hafız_32
Sun 21 November 2010, 01:37 pm GMT +0200
Nafile [375] Sadakalar
İslam şeriatı, nafile sadakaları çokça vermeyi teşvik etmiştir. Bu konuda Yüce Allah şöyle buyurmuştur; 'Mallarını Allah yolunda sarfedenlerin durumu, her başağında yüz tane olmak üzere yedi başak veren tanenin durumu gibidir. Allah dilediğine kat kat verir. Allah'ın lutfu geniştir, O herşeyi bilendir [376] 'Doğrusu, sadaka veren erkeklere ve sadaka veren kadınlara, Allah'a güzel bir ödünçte bulunanlara; verdikleri kat kat artırılır. Onlara cömertçe verilecek bir mükâfat vardır.[377]
Peygamberimiz (sailallâhu aleyhi ve sellem), kadınların sadaka vermesini, kadınların azab görmesini önleyen etkenlerden saymıştır. Ebû Saîd el-Hudrî (radiyallâhu anh) anlatıyor; 'Peygamber (sailallâhu aleyhi ve sellem) bayram namazında namazgaha geldiğinde, hanımların yanına uğradı ve; «Ey kadınlar cemaatı! Sadaka veriniz. Kuşkusuz ben, cehennem halkının çoğunu kadınların oluşturduğunu gördüm. ...» buyurdu.[378]
Kadın Kendi Malından, Kocasının İzni Olmaksızın Sadaka Verebilir:
Küreyb, [Peygamberimizin hanımı] Meymûne binti Haris {radiyallâhu anhumâ)'dan naklediyor; 'Peygamber (sailallâhu aleyhi ve sellem) 'den izin almaksızın, Meymûne bir câriye azâd etmişti. Sırası geldiğinde Rasulullah (sailallâhu aleyhi ve sellem) ona uğradı. O; «Yâ Rasuîullâh! Cariyemi azad ettiğimi duydun mu?» diye sordu; «Öyle mil Azat ettin mi?» dedi. O; «evet» dedi. Bunun üzerine; «Onu dayılarına verseydin, sevabın daha büyük olurdu» buyurdu.[379]
Peygamberimiz (sailallâhu aleyhi ve sellem), izin almadan azat etmesini Meymûne (radiyallâhu anhâj'ya nehyetmiyor; sadece daha faziletli olanı ona gösteriyor. İmam Buhârî'nin de belirttiği gibi, bu hüküm, kadının sefih/ehliyet özürlü olmaması durumunda geçerlidir.
Kendi malından infakta bulunacak kadınların, bunu kocalarına bildirmesi, aile ilişkisinin güzelliği ve kocalarının hoşnutluğu açısından daha hoş ve müstehap olandır. Bu nedenle Peygamberimiz (sailallâhu aleyhi ve sellem); 'Bir kadının kendi malında tasarrufta bulunması, kocası ismetini sahiplendiğinde [380] caiz olmaz [381] Bir başka rivayette de; 'Bir kadının, kocasının izni olmadan bağışta bulunması caiz değildir [382] buyurmuştur.
Kadın, kendi malından eşine, çocuklarına ve akrabalarına infakta bulunması, sadakaların en fazilet-lisidir.
Daha önce zikredilen hadiste Peygamberimiz (sailallâhu aleyhi ve sellem); 'Kocan ve çocuğun, kendilerine sadaka verdiğin kimseler arasında en fazla hak sahibi olanlardır [383] buyurmuştur.
İbn Mesûd {radiyallâhu anh)'m eşi Zeyneb; 'eşime ve hi-mayemdeki yetimlere infakta bulunmam caiz midir?' diye Peygamberimiz (sailallâhu aleyhi ve seiîem)'e sorduğunda; 'evet, bu durumda senin için iki mükâfat olur. Birincisi sadaka mükafatı; ikincisi akrabalık mükâfatı' buyurmuştur.
Peygamberimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem) hanımı Meymûne'ye; eğer onu dayılarına hediye etseydin, mükâfatın daha büyük olurdu' buyurmuştur.
Kadın, izin almadan kocasının evinden -zarar vermemek şartıyla- infakta bulunması caizdir. Çünkü Peygamberimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem); 'zarar vermeksizin evinin yiyeceğinden infakeden kadın, infakmdan dolayı; kocası da onu kazandığından dolayı sevap alır. Hane bekçisi için de böyledir. Bunlar birbirlerinin sevabından hiçbir şey eksiltmezler.[384]
Hanımların Alış-Verişiyle İlgili Önemli Bir Konu:
Fark ödeyerek, altını altınla değiştirmek caiz değildir. Verdiği altın takı ile aldığı altın takı arasındaki ücret farkını ödeyerek birçok hanım, takılarını kuyumcuya verip, farklı altın takılar almaktadır. Bu türden alışveriş haramdır, caiz değildir. Aradaki fark faizdir. Çünkü Peygamberimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem); 'Altın karşılığında altın, gümüş karşılığında gümüş, ... misli misline birbirine eşit olarak peşin satılır.[385]
Buna göre, altın karşılığı altın satılması durumunda, -biri 18, diğeri 21 ayar olsa dahi- ağırlıklarının birbirine eşit olması ve tarafların ayrılmadan önce altınları teslim almaları şarttır.
