hafiza aise
Wed 10 August 2011, 01:48 pm GMT +0200
B) NAMAZ KILIŞI
1— Namaza Başlaması:
Namaza kalktığında "Allahu ekber" derdi. Bundan önce hiçbir şey söylemez, niyeti asla diliyle telaffuz etmezdi. "Allah rızası için falan vaktin dört rekât farzını kıbleye yönelik olarak bana uyan cemaata kıldırmaya yahut uydum hazır olan imama" demediği gibi "edâ olarak", "kaza olarak" ve "vaktin farzını kılıyorum" sözlerini de söylemezdi. Bu on bid'atın hiçbir kelimesini, ister sahih, ister zayıf; ister müsned, ister mürsel bir senedle olsun Hz. Peygamber'den (s.a.) hiç kimse nakletmemiştir. Hatta O'nun ashabından herhangi birinin bunlardan birini söylediği bile nakledilmemiş; ne tabiînden biri, ne de dört imam (Ebu Hanîfe, Mâlik, Şafiî ve Ahmed) bunları hoş görmüştür. Ancak İmam Şafiî'nin —Allah ondan razı olsun— "Namaz, oruç gibi değildir. Ona hiç kimse zikirsiz giremez." sözü, sonra gelen bazı âlimleri[414] yanılttı ve zannettiler ki; zikir, namaz kılan kimsenin niyeti söylemesidir. Oysa Şafiî'nin —Allah rahmet etsin— zikir'den maksadı başlangıç tekbirinden başka birşey değildir. İmam Şafiî, Hz. Peygam-ber'in (s.a.) hiçbir namazda yapmadığı ve onun halifelerinden ve ashabından hiç birinin tatbik etmediği bir şeyi nasıl müstehap sayabilir?! Onların tutum ve davranışları ortada. Eğer biri çıkar da bu konuda onlardan bir nakil bulursa kabul eder, rıza ve hoşnutlukla karşılarız. Onların yolundan daha mükemmel bir yol yoktur. Şerîat sahibi Hz. Muhammed'den (s.a.) öğrendiklerinden başka da sünnet yoktur.
Namaza başlarken sadece "AUahu Ekber"der, başka birşey söylemezdi, âdeti buydu. Hiç kimse onun bundan başka birşey söylediğini naklet-memiştir.
Tekbir getirirken ellerini, parmakları açık ve kıbleye yönelik bir şekilde kulaklarının üst kısmına kadar kaldırırdı. Ellerini omuzlarına kadar kaldırdığı da rivayet edilmiştir. Ebu Humeyd es-Sâidî ve onun takipçileri: "Eller omuz hizasına kadar kaldırılır." demişlerdir ki, İbn Ömer de bu görüştedir. Vâil b. Hucr, kulakların hizasına kadar; Berâ ise kulaklara yakın kaldırılır demişlerdir. Bir görüşe göre bu iş serbest bırakılmış fiillerdendir (isteyen istediğini yapabilir). Diğer bir görüşe göre parmak uçlarını kulakların üst kısmına kadar, avuçlarım ise omuzlara kaldırır. Şu halde ihtilaf yoktur. Bu kaldırmanın bizzat kendisinde ihtilaf edilmemiştir (yani tekbir getirirken elleri kaldırma —değişik şekillerde olsa da— vardır).
Sonra sağ elini sol elinin üzerine kor, şu dualardan birini okurdu:
1- "Allah'ım! Benimle günahlarımın arasını doğu ile batı arasım ayırdığın gibi ayır.Allah'ım! Hatalarımı su ile, kar ile, dolu ile yıka. Allah'ım! Beyaz elbise kirden nasıl arındırılırsa beni de günah ve hatalardan öylece arındır."[415]
2- "Yüzümü, göğsü inanç dolu bir müslüman olarak gökleri ve yeri yaratana çevirdim. Ben, O'na ortak koşanlardan değilim. Kıldığım namaz, yaptığım bütün ibadetler, hayatım ve ölümüm ortağı bulunmayan, âlemlerin Rabbi Allah'a aittir. Ben bununla emrolundum. Ben müslümanların ilkiyim.
