hafiza aise
Mon 8 August 2011, 12:33 pm GMT +0200
3— Namazda Gözleri Kapama:
Namazda gözlerini yummak Hz. Paygamber'in (s.a.) âdeti değildi. Yu- j karıda da geçtiği üzere teşehhüdde dua ederken gözüyle parmağına işaret >! ederdi. Ve gözünün bakışı işaret parmağını aşmazdı.[664]
Buharî'nin Sahih'inde rivayet ettiğine göre Enes (r.a.) şöyle demiştir: Hz. Âişe'nin, odasının bir tarafını örttüğü bir perdesi vardı. Hz. Peygamber (s.a.) ona: "Şu perdeni karşımdan al. Üzerindeki resimler, namazdaj iken hep bana görünüp duruyor." dedi.[665]
Hz, Peygamber (s.a.) namazda iken gözlerini yumuyor olsaydı resimler ona görünmezdi. Bu hadisi delil olarak ileri sürmek pek o kadar uygun! değildir. Çünkü namazda İken ona görünen şey, daha önce görülmüş olan| bu resimlerin hatırlanması mı, yoksa bizzat onların gözle görülmesi mi?j Bu da muhtemel, şu da muhtemel. Delil olma bakımından bu hadisten daha açık olanı Hz. Âişe'den (r.a.) rivayet edilen şu hadistir: Hz. Peygam-^ ber (s.a.) üzerinde işaretler bulunan bir hamisa (yünden dört köşeli, ikij tarafı zencefilli bir tür siyah aba) içinde namaz kıldı. (Namaz kılarken): üstündeki işaretlere şöyle bir bakmıştı. Namazdan çıkınca: "Benim şu ha-\ misamı Ebu Cehm'e (geri) götürün de bana Ebî Cehm'in (nakışsız, yumu-ı şak fakat kalın saf aba olan) enbicâniyyesini getirin. Zira demin namazım dan beni (az kalsın) alıkoyacaktı'' buyurdu.[666]
Bu hadisi delil olarak almak da pek mümkün değildir. Çünkü neticede hamisaya bir kerecik bakmış ve bu bakış onu meşgui etmişti. Bir süvariyi öncü olarak gönderdiğinde (namaz kılarken) süvarinin geleceği vadiye doğru baktığı yolundaki hadis de delil olmaz. Çünkü bu bakış ve iltifat onun, ordunun işleriyle ilgilenmesinden dolayı gerekli olduğu içindi.
Belki kusûf namazında cenneti gördüğünde bir üzüm salkımı almak için elini uzatması olayı buna delil olabilir. Yine bu namazda cehennemi, kediye işkence eden kadını ve (hacıların mallarını çomağı ile çalan, farkına varıldığında da, çomağıma takıldı diyen) çomaklı adamı[667] cehennemde görmesi; yine namaz kılarken önünden geçmek isteyen hayvanı savuşturmaması, erkek ve kız çocuğu geri çevirmesi, dövüşen iki genç kızın arasını ayırması, namazda iken kendisine selâm veren kimsenin selâmım işaretle alması —çünkü ancak gördüğü kimseye işeret edebilirdi—, yine namaz kılarken şeytanın O'na saldırması ve O'nun da şeytanı yakalayıp boğazını sıkması -ki bu gözle görmedir- olayları hakkında rivayet edilen bu ve bunun gibi hadislerin toplamından Hz. Peygamber'in (s.a.) namazda iken gözlerini yummadığı bilgisi elde edilebilir.
Fakihler, gözleri yummanın mekruh olup olmadığında görüş ayrılığına düşmüşlerdir: İmam Ahmed ve bazıları mekruh saymış ve: "Bu Yahudi işidir" demişlerdir. Bir grup ise mubah görmüş, mekruh saymamış ve: "Namazın ruhu sırrı ve maksadı olan huşûu elde etmeye daha yakın olabilir" demişlerdir.
Doğrusu şöyle demektir: Şayet gözleri açmak huşua zarar vermiyorsa bu daha faziletlidir. Şayet kıblesinde kalbini karıştıran süslemeler ve nakışlar bulunuyor ve bunlar huşûuna engel oluyorlars'a, işte o zaman gözlerini kapamak kesinlikle mekruh olmaz. Bu durumda gözleri kapamanın müste-hab olduğu görüşü şeriatın usuİ ve maksatlarına, mekruh olduğu görüşünden daha yakındır. En iyi bilen Allah'tır. [668]
[664] Ahmed, Müsned, 4/3; Nesâî, 3/29; Ebu Davud, 990. Senedi hasendir.
[665] Buharî, 8/15, 77/93; Ahmed, 3/151, 283.
[666] Buharı, 8/14, 10/93, 77/19; Müslim, 556; Ebu Davud, 914; Nesâî, 2/72; Ahmed, 6/37, 46, 177, 199, 208.
[667] Buharı 16/9,10; Müslim, 904(10); Ahmed, 3/318, 2/188, 4/245; Nesâî, 3/149.