Örneğin bir kadın kendi takısını, 10.000.- Tl.'ye kuyumcuya satmaya; sonra da daha az gramajda başka bir takıyı 10.000.-Tl.'ye almaya anlaşması ve aynı zaman dilimi İçerisinde bu alışverişi yapması caiz değildir. Çünkü bu alış-veriş görüntüden ibarettir ve bu davranışla, haram kılınmış olan bir işlem meşrulaştırılmaya çalışılmış olmaktadır. Fakat bu alışveriş, aynı zaman diliminde yapılmazsa, yani kadın kendi takısını kuyumcuya satıp parasını aldıktan sonra ayrılıp gidir; başka bir zaman da tekrar gelerek başka bir takıyı satın alırsa caiz olur.
İmam Ahmed bin Hanbel rahimehullâh bu konuda şöyle der; 'Bir kadın kendi takısını kuyumcuya sattıktan sonra; çarşıda dolaşır, arzuladığı takıyı araştırır. İstediği takının sadece; kendi takısını sattığı kuyumcuda olduğunu anladıktan sonra tekrar o kuyumcuya dönerek, istediği takıyı satın alabilir.[386] En doğrusunu Allah bilir.
[375] Tatavvu".
[376] Bakara, 261.
[377] Hadîd, 18.
[378] Buharı, 304.
[379] Buharı, 2592; Müslim, 999.
[380] Yani, Evlilik akdi gerçekleştikten sonra, kocasının izni olmaksızın bir kadın kendi malında infakta bulunamaz.
[381] Ebû Dâvûd, 3546; Hasen senetle rivayet edilmiştir.
[382] Ebû Dâvûd, 3547; Nesâî, 6/278; Hasen senetle rivayet edilmiştir.
[383] Buhârî, 1462; Müslim, 1000; İbn Mâce, 1834.
[384] Buhârî, 1425; Müslim, 1024.
[385] Buhârî, 2176; Müslim, 1584.
[386] İbnu'l-Useyınin, el-Fetâuâ en-Nisoiyye, s. 90.
İslam şeriatı, nafile sadakaları çokça vermeyi teşvik etmiştir. Bu konuda Yüce Allah şöyle buyurmuştur; 'Mallarını Allah yolunda sarfedenlerin durumu, her başağında yüz tane olmak üzere yedi başak veren tanenin durumu gibidir. Allah dilediğine kat kat verir. Allah'ın lutfu geniştir, O herşeyi bilendir [376] 'Doğrusu, sadaka veren erkeklere ve sadaka veren kadınlara, Allah'a güzel bir ödünçte bulunanlara; verdikleri kat kat artırılır. Onlara cömertçe verilecek bir mükâfat vardır.[377]
Peygamberimiz (sailallâhu aleyhi ve sellem), kadınların sadaka vermesini, kadınların azab görmesini önleyen etkenlerden saymıştır. Ebû Saîd el-Hudrî (radiyallâhu anh) anlatıyor; 'Peygamber (sailallâhu aleyhi ve sellem) bayram namazında namazgaha geldiğinde, hanımların yanına uğradı ve; «Ey kadınlar cemaatı! Sadaka veriniz. Kuşkusuz ben, cehennem halkının çoğunu kadınların oluşturduğunu gördüm. ...» buyurdu.[378]
Kadın Kendi Malından, Kocasının İzni Olmaksızın Sadaka Verebilir:
Küreyb, [Peygamberimizin hanımı] Meymûne binti Haris {radiyallâhu anhumâ)'dan naklediyor; 'Peygamber (sailallâhu aleyhi ve sellem) 'den izin almaksızın, Meymûne bir câriye azâd etmişti. Sırası geldiğinde Rasulullah (sailallâhu aleyhi ve sellem) ona uğradı. O; «Yâ Rasuîullâh! Cariyemi azad ettiğimi duydun mu?» diye sordu; «Öyle mil Azat ettin mi?» dedi. O; «evet» dedi. Bunun üzerine; «Onu dayılarına verseydin, sevabın daha büyük olurdu» buyurdu.[379]
Peygamberimiz (sailallâhu aleyhi ve sellem), izin almadan azat etmesini Meymûne (radiyallâhu anhâj'ya nehyetmiyor; sadece daha faziletli olanı ona gösteriyor. İmam Buhârî'nin de belirttiği gibi, bu hüküm, kadının sefih/ehliyet özürlü olmaması durumunda geçerlidir.