Allah'ım! Hükümran Sensin. Senden başka tanrı yoktur. Sen Rabbimsin. Ben Senin kulunum. Kendime zulmettim, günahımı itiraf ettim. Bağışla, bütün günahlarımı, Rabbinu Günahları ancak Sen bağışlarsın. Beni en güzel huylara ulaştır. Zaten en güzellerine ancak Sen ulaştırırsın. Kötü huylan benden uzaklaştır. Onları Senden başkası benden uzaklaştıramaz. Buyur Allah'ım, buyur! Bu kulun canla başla emrine uyar. Hayrın tamamı Senin ellerinde. Şer Sana değildir. Ben Seninleyim, Sana döneceğim. Sen yücelerden yücesin. Affına sığınıyor, Sana yöneliyorum."[416] Ancak bu başlangıç duasını gece namazlarında okuduğu bilinmektedir.[417]
3- "Cebrail, Mikâil ve İsrafil'in Rabbi, göklerin ve yerin yaratıcısı, gizliyi-aşikârı bilen Allah'ım! Ayrılığa düştükleri konularda kulların arasında Sen hükmedersin. İzninle, hakta ayrılığa düşülürse beni hakka ulaştır. Şüphesiz Sen dilediğini doğru yola eriştirensin."[418]
4- "Allah'ım! Hamd Sana. Sen göklerin, yerin ve bunların içindekilerin nurusun..." diye başlayan duayı okurdu[419]. Bu hadisin İbn Abbas'tan (r.a.) gelen bazı sahih rivayetlerinde Hz. Peygamber'in (s.a.) tekbir alıp bu duayı okuduğu yakında gelecektir.
5- "Allah en büyüktür. Allah en büyüktür. Allah en büyüktür. Allah'a çok çok hamd-ü senalar. Allah'a çok çok hamd-ü senalar. Allah'a çok çok hamd-ü senalar. Sabah-akşam Allah'ı eksikliklerden tenzih ederim. Sabah-akşam Allah'ı eksikliklerden tenzih ederim. Sabah-akşam Allah'ı eksikliklerden tenzih ederim. Şeytanın kışkırtmasından, üflemesinden ve fısıldamasından Sana sığınırım."[420]
6- Sırasıyla on kere "Allahu Ekber", on kere "Subhanallah", on kere "Elhamdülillah11, on kere "La ilahe illallah", on kere de "Estağfirullah" der, sonra da on kere şu duayı okurdu:
"Allah'ım! Beni bağışla, Beni doğru yola eriştir. Beni rızıklandır. Bana afiyet ihsan et."
Bu duayı da okuduktan sonra on kere de şu duayı okurdu;
Şu duayı okuyarak da namaza başladığı rivayet edilmiştir:
"Allah'ım! Kıyamet günü yer darlığından Sana sığınırım."[421]
Hz. Peygamber'in (s.a.) bütün bu çeşit çeşit duaları okuduğu sAr senedlerle rivayet edilmiştir.
"Allah'ım! Seni her türlü eksiklikten tenzih eder, yalnız Sana hamde-derim. Senin adın övgüye lâyıktır. Senin şanın yücedir. Senden başka ilâh yoktur."
Bu hadisi sünen sahipleri Ali b. Ali er-Rıfâî-Ebu'l-Mütevekkil en-Nâcî-Ebu Saîd senediyle mürsel olarak rivayet etmişlerdir. Buna benzer bir hadis de Hz. Âişe'den (r.a.) rivayet edilmiştir.[422] Bundan önceki hadisler daha sağlamdır. Ancak bir sahih rivayette Hz. Ömer İbnu'l-Hattâb'ın (r.a.) bu (sübhaneke) duasını Hz. Peygamber (s.a.)in makamında namaza başlarken açıktan okuduğu ve insanlara öğrettiği nakledilmiştir.[423] İmam Ah-med: "Ben ise Hz. Ömer'den rivayet edileni kabul ederim." demiştir. Namaz kılan kimse Hz. Peygamber'den (s.a.) naklolunan başlangıç dualarından birini okusa iyi olur.
