hafiza aise
Wed 10 August 2011, 01:25 pm GMT +0200
12— Namaz İçindeki Duaları:
Namaz içinde şöyle dua ederdi:
"Allah'ım! Ben kabir azabından sana sığınırım. Mesih Deccâl fitnesinden sana sığınırım. Hayat ve ölümün fitnelerinden sana sığınırım.
Allah'ım! Ben, günah ve borçlanmaktan sana sığınırım. "[574]Namazında iken şu duayı okuduğu da olurdu:
"Allah'ım! Günahımı bağışla. Yardımı (ahirette) geniş eyle. Banajp-zık olarak verdiklerini benim için mübarek eyle (bereketli kıl).
[575]Şu duayı da okurdu:
"Allah'ım! Senden işimde sebat ve doğru yolda kararlılık dilerim. Nimetine şükür ve sana güzel ibadet edebilmeyi dilerim. Senden selim bir kalb, doğru bir lisan dilerim. Bildiklerinin hayırlısını dilerim. Bildiklerinin şerrinden sana sığınırım. Bildiğin şeyler için senden bağışlanma di-lerim."[576]
Secdede şu duayı okurdu:
"Rabbim! Nefsime takvasını ver, onu arındır. Onu arındıracak en hayırlı zat sensin. Sen onun velisi ve Mevlâsısm."[577]
Rükûda, secdede, oturuşta ve rukûdan doğrulduğunda okuduğu duaların bir kısmı yukarıda verildi.
Hz. Peygamber'in (s.a.) namazda okuduğu dualar- "Rabbim! Beni bağışla, bana acı, beni doğru yola ilet" duasında[578] ve ondan bize aktarılan diğer dualannda olduğu gibi— hep tekil şahıs lafzıyladır. Bunlardan biri de başlangıç duası olarak okuduğu şu duadır:
ipi;
"Allah'ım! Hatalarımı kar ile, su ile, dolu ile yıka.
Allah'ım! Benimle günahlarımın arasını doğu ile batı arasını ayırdığın gibi ayır..."[579]
İmam Ahmed (r.h.) ve Sünen sahiblerinin Sevbân'dan rivayet ettiklerine göre Hz. Peygamber (s.a.): "Bir kul, bir cemaate imam olduğunda cemaati katmadan yalnız kendisi için herhangi bir dua etmemeli. Şayet böyle yapacak olursa o cemaate hiyanet etmiş olur," buyurmuştur.[580] İbn Huzeyme, Sahih'inde: "Allah'ım benimle günahlarımın arasını doğu ile batı arasını ayırdığın gibi ayır..." hadisini verdikten sonra diyor ki: Bu hadisde: "Bir kul, bir cemaata imam olduğunda cemaati katmadan yalnız kendisi için herhangi bir dua etmemeli. Şayet böyle yapacak olursa o cemaate hiyanet etmiş olur." uydurma hadisinin reddolunacağına delil vardır.[581]
Şeyhülislâm İbn Teymiye'nin şöyle dediğini işittim: Bu hadis bence kunût vb. dualarda olduğu gibi imamın kendisi ve cemaat için yaptığı, hepsinin de ortak oldukları dua hakkındadır. En iyi bilen Allah'tır. [582]
[574] Buharî, 10/149, 43/10, 92/26; Müslim, 589; Ebu Davud, 880; Nesâî, 3/56, 57; Ahmed, 6/244. Hadisin sonunda deniyor ki: Hz. Peygamber (s.a.) bu duayı okuyunca adamın biri: "Ne de çok borçtan Allah'a sığmıyorsun!" dedi. Cevaben Hz. Peygamber (s.a.): "Kişi borçlanınca konuşsa yalan söyler, söz verse sözünden cayar." buyurdu.
[575] İbnü's-Sünnî, Amelu'l-Yevm ve'l-Leyle, s.2!'de Abdestin sonunda okuduğu dualar bölümünde kaydetmiştir. Senedi sahihtir. Nevevî, el-Ezkâr'da, abdestte okunan dualar bölümünde bu hadisin sahih olduğunu söylemiştir. Tirmizî (3496) rivayet eder ki: Bir adam Hz. Peygamber'e (s.a.): "Ey Allah'ın Rasûlü! Gece yaptığın duayı işittim, kulağıma geldiğine göre şöyle diyordun..." demiş ve yukarıdaki dua metnini söylemiştir. Müellifin söylediği gibi bu duayı namaz duaları arasında kaydedene rastlamadık.