Kendi malından infakta bulunacak kadınların, bunu kocalarına bildirmesi, aile ilişkisinin güzelliği ve kocalarının hoşnutluğu açısından daha hoş ve müstehap olandır. Bu nedenle Peygamberimiz (sailallâhu aleyhi ve sellem); 'Bir kadının kendi malında tasarrufta bulunması, kocası ismetini sahiplendiğinde [380] caiz olmaz [381] Bir başka rivayette de; 'Bir kadının, kocasının izni olmadan bağışta bulunması caiz değildir [382] buyurmuştur.
Kadın, kendi malından eşine, çocuklarına ve akrabalarına infakta bulunması, sadakaların en fazilet-lisidir.
Daha önce zikredilen hadiste Peygamberimiz (sailallâhu aleyhi ve sellem); 'Kocan ve çocuğun, kendilerine sadaka verdiğin kimseler arasında en fazla hak sahibi olanlardır [383] buyurmuştur.
İbn Mesûd {radiyallâhu anh)'m eşi Zeyneb; 'eşime ve hi-mayemdeki yetimlere infakta bulunmam caiz midir?' diye Peygamberimiz (sailallâhu aleyhi ve seiîem)'e sorduğunda; 'evet, bu durumda senin için iki mükâfat olur. Birincisi sadaka mükafatı; ikincisi akrabalık mükâfatı' buyurmuştur.
Peygamberimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem) hanımı Meymûne'ye; eğer onu dayılarına hediye etseydin, mükâfatın daha büyük olurdu' buyurmuştur.
Kadın, izin almadan kocasının evinden -zarar vermemek şartıyla- infakta bulunması caizdir. Çünkü Peygamberimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem); 'zarar vermeksizin evinin yiyeceğinden infakeden kadın, infakmdan dolayı; kocası da onu kazandığından dolayı sevap alır. Hane bekçisi için de böyledir. Bunlar birbirlerinin sevabından hiçbir şey eksiltmezler.[384]
Hanımların Alış-Verişiyle İlgili Önemli Bir Konu:
Fark ödeyerek, altını altınla değiştirmek caiz değildir. Verdiği altın takı ile aldığı altın takı arasındaki ücret farkını ödeyerek birçok hanım, takılarını kuyumcuya verip, farklı altın takılar almaktadır. Bu türden alışveriş haramdır, caiz değildir. Aradaki fark faizdir. Çünkü Peygamberimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem); 'Altın karşılığında altın, gümüş karşılığında gümüş, ... misli misline birbirine eşit olarak peşin satılır.[385]
Buna göre, altın karşılığı altın satılması durumunda, -biri 18, diğeri 21 ayar olsa dahi- ağırlıklarının birbirine eşit olması ve tarafların ayrılmadan önce altınları teslim almaları şarttır.
Örneğin bir kadın kendi takısını, 10.000.- Tl.'ye kuyumcuya satmaya; sonra da daha az gramajda başka bir takıyı 10.000.-Tl.'ye almaya anlaşması ve aynı zaman dilimi İçerisinde bu alışverişi yapması caiz değildir. Çünkü bu alış-veriş görüntüden ibarettir ve bu davranışla, haram kılınmış olan bir işlem meşrulaştırılmaya çalışılmış olmaktadır. Fakat bu alışveriş, aynı zaman diliminde yapılmazsa, yani kadın kendi takısını kuyumcuya satıp parasını aldıktan sonra ayrılıp gidir; başka bir zaman da tekrar gelerek başka bir takıyı satın alırsa caiz olur.
İmam Ahmed bin Hanbel rahimehullâh bu konuda şöyle der; 'Bir kadın kendi takısını kuyumcuya sattıktan sonra; çarşıda dolaşır, arzuladığı takıyı araştırır. İstediği takının sadece; kendi takısını sattığı kuyumcuda olduğunu anladıktan sonra tekrar o kuyumcuya dönerek, istediği takıyı satın alabilir.[386] En doğrusunu Allah bilir.
[375] Tatavvu".
[376] Bakara, 261.
[377] Hadîd, 18.
[378] Buharı, 304.
[379] Buharı, 2592; Müslim, 999.
[380] Yani, Evlilik akdi gerçekleştikten sonra, kocasının izni olmaksızın bir kadın kendi malında infakta bulunamaz.
[381] Ebû Dâvûd, 3546; Hasen senetle rivayet edilmiştir.
[382] Ebû Dâvûd, 3547; Nesâî, 6/278; Hasen senetle rivayet edilmiştir.
[383] Buhârî, 1462; Müslim, 1000; İbn Mâce, 1834.
[384] Buhârî, 1425; Müslim, 1024.
[385] Buhârî, 2176; Müslim, 1584.
[386] İbnu'l-Useyınin, el-Fetâuâ en-Nisoiyye, s. 90.