İmam Ahmed bu duayı on sebepten tercih etmiştir. Bu sebepleri başka yerlerde anlattım. Bazıları şunlardır:
1- Sahabeye öğretmek için Hz. Ömer'in açıktan okuması,
2- Bu duanın, Kur'an'dan sonra en üstün olan sözleri içermesi. Çünkü Kur'an'dan sonra en üstün söz şudur:
"Allah her türlü eksiklikten münezzehtir. Hamd, yalnız O'nadır. Allah'tan başka tanrı yoktur. Allah en büyüktür." Namazın başında okunan bu "Sübhaneke" duası başlangıç tekbiri ile birlikte Kur'an'dan sonra en üstün olan bu sözü de içermektedir.
3- Allah'a yapılan övgülerin en samimisidir. Diğerleri dua anlamı taşımaktadırlar. Övgü ise duadan daha üstündür. Bu yüzden İhlâs sûresi Kur'-an'ın üçte birine denktir. Çünkü Rahman olan şanı yüce ulu Allah'ı en samimi bir biçimde anlatmakta, O'na övgüde bulunmaktadır. Bundan dolayı: sözü Kur'an'dan sonra en üstün söz olmuştur. Şu halde bu dua ile başlamak diğer dualarla başlamaktan daha faziletli olmalıdır.
4- Diğer başlangıç dualarının çoğunluğu gece kılınan nafile namazlar hakkındadır. Bu duayı ise Hz. Ömer, farzlarda okur, insanlara öğretirdi.
5- Bu başlangıç duası yüce Rabbe övgü ile dua olduğu gibi aynı zamanda O'nun kemal ve celâl sıfatlarını da haber vermektedir. "yüzümü... çevirdim" duası ise kulun, kulluğundan bahsetmektedir. Aralarındaki fark yaratan ile kul arasındaki fark kadardır.
6- duasını okumayı tercih eden tamamını okuyamaz; hadisin yalnız bir kısmını alır, gerisini bırakır. Ama duasını okumada böyle bir şey söz konusu değildir. Çünkü bunu okumaya başlayan sonuna kadar tamamını okur.
Başlangıç duasını okuduktan sonra:
"Lanetlenmiş şeytandan Allah'a sığınırım" der, peşinden Fâtiha'yı okurdu. Besmeleyi bazan açıktan çoğunlukla da içinden okurdu.[424] Şüphe yok ki, ister ikamet halinde, ister yolculuk haünde olsun asla sürekli olarak gece-gündüz günde beş kere açıktan okumazdı. Böyle birşey (yani açıktan okuma) Hz. Peygamber'in (s.a.) Râşid halifelerine, ashabının çoğunluğuna ve O'nun üstün çağlarda yaşamış olan memleketi halkına gizli kalsın!.. Bu son derece imkânsızdır. Bu konuda kapalı sözlere, çürük hadislere sarılmaya gerek yoktur. (Açıktan okuma konusundaki) hadislerin sahih olanı sarih (açık) değildir; sarih olanı da sahih değildir. Bu konu büyük bir cilt eser yazmayı gerektirir. [425]
[414] Şâfiîlerden eş-Şâsî diyor ki: Niyet namazın farzıdır. Yeri kalbdir. Mezhep âlimlerimizden biri: "Diliyle söylemedikçe niyet yeterli olmaz" diyerek hataya düşmüştür. Bu sözün bir değeri yoktur. Bk. Seyfüddin Ebu Bekr Muhammed b. Ahmed eş-Şâsî el-Kaffâl (v.507/1113), Htlyeiu'I Ulemâ Jî Ma'rifeti Mezâhibi'l-Fukahâ, c.II, s.70, Amman, 1980. Nevevî, yamlan alimin Mâverdi olduğunu belirtmiştir. Bk. el-Mecmû, c. III, s. 243.
