saniyenur
Wed 21 December 2011, 09:00 pm GMT +0200
26- Namazda Gözleri Havaya Dikmenin Yasak Olması
327- Câbir b. Semure (r.a)'tan rivayet edildiğine göre, Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurmaktadır:
“Namazda gözlerini semaya diken bazı kimseler, ya bundan vazgeçerler ya da gözleri kendilerine geri dönmez.” [518]
Açıklama:
Bu rivayette mutlak surette namaz esnasında semaya bakmak yasaklanmaktadır. Bununla birlikte bu rivayetten ne kast edildiği alimler arasında ihtilaflıdır.
Bazılarına göre, tehdit kast edilmiştir. Bu takdirde gözleri semaya dikmek haramdır.
Bazılarına göre ise namaz kılanların üzerine inen meleklerin indirdikleri nurdan dolayı gözlerinin kör olacağından endişelendiklerinden ötürü semaya bakmaktan kaçmdırılmıştır.
Bazılarına göre ise ibret için gözleri semaya kaldırmakta bir sakınca yoktur. Fakat İbn Battâl'ın ifadesine göre, namazda semaya bakmanın mekruh olduğu hususunda alimlerin İttifakı vardır. Namaz dışındaki dualarda ise alimlerin çoğununa göre semaya bakmak caizdir, Çünkü duanın kıblesi sema olduğunu bildiren hadisler vardır.
27- Namazda Sükunetin Sağlanması, Selam Verirken Elleri Kaldırmanın Yasak Olması Safları Sımsıkı Yapmanın Emrolunması
328- Câbir b. Semure (r.a)'tan rivayet edilmiştir:
“Resusullah (s.a.v.) mescidde namazda bulunduğumuz bir sırada yanımıza gelip:
Niçin sîzleri yerinde duramayan hırçın atların kuyrukları gibi, ellerinizi kaldırmış görüyorum! Namazda sakin olun!” buyurdu. Sonra başka bir defa yine yanımıza çıkıp bizi halkalar halinde görüp:
“Niçin sizleri dağınık cemaatlar halinde görüyorum!” buyurdu. Sonra yine bir defa yanımıza gelip:
“Siz meleklerin Rableri katında saf saf durdukları gibi saf bağlayıp durun!” buyurdu. Biz:
“Ey Allah'ın resulü! Melekler Rableri katında nasıl saf olurlar?” dedik.
Resulullah (s.a.v.):
“ilk safları tamamlarlar ve safta sıkışık olurlar!” buyurdu. [519]
Açıklama:
Sahabiler, namazda selam verirken elleriyle iki tarafa işaret ederlerdi. Resuiullah (s.a.v.) onların bu davranışlannı onaylamayrp bu hareketlerini yerinde duramayan hırçın atın kuyruğuna benzeterek bunu onlara yasaklamakta ve namazda sakin sakin durmalarını tavsiye etmektedir.
Bazıları, Resulullah (s.a.v.)'in, sahabilerini mescitte ayrı ayrı halkalar halinde görmesini; kuvvetli bîr olasılıkla namaz dışında olduğunu belirtmişlerdir. Onları bu halde görünce, dinin emrettiği İslam birliğinin zedeleneceğinden endişe edip onlara dağınık bulunmayı yasaklamıştır.
Bazıları, bunun, namazda olduğuna ihtimal vermişlerdir. Çünkü namazda dağınık halde bulunmak, safların parçalanmasına sebep olur.
Kısacası; namazda saflar tamamlanmalı, saflarda sımsıkı durmalı ve saflar dümdüz tutulmalıdır
329. Câbir b. Semure (r.a)'tan rivayet edilmiştir:
“Biz, Resulullah (s.a.v.)'le birlikte namaz kıldığımız zaman “es-Selâmu aleykum ve rahmetullâh”, “es-Selâmu aleykum ve rahmetullâh” derdik. Câbir, eliyle iki tarafa da işaret etmişti. Resulullah (s.a.v.):
“Siz neden yerinde duramayan hırçın atların kuyrukları gibi ellerinizle işaret ediyorsunuz? Sizden birisi, elini uyluğunun üzerine koyması yeterlidir, sonra sağ ve sol tarafında bulunan kardeşlerine selam verir” buyurdu. [520]
Açıklama:
Bu hadis de, namazda selam verirken elle işaret etmenin yasak olduğuna ve ayrıca sünnet şekliyle selam vermenin keyfiyetine delildir. Selamun hüküm ve keyfiyeti alimler arasında tartışmalıdır.
Şafiiler ile Hanbelilere göre selam vererek namazdan çıkmak farzdır. Yalnız Şafülece bir defa selam vermek farz, ikinci selam farzdır.
Hanefîlerde ise namazdan “Selam” lafzıyla çıkmak farz değil, vaciptir. Sünnet şekliyle selam önce sağ tarafa, sonra da sola bakarak “es-Selâmu aleykum ve rahmetullâh” diyerek verilir.
Selam verirken sağ ve sol taraftaki erkek ve kadınları, hafaza meleklerini, cemaatla kılınıyorsa İmamı niyet etmek “Sağ ve sol tarafında bulunan kardeşleri” içerisindeki ifadeye girmektedir. Çünkü hadiste söz konusu edilen “Kardeş”ten maksat; namaz kılanın sağ ve sol taraflarında bulunan kimselerdir. Buna göre imam iki taraf selam verirken sağında ve solunda bulunan cemaata niyet eder. Tek başına namaz kılan kimse ise yanında insan bulunmadığı için sadece hafaza meleklerini niyet ederek selam verir.
[518] Ebu Dâvud, Salat 162-163, 912; İbn Mâce, İkametu's-Salat 68, 1045.