur. Bunu yukarıda birkaç kere söylediğimiz için defalarca tekrarlamakta mânâ yoktur.
El kaldırılırken ne kadar yükseltilir şeklindeki ihtilâfa da gelince: Kimisi: «Omuzların hizasına kadar yükseltilir» demiştir ki İmam Mâlik ile İmam Şafii ve bir gaip bunu benimser. İmam Ebû Hanife: «Kulakların hizasına kadar» kimisi de «Göğse kadar yükseltilir» demiştir. Bunların hepsi de Peygamber (s.a.s) Efendimiz'den rivayet olunmuşsa da en sabit olanı omuzlan hizasına kadar yükseltmiş olmasıdır [206]Bunun içindir ki cumhur bunu benimsemiştir. Kulaklara kadar yükseltmek de, göğse kadar yükseltmekten daha sabit ve meşhurdur. [207]
[199] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 1/286-288.
[200] Buharı, İstizan, 79/18, no: 6251; Müslim, Salât, 4/11, no: 397.
[201] Buhârî, Ezan, 10/74, 736; Müslim, Salât, 4/9, no: 22.
[202] Ebû Dâvûd, Salât, 2/119, no: 748.
[203] Ebû Dâvûd, Salâtt 2/119, no: 749.
[204] Buhârî, Ezan, 10/83, no: 735; Ebû Dâvûd, Salâtt 2/116, no: 721.
[205] Dârakutnî, 1/291, no: 13; Bcyhâkî, 2/81.
[206] Buharı, Ezan, 10/45, no: 828; Ebû Dâvûd, Salât, 2/117, no: 730.
[207] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 1/288-289.