[576] Tirmizî, 3404; Nesâî, 3/54; Ahmed, 4/125. Hadis zayıftır. Ahmed'in (4/123) bir başka rivayetine göre Hassan b. Atiyye anlatıyor: Şeddâd b. Evs bir yolculuk esnasında bir yerde konakladı. Kölesine: "Getir usturayı, biraz onunla oyalanalım." dedi. Ona karşı geldim. Bunun üzerine dedi ki: "Müslüman olduğumdan beri —şu sözüm dışında— ne zaman konuşmuşsam mutlaka ölçülü, yerinde konuşmuşumdur. Bu sözleri benim aleyhime olacak şekilde hafızanızda saklamayın. Şimdi size söyle-ceklerimi iyi belleyin. Allah Rasûlü'nün (s.a.) şöyle buyurduğunu işitti: "İnsanlar altın ve gümüş biriktirip yığarken siz şu kelimeleri servet edinin..." Hz. Peygamber (s.a.) burada yukarıdaki duayı talim ediyor ve son cümle olarak duaya şu sözleri ilâve ediyor: "Şüphesiz sen gözlere görünmeyenleri çok iyi bilirsin" Bu hadisin senedindeki râviler sikadır.
[577] Ahmed (6/209) bu metinle secde kaydıyla hadisi Hz. Âişe'den (r.anha) munkati se-nedle rivayet ediyor. Duayı ise Müslim (2722), Nesâî (8/260) ve Ahmed (4/371) bura-dakinden daha uzun bir şekilde Zeyd b. Erkam'dan (r.a.) rivayet ediyorlar.
[578] Yukarıda geçti. Bk. dipnot: 99. Hadis sahihtir. Müslim (2699), Sa'd b. Ebî Vakkâs'-dan rivayet eder ki: Bir bedevi arap Allah RasûlÜ'ne (s.a.) gelir: "Bana okuyacağım bir dua öğret"der. O da:
"Yegâne Allah'tan başka tanrı yoktur; O'nun ortağı yoktur. Allah yüceler yücesidir. Allah'a çok hamdolsun. Âlemlerin Rabbi Allah her türlü eksiklikten münezzehtir. Güç ve kuvvet Azîz ve Hakîm olan Allah'ındır" sözünü söylemesini tavsiye eder. Bedevi "Bu sözler Rabbim için. Ya benim için?" der. Bunun üzerine Hz. Peygamber (s.a.):
"Allah'ım Beni bağışla. Bana merhamet et. Beni doğru yola ilet. Rızkımı ver." demesini öğütler.
[579] Buharı, 10/89; Müslim, 598.
[580] Ahmed, 5/280; Tirmizî, 357; Ebu Davud, 90. Senedi hasendir.
[581] Müellifin kaydettiği hadisin devamında İbn Huzeyme'nin Sahih'inde bu sözünü bulamadık. Herhalde başka bir yerinde olsa gerek. Şayet böyle dediği sabitse bu durumda doğrudan uzaklaşmış demektir. Çünkü cerh ve ta'dîl kitaplarından anlaşılacağı üzere hadisin senedi hasen mertebesinden aşağı inmez.
[582] İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 1/241-243.
Namaz içinde şöyle dua ederdi:
"Allah'ım! Ben kabir azabından sana sığınırım. Mesih Deccâl fitnesinden sana sığınırım. Hayat ve ölümün fitnelerinden sana sığınırım.
Allah'ım! Ben, günah ve borçlanmaktan sana sığınırım. "[574]Namazında iken şu duayı okuduğu da olurdu:
"Allah'ım! Günahımı bağışla. Yardımı (ahirette) geniş eyle. Banajp-zık olarak verdiklerini benim için mübarek eyle (bereketli kıl).
[575]Şu duayı da okurdu:
"Allah'ım! Senden işimde sebat ve doğru yolda kararlılık dilerim. Nimetine şükür ve sana güzel ibadet edebilmeyi dilerim. Senden selim bir kalb, doğru bir lisan dilerim. Bildiklerinin hayırlısını dilerim. Bildiklerinin şerrinden sana sığınırım. Bildiğin şeyler için senden bağışlanma di-lerim."[576]
Secdede şu duayı okurdu:
"Rabbim! Nefsime takvasını ver, onu arındır. Onu arındıracak en hayırlı zat sensin. Sen onun velisi ve Mevlâsısm."[577]
Rükûda, secdede, oturuşta ve rukûdan doğrulduğunda okuduğu duaların bir kısmı yukarıda verildi.
Hz. Peygamber'in (s.a.) namazda okuduğu dualar- "Rabbim! Beni bağışla, bana acı, beni doğru yola ilet" duasında[578] ve ondan bize aktarılan diğer dualannda olduğu gibi— hep tekil şahıs lafzıyladır. Bunlardan biri de başlangıç duası olarak okuduğu şu duadır:
ipi;
"Allah'ım! Hatalarımı kar ile, su ile, dolu ile yıka.