Hanefiler "Ameller niyetlere göredir" hadisini esas alarak namazda niyet edilmesi gerektiğini; niyetin ise "irade" demek olduğunu, kişinin hangi namazı kıldığını kalbiyle bilmesinin şart olduğunu belirtip dille söylemenin gerekli olmadığını, ancak kişinin azmini toplaması açısından iyi olacağını söylemişlerdir. Bk. Merginâni, et-Hidaye, 1/44-45.
[415] Buharı, 10/89; Müslim, 598 (147); Ebu Davud, 781; Nesâî 2/129. Ebu Hureyre diyor ki: Allah Rasûlü (s.a.) kıraate başlamadan önce bir müddet sustu. "Ey Allah'ın Ra-sulü! Anam, babam sana feda olsun. Tekbirle kıraat arasında sustuğunda ne okuyorsun?" diye sordum. Bunun üzerine Hz. Peygamber (s.a.) — yukarıdaki duayı— söyledi.
[416] Müslim, 771; Ebu Davud, 760; Ahmet 729; İbn Hibbân, 445; Nesâî, 2/130. "Şer sana değildir" sözü şu anlama gelir: Şer, kendisi ile sana ibadet edilecek şeylerden değildir. Şu yorumlar da ileri sürülmüştür. 1) Şer sana yükselmez. Sana yalnızca hoş olan —hayır— yükselir. 2) Saygı olsun diye başlı başına şer sana nisbet edilmez... Allah Teâlâ hayır ve şerrin yaratıcısıdır. Şer, O'nun bir kısım yaratıklanndan-dır, yoksa O'nun yaratmasında ve fiilinde şer yoktur. Bu yüzden, asıl anlamı birşeyi uygun olan yere koymamak demek olan zulümden Allah (c.c.) uzaktır. Allah herşeyi mutlaka lâyık olduğu yere kor. Bu da tamamen hayırdır. Şer ise birşeyi uygun olmayan yere koymak demektir. Uygun olan yere konursa şer olmaz. O halde şerrin O'na ait olmadığı anlaşılmış demektir. Bk. tbnü'MCayyim, Şifâu'l-Altl. "Ben müslümanların ilkiyim" sözü ise emredilen şeyi yerine getirmede acele etme konusunda ilkiyim anlamına gelir. Bir diğer ifade ile "Ben, bana emredilen şeyi derhal yerine getirmeye hazırım" demektir.
[417] Farz namazda da okurdu, ibn Huzeyme'nin Sahîh'inde (1/307) bir hadiste açıkça belirtilmektedir. Bu hadisin
isnadı sahihtir.
[418] Müslim, 770.
[419] Buharı, 19/1; Müslim, 769. Duanın tamamı "Hz. Peygamber'in (s.a.) Uyuması ve Uyanışı" bölümünde yukarıda geçti.
[420] Ahmed, 4/80, 85; Ebu Davud, 764; Ibn Mâce, 807. Senedinde bir tartışmalı râvi
varsa da îbn Hibbân (443) ve Hâkim (1/235) onun bu hadisini sahih saymışlar, Zehe-bı de buna katılmıştır.