[668] İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 1/271-272.
Namazda gözlerini yummak Hz. Paygamber'in (s.a.) âdeti değildi. Yu- j karıda da geçtiği üzere teşehhüdde dua ederken gözüyle parmağına işaret >! ederdi. Ve gözünün bakışı işaret parmağını aşmazdı.[664]
Buharî'nin Sahih'inde rivayet ettiğine göre Enes (r.a.) şöyle demiştir: Hz. Âişe'nin, odasının bir tarafını örttüğü bir perdesi vardı. Hz. Peygamber (s.a.) ona: "Şu perdeni karşımdan al. Üzerindeki resimler, namazdaj iken hep bana görünüp duruyor." dedi.[665]
Hz, Peygamber (s.a.) namazda iken gözlerini yumuyor olsaydı resimler ona görünmezdi. Bu hadisi delil olarak ileri sürmek pek o kadar uygun! değildir. Çünkü namazda İken ona görünen şey, daha önce görülmüş olan| bu resimlerin hatırlanması mı, yoksa bizzat onların gözle görülmesi mi?j Bu da muhtemel, şu da muhtemel. Delil olma bakımından bu hadisten daha açık olanı Hz. Âişe'den (r.a.) rivayet edilen şu hadistir: Hz. Peygam-^ ber (s.a.) üzerinde işaretler bulunan bir hamisa (yünden dört köşeli, ikij tarafı zencefilli bir tür siyah aba) içinde namaz kıldı. (Namaz kılarken): üstündeki işaretlere şöyle bir bakmıştı. Namazdan çıkınca: "Benim şu ha-\ misamı Ebu Cehm'e (geri) götürün de bana Ebî Cehm'in (nakışsız, yumu-ı şak fakat kalın saf aba olan) enbicâniyyesini getirin. Zira demin namazım dan beni (az kalsın) alıkoyacaktı'' buyurdu.[666]
Bu hadisi delil olarak almak da pek mümkün değildir. Çünkü neticede hamisaya bir kerecik bakmış ve bu bakış onu meşgui etmişti. Bir süvariyi öncü olarak gönderdiğinde (namaz kılarken) süvarinin geleceği vadiye doğru baktığı yolundaki hadis de delil olmaz. Çünkü bu bakış ve iltifat onun, ordunun işleriyle ilgilenmesinden dolayı gerekli olduğu içindi.
Belki kusûf namazında cenneti gördüğünde bir üzüm salkımı almak için elini uzatması olayı buna delil olabilir. Yine bu namazda cehennemi, kediye işkence eden kadını ve (hacıların mallarını çomağı ile çalan, farkına varıldığında da, çomağıma takıldı diyen) çomaklı adamı[667] cehennemde görmesi; yine namaz kılarken önünden geçmek isteyen hayvanı savuşturmaması, erkek ve kız çocuğu geri çevirmesi, dövüşen iki genç kızın arasını ayırması, namazda iken kendisine selâm veren kimsenin selâmım işaretle alması —çünkü ancak gördüğü kimseye işeret edebilirdi—, yine namaz kılarken şeytanın O'na saldırması ve O'nun da şeytanı yakalayıp boğazını sıkması -ki bu gözle görmedir- olayları hakkında rivayet edilen bu ve bunun gibi hadislerin toplamından Hz. Peygamber'in (s.a.) namazda iken gözlerini yummadığı bilgisi elde edilebilir.
Fakihler, gözleri yummanın mekruh olup olmadığında görüş ayrılığına düşmüşlerdir: İmam Ahmed ve bazıları mekruh saymış ve: "Bu Yahudi işidir" demişlerdir. Bir grup ise mubah görmüş, mekruh saymamış ve: "Namazın ruhu sırrı ve maksadı olan huşûu elde etmeye daha yakın olabilir" demişlerdir.
Doğrusu şöyle demektir: Şayet gözleri açmak huşua zarar vermiyorsa bu daha faziletlidir. Şayet kıblesinde kalbini karıştıran süslemeler ve nakışlar bulunuyor ve bunlar huşûuna engel oluyorlars'a, işte o zaman gözlerini kapamak kesinlikle mekruh olmaz. Bu durumda gözleri kapamanın müste-hab olduğu görüşü şeriatın usuİ ve maksatlarına, mekruh olduğu görüşünden daha yakındır. En iyi bilen Allah'tır. [668]
[664] Ahmed, Müsned, 4/3; Nesâî, 3/29; Ebu Davud, 990. Senedi hasendir.
[665] Buharî, 8/15, 77/93; Ahmed, 3/151, 283.
[666] Buharı, 8/14, 10/93, 77/19; Müslim, 556; Ebu Davud, 914; Nesâî, 2/72; Ahmed, 6/37, 46, 177, 199, 208.
[667] Buharı 16/9,10; Müslim, 904(10); Ahmed, 3/318, 2/188, 4/245; Nesâî, 3/149.
[668] İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 1/271-272.