ezelinur
Fri 29 January 2010, 06:57 pm GMT +0200
Namazda istihlâfın hükmüyle ilgili olarak dört mezheb ihtilâf ederek ayrı ayrı görüşler ileri sürmüşlerdir. Mezheblerin bu husustaki detaylı görüşleri aşağıda açıklanmıştır.
Hanefiler dediler ki: İstihlâfı yapmak, yapmamaktan daha fazîletlidir. Şöyle ki: İmam, gerektiğinde istihlâf etmez, cemaat de herhangi birini imam olarak öne geçirmez veya kendi aralarından biri kendiliğinden öne geçip imamlık etmezse namazları batıl olur. Daha faziletli olan davranış, istihlâf hükmüne muhalefet etmeleri dolayısıyla namazı yeniden kılmaktır. Tabiî namazı yeniden kılabilecekleri kadar müsait bir vaktin olması şarttır. Yeniden kılmaları için vakit müsait değilse istihlâf yapmaları vâcib olur. Kılmakta oldukları namaz, Cuma namazı da olsa, başka bir namaz da olsa hüküm aynıdır. İmam bir kişiyi istihlâf eder, cemaat de bir başkasını öne geçirirse, imamın tâyin ettiğinin ardında kılınan namaz sahîh olur, diğerininki olmaz. Cemaatten biri öne geçip de eksik kalan namazlarını kendilerine tamamlatırsa, namaz sahîh olur. Ne imam, ne de cemaat herhangi bir kişiyi imam olarak istihlâf etmezler ve ayrıca cemaatten biri de kendiliğinden öne geçip imamlık etmez de namazlarını kendi başlarına bireysel olarak kılarlarsa, hepsinin namazı batıl olur.
Hanbeliler dediler ki: İstihlâf caizdir. İmamda önce belirtilen mazeretlerden birinin vukû bulması durumunda imam, eksik kalan namazı tamamlaması için cemaat içinden veya dışından birini istihlâf edebilir. İmam bir kimseyi, cemaat de başka bir kimseyi imam olarak öne geçirirlerse sadece imamın tâyin ettiği kimsenin ardında kılınan namaz sahîh olur. Hanefîler de bu görüştedirler. Ancak Hanbelîler derler ki: Cemaatte bulunanların, herhangi birini istihlâf etmeksizin kendi başlarına münferiden namaz kılmaları caiz olur. Hanefîler bu görüşe muhaliftirler. Bu nedenle Hanbelîler vaktin geniş olmasını şart koşmamışlardır. Zîrâ bunlar, cemaatin bu durumda namazı tek başlarına kılmalarını mubah telakki etmişlerdir. Bunlar, bu durumda kılınmakta olan namazın Cuma namazı veya başka bir namaz olması arasında bir fark olmadığı görüşündedirler. Zîrâ bunlara göre cemaat, bu gibi durumlarda Cuma namazının geri kalan kısmını da yalnız başlarına kılabilirler.
Malikiler dediler ki: İstihlâf mendubtur. Bu mezheble ilgili bölümde daha önce de geniş biçimde anlatıldığı gibi, imamda bir mazeretin vukû bulması halinde imam, kendi yerine birini tâyin etmediği veya cemaat herhangi birini öne geçirmediği takdirde, cemaattakilerin namazın geri kalan kısmını bireysel olarak kılmaları caizdir. Yalnız bu namazın Cuma namazı olmaması şarttır. Cemaatin, Cuma namazının geri kalan kısmını yalnız başlarına kılmaları halinde namazları batıl olur. İmamın yerine birini geçirmişlerse ve vakit de genişse, Cuma namazını yeniden kılmaları vâcib olur. Nitekim bununla ilgili tafsilât az önce verildi. Yalnız bu mezheb bilginleri, istihlâfın Cuma namazında Şâfiilerin dediği gibi vâcib olduğunu açıkça belirtmemişlerdir. Bu mezhebin açık hükümlerinden anlaşılan; her ne halde bulunulursa bulunulsun istihlâfın hükmü mendubluktur. Gerektiğinde imamın ve imama uyanların istihlâf etmemeleri mekruhtur.
Şafiiler dediler ki: İstihlâfın hükmü mendubluktur. Yalnız, imamın yerine geçecek olan kişinin, eksik kalan namazı kıldırmaya ehil biri olması şarttır. Cuma namazının birinci rek’atinde imamda bir mazeret vukû bulursa, namazı tamamlaması için birini istihlâf etmesi mendub olur. Bu durumda cemaat imamdan ayrılmaya niyet ederek namazın ikinci rek’atini bireysel olarak da kılabilirler. Cuma namazında istihlâfın sahîh olabilmesi için iki şart gereklidir:
1. İstihlâf edilen kişi, istihlâftan önce aslî imama tâbi olan cemaatten biri olmalıdır. Cuma namazında istihlâf edilen kişinin cemaat dışından olması sahîh olmaz. Diğer namazlarda bu sahîh olabilir.
2. İstihlâf acelece yapılmalıdır. İstihlâftan önce, namazın meselâ rükû gibi bir rüknünü ifâ edecek kadar zaman geçse, artık bundan sonra istihlâf sahîh olmaz. Şu da var ki; Cuma namazında istihlâf edilen kişi birinci imamla beraber ilk rek’ate kavuşmuş ise, namazın geri kalan kısmını kıldırınca hem kendisinin hem de cemaatin Cuma namazları sahîh olur. Ama bu kişi ikinci rek’atte imama tâbi olarak cuma namazına girmişse, namazın kalan kısmını kıldırırken kendisine tâbi olanların namazları tamamlanır, kendisininki ise noksan olur.[81]