Ahmed (3/50), Ebu Dâvud (775) ve Tirmizî'nin (242) Ebu Saîd el-Hudrî'den rivayetlerine göre: "Allah Rasûlü (s.a.) gece kıyama kalktığında rekbir alır, sonra Sıibha-neke duasını okur. üç kere "Lâ ilahe illallah", üç kere "Allahu ekbcru kebîran" der ve "Eûzü billahisemîiralîmi mineşşeyîanirracîmi min hemzihi ve nefhihî ve nefsihî" diyerek kıraate başlardı." Hadisin senedi hasendir. Müslim (601) ve Ebu Avâne'nin rivayetlerine göre İbn Ömer anlatıyor: Allah Rasûlü (s.a.) ile beraber namaz kılıyorduk. Birden cemaatten birisi: "Allahu ekberu kebîran. Velhamdu lillahi ktsîran ve Sübhânallahi bükraten ve asîlâ." dedi. Bunun üzerine Allah Rasülu (s.a.): "Şöyle şöyle diyen kimdir" diye sordu. Cemaattan birisi: "benim, ey Allah'ın Rasûlü!" dedi. Hz. Peygamber (s.a.): "Şaştım kaldım. Bu söz üzerine göğün kapılan açıldı" buyurdu.
[421] Hadis sahihtir. Ebu Davud, 766; İbn Mâce, 1356; Nesâî. 3/209; Ahmed, \fusned, 6 143; Taberânî, Evsat, 2/62.
[422] Ahmed, 3/50; Tirmizî, 242; Ebu Davud, 775: Nesâî, 2/132; Ibn Mâce, 804. Hepsi de Ebu Saîd el-Hudrî'den rivayet etmişlerdir. Hadisin senedi hasendir. Şu kaynaklarda da Hz. Âişe'den rivayet edilmiştir: Tirmizî, 243; Ebu Davud, 776; İbn Mâce. 806; Dârakutnî, 1/112; Hâkim, 1/235. Râvileri sikadır. Şu halde hadis sahihiir.
[423] Müslim, 399 (52). Tahâvî, Şerhu Meâni't-Âsâr'da. (1/111), Arar b. Meyraûn'un şöyle dediğini rivayet eder: "Hz. Ömer (r.a.) bize Zulhuleyfe'de namaz kıldırdı, tekbir alıp Sübhaneke duasını okudu." Râvileri sikadır.
[424] Hz. Peygamber'in (s.a.) besmeleyi açıktan okumadığı sabittir. Buharî'nin (10/89), Enes'den rivayetine göre: "Hz. Peygamber (s.a.), Ebu Bekir ve Ömer namaza El-hamdülİllahi Rabbil'âlemin İle başlarlardı." Tirmİzî (246) aynı hadisi rivayet etmiş; fakat "namaza" kelimesi yerine "kıraate" kelimesini kullanmış ve bir de Hz. Osman'ı ilâve etmiştir. Müslim (399) ise şu metinle rivayet eder: "Allah Rasulü, Ebu Bekir, Ömer ve Osman'la birlikte namaz kıldım. Hiçbirinin besmeleyi açıktan okuduklarını işitmedim." Ahmed (3/264), Tahâvî (1/119) ve Dârakutnî (119): "Besmeleyi açıktan okumazlardı" şeklinde rivayet ediyorlar. Ibn Hibbân, Sahih'inde: "Eî-hamdülillahi rabbil'âlemin'i açıktan okurlardı" ilâvesiyle rivayet ediyor. Nesâî (2/135) ve tbn Hibbân'daki bir metinde: "Onlardan hiçbirinin besmeleyi açıktan okuduğunu işitmedim" deniliyor. Ebu Ya'Iâ el-Mavsılî'nİn MüsnecTinde ise: "Kıraati açıktan okunan namazlarda Elhamdül illahi rabbil âlemin ile başlarlardı" rivayeti vardır. Taberânî (Mu'cem'de), Ebu Nuaym (Hıiye'dc), tbn Huzeyme (Sahih, 498'de) ve Tahâvî (Şerhu Meâni'l-Âsâr, 1/119'da): "Besmeleyi içlerinden okurlardı" metnini rivayet ediyorlar. Zeylaî, Nasbu'r-Râye'de (1/327): "Bu rivayetlerin hepsinin râvileri sikadır ve hepsinin de Sahîh(-i Buharîfde rivayetleri vardır" diyor.
[425] İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 1/187-193.