Allah'ım! Benimle günahlarımın arasını doğu ile batı arasını ayırdığın gibi ayır..."[579]
İmam Ahmed (r.h.) ve Sünen sahiblerinin Sevbân'dan rivayet ettiklerine göre Hz. Peygamber (s.a.): "Bir kul, bir cemaate imam olduğunda cemaati katmadan yalnız kendisi için herhangi bir dua etmemeli. Şayet böyle yapacak olursa o cemaate hiyanet etmiş olur," buyurmuştur.[580] İbn Huzeyme, Sahih'inde: "Allah'ım benimle günahlarımın arasını doğu ile batı arasını ayırdığın gibi ayır..." hadisini verdikten sonra diyor ki: Bu hadisde: "Bir kul, bir cemaata imam olduğunda cemaati katmadan yalnız kendisi için herhangi bir dua etmemeli. Şayet böyle yapacak olursa o cemaate hiyanet etmiş olur." uydurma hadisinin reddolunacağına delil vardır.[581]
Şeyhülislâm İbn Teymiye'nin şöyle dediğini işittim: Bu hadis bence kunût vb. dualarda olduğu gibi imamın kendisi ve cemaat için yaptığı, hepsinin de ortak oldukları dua hakkındadır. En iyi bilen Allah'tır. [582]
[574] Buharî, 10/149, 43/10, 92/26; Müslim, 589; Ebu Davud, 880; Nesâî, 3/56, 57; Ahmed, 6/244. Hadisin sonunda deniyor ki: Hz. Peygamber (s.a.) bu duayı okuyunca adamın biri: "Ne de çok borçtan Allah'a sığmıyorsun!" dedi. Cevaben Hz. Peygamber (s.a.): "Kişi borçlanınca konuşsa yalan söyler, söz verse sözünden cayar." buyurdu.
[575] İbnü's-Sünnî, Amelu'l-Yevm ve'l-Leyle, s.2!'de Abdestin sonunda okuduğu dualar bölümünde kaydetmiştir. Senedi sahihtir. Nevevî, el-Ezkâr'da, abdestte okunan dualar bölümünde bu hadisin sahih olduğunu söylemiştir. Tirmizî (3496) rivayet eder ki: Bir adam Hz. Peygamber'e (s.a.): "Ey Allah'ın Rasûlü! Gece yaptığın duayı işittim, kulağıma geldiğine göre şöyle diyordun..." demiş ve yukarıdaki dua metnini söylemiştir. Müellifin söylediği gibi bu duayı namaz duaları arasında kaydedene rastlamadık.
[576] Tirmizî, 3404; Nesâî, 3/54; Ahmed, 4/125. Hadis zayıftır. Ahmed'in (4/123) bir başka rivayetine göre Hassan b. Atiyye anlatıyor: Şeddâd b. Evs bir yolculuk esnasında bir yerde konakladı. Kölesine: "Getir usturayı, biraz onunla oyalanalım." dedi. Ona karşı geldim. Bunun üzerine dedi ki: "Müslüman olduğumdan beri —şu sözüm dışında— ne zaman konuşmuşsam mutlaka ölçülü, yerinde konuşmuşumdur. Bu sözleri benim aleyhime olacak şekilde hafızanızda saklamayın. Şimdi size söyle-ceklerimi iyi belleyin. Allah Rasûlü'nün (s.a.) şöyle buyurduğunu işitti: "İnsanlar altın ve gümüş biriktirip yığarken siz şu kelimeleri servet edinin..." Hz. Peygamber (s.a.) burada yukarıdaki duayı talim ediyor ve son cümle olarak duaya şu sözleri ilâve ediyor: "Şüphesiz sen gözlere görünmeyenleri çok iyi bilirsin" Bu hadisin senedindeki râviler sikadır.
[577] Ahmed (6/209) bu metinle secde kaydıyla hadisi Hz. Âişe'den (r.anha) munkati se-nedle rivayet ediyor. Duayı ise Müslim (2722), Nesâî (8/260) ve Ahmed (4/371) bura-dakinden daha uzun bir şekilde Zeyd b. Erkam'dan (r.a.) rivayet ediyorlar.
[578] Yukarıda geçti. Bk. dipnot: 99. Hadis sahihtir. Müslim (2699), Sa'd b. Ebî Vakkâs'-dan rivayet eder ki: Bir bedevi arap Allah RasûlÜ'ne (s.a.) gelir: "Bana okuyacağım bir dua öğret"der. O da:
"Yegâne Allah'tan başka tanrı yoktur; O'nun ortağı yoktur. Allah yüceler yücesidir. Allah'a çok hamdolsun. Âlemlerin Rabbi Allah her türlü eksiklikten münezzehtir. Güç ve kuvvet Azîz ve Hakîm olan Allah'ındır" sözünü söylemesini tavsiye eder. Bedevi "Bu sözler Rabbim için. Ya benim için?" der. Bunun üzerine Hz. Peygamber (s.a.):
"Allah'ım Beni bağışla. Bana merhamet et. Beni doğru yola ilet. Rızkımı ver." demesini öğütler.
[579] Buharı, 10/89; Müslim, 598.
[580] Ahmed, 5/280; Tirmizî, 357; Ebu Davud, 90. Senedi hasendir.
[581] Müellifin kaydettiği hadisin devamında İbn Huzeyme'nin Sahih'inde bu sözünü bulamadık. Herhalde başka bir yerinde olsa gerek. Şayet böyle dediği sabitse bu durumda doğrudan uzaklaşmış demektir. Çünkü cerh ve ta'dîl kitaplarından anlaşılacağı üzere hadisin senedi hasen mertebesinden aşağı inmez.
[582] İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 1/241-243.