sidretül münteha
Mon 24 October 2011, 07:49 pm GMT +0200
12. Namazda Tahiyyata Oturulunca Yapılacak İşlem
48. Abdurrahman oğlu Ali el-Muâvî der ki: Namazda çakıl taşlarıyla oynuyordum. Bunu gören Abdullah b. Ömer (r.a.):
«— (Namazda) Resûlullah'ın yaptığı gibi yap,» dedi. «— Resûlullah (s.a.v.) nasıl yapardı?» dedim
«— Resûlullah namazda tahiyyata oturunca, sağ elini sağ uyluğunun üzerine koyar, parmaklarım yumar, şehadet parmağı ile işaret eder.[43] Sol elini de sol uyluğunun üzerine koyardı,» dedi.[44]
49. Hz. Ömer'in oğlu Abdullah (r.a.), Dinar oğlu Abdullah'a şunları anlattı:
«— (Namaz kılıyordum.) Yanımda da bir adam kılıyordu. Dördüncü rekâtta tahiyyata oturunca bağdaş kurdu. Namazı bitirince:
*— Niçin böyle oturdun?» deyince adam:
*—Sen de böyle yapıyorsun.» dedi. Bunun üzerine Abdullah:
— Ben özürlüyüm. Ayaklarımdan rahatsızım,» dedi.
50. Hakîm oğlu Mugire der ki: Hz. Ömer'in oğlu Abdullah (r.a.) iki secdede de ayaklarının altını yere yaslayıp dizlerini bükerek oturuyordu. Namazdan sonra Mugire, niçin böyle yaptığını sorunca, Abdullah:
«— Namazda böyle oturmak sünnet değildir. Ben, ayağım rahatsız olduğu için böyle oturuyorum!» dedi.
51. Abdullah b. Ömer'in oğlu Abdullah anlatır: Babam Abdullah namazda bağdaş kurup oturuyordu. Ben de öyle yaptım. — O zaman henüz gençtim.— Babam Abdullah:
«— Öyle oturma. Namazda sünnet olan oturma, sağ ayağını dikip sol ayağın üzerine oturmaktır.» dedi. Ben de:
«— Sen bağdaş kurup oturuyorsun» deyince: «— Ayaklarım beni taşımıyor,» dedi.[45]
52. — Sa'd oğlu Yahya der ki: Muhammed oğlu Kasım bize —Tahiyyat sırasında— nasıl oturulacağını öğretti: Sağ ayağını dikti, sol ayağını yatırdı, sol uyluğunun üzerine oturdu. Ayağının üzerine oturmadı. Daha sonra;
«Böyle oturmayı bana, Hz. Ömer'in torunu Abdullah Öğretti, babası Abdullah'ın da böyle oturduğunu söyledi,» dedi.
[41] Buharı, Ezan, 10/112; Müslim, Salât, 4/75
[42] M Buharı, Ezan, 10/125; Müslim, Salât, 4/71.
[43] Bâcî der ki: Tahiyyatta şehadet parmağıyla işaret, vesvese veren şeytana firsat vermemek, namazda huzuru sağlamaktır. Bazıları da: Burada işaretin manası, Tevhittir.» derler.
[44] Müslim, Mesâcid, 5/116. Ayrıca bkz. Şeybanî, 144.
[45] Buharı," Ezan, 10/145.