- Müzzemmil Sûresindeki Mensuh Ayetler

Adsense kodları


Müzzemmil Sûresindeki Mensuh Ayetler

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
müzzemmil
Fri 16 September 2011, 06:46 pm GMT +0200
4- Müzzemmil Sûresi'ndeki Mensuh Ayetler

Müzemmil Sûresi, İslâm'ın başlangıcında nazil olmuş, Allah'ın kudreti, vahyin durumu ve gece namazı gibi konulan içermektedir.[933] Buna göre, Hz. Peygamber'in şahsında gecenin belirli bir kısmında kalkılarak namaz kılınması istenmektedir. Böylelikle aynı emirler bü­tün Müslümanları kapsamaktadır. Bunu üzerine belirli bir süre Müslü­manlar geceleri kalkıp namaz kılmışlardır. Bu durumu şu ayetler ifade etmektedir.
"Ey örtüsüne bürünen. Geceleyin kalk (namaz kıl); yalnız bi­razında (uyu). Gecenin yansında (kalk), yahut bundan biraz ek­silt"[934]
Anlamını aldığımız ayetin alimler tarafından neshi kabul edilmek­tedir.[935] Konuyla ilgili birçok rivayet bulunur. Hz. Aişe'den gelen na­kilde, söz konusu ayetler nazil olduğu zaman, Peygamber ve ashabının bir sene gece namazı kıldığı, daha sonra Allah'ın surenin sonundaki ayetie hafiflettiği bildirilir.[936] Hz. Aişe'den gelen nakilin tefsir kitapla­rının bir çoğunda yer aldığı görülür.[937]
îbn Abbas; (Gumitleyle illa kaliten nİsfehu evingus min­im kaliten) emriyle, Allah Mü'minlere gecenin belirli bir zamanında namazı emir buyurmuş, fakat bu durum mü'minlere ağır gelmiştir. Bu­nun üzerine {alime en seyekünü minküm) ayetini göndermiş­tir.[938] Katade; Allah'ın, bu surenin başındaki söz konusu ayetlerle na­mazı farz kıldığını, bir veya iki sene bu şekilde devam ettiğini, bunun Müslümanlara hayli ağır geldiğini, daha sonra surenin sonundaki ayet­le nesih edildiğini belirtir.[939] İmam Şafii de beş vakit namazdan önce [Gumitleyîe illa galiten) ayetiyle namazın farz kılındığını daha sonra (İnne Rabbeke ya'lemü) ayetiyle neshedildiği görüşünde­dir.[940] Ayetlerin neshiyle ilgiİi olarak değişik yollarla nakiller gelmek­te, gelen haberlerde yukarıya aldığımız ayetin neshedilerek sünnet şekline dönüştüğü şeklinde olmaktadır. Müfessirlerin bir çoğu, adı ge­çen ayette yer alan teheccüt namazının farz namazla nafile haline dö­nüştürüldüğü böylelikle ayetin mensuh olduğu görüşünü taşımaktadır­lar.[941]
Müfessirlerden Kâsımî'nin farklı bir yaklaşımı olur. Nesihle iigili nakillere yer verdikten sonra "bana göre bu ayetler muhkemdir." Su­renin sonunda yer alan "Rabbin sertin gecenin üçte ikisinden daha azında, yarısında ve üçte birinde kalktığını biliyor." (Müzzemmil Sûresi, 20) ayetinin talim için olduğunu ileri sürmektedir.[942] Kâsımî ayetleri muhkem olarak değerlendirse de, diğer nakiller ağırlık kazan­maktadır. İbn Arabi, ayetin mensuh olması gerektiğini zikrederken halkın hasta, yolcu, işçi, gazi ve önemli meşakkatlerinin olacağını ka­bul ederek nesih görüşüne katılır.[943]
İslâm, Hz. Muhammed aracılığı ile insanlara gönderilen mükemmel ve uygulanırlığı kolay bir dindir. Emir ve nehiyleri tamamen insanlığın mutluluğunu içermektedir. Başta tevhid konulan olmak üzere, namaz oruç, zekat ve emirleri diğer dinlerle karşılaştırıldığında ilim ve akılla uyuşan dinin İslâm olduğu gözlenir. Namazda bunlardan biridir. Farz­lar yolcuya iki rekat haline indirgenir. Temiz olmak şartı ile her yerde ibadet etmek mümkündür. Yukarıya aldığımız ayetler Müslümanlara sağlanan kolaylıkları hatırlatır.
Müfessirler İslâm'ın kolaylık prensibinden hareketle, gece kılınma­sı gereken namazının, umuma şamil gibi görünen hükmünün mensuh olduğunu görüşündedirler. Dikkat edilirse, gecenin üçte birinde kalkın emri, "...O sizin yapamayacağınızı bildiği için affetti..." şekliy­le hafifletilerek ihtiyari bir duruma dönüştürüldüğü anlaşılmaktadır. Bu durum, Kur'ân ilimleri tefsir usulü kitaplarında mensuh edildi şeklinde yorumlanmaktadır. Neshe konu olan ayetler karşılaştırıldığında gece namazının isteğe bırakıldığı açık bir şekilde görülmektedir. İsteyen kı­lar, dileyen terk edebilir. Kılana sevap verileceği gibi terk edene de bir ceza ön görülmez. Bu durum, ilk ayetlerdeki kalkın emrinin neshi şek­linde düşünülmektedir, Hz. Peygamber ise gece namazına devam et­miştir. Gelen rivayetleri netleştirmek gerekirse, şu şekilde Özetleyebi­liriz:
-  Ayetlerin neshiyle ilgili Hz. Aişe, îbn Abbas, Katade, Hasan ve Ikrime'den nakiller gelmektedir.
- Sonra gelen ayet İlk inen ayetlerdeki hükmü hafiflettiği görülür.
- Surenin başındaki ayetler önce nazil olmuş, 20. Ayet daha son­ra nazil olmuştur. Ayetlerin anlamlarında bu durum gözlenmektedir.
-  Söz konusu ayetler arasında açıkça görüldüğü gibi emir bulun­makta, diğer ayette yapamayanların affedildiği haber verilmektedir. 20. Ayette Allah "....Geceyi ve gündüzü Allah takdir etmektedir. O, sizin hesap edemeyeceğinizi bildiği için affetti..." buyurarak baş­taki ayetin hükmünde değişiklik yapıldığı gözlenmektedir. Konuyla il­gili geniş araştırma yapan "en-Nesih fi'l Kur'ân" müellifi, Hz. Ai­şe'den gelen nakli ileri sürerek, ayetleri mensuh değerlendirmiştir.[944] Müfessirler, ayetler arasındaki farklı uygulamayı nesih hadisesiyle izah etmektedirler.  Kanaatimizce ilk ayetlerdeki zorunluluk kaldırılarak, Müslümanların kendi iradelerine göre ibadet etme imkanı tanınmıştır. Bu durumu Kur'an'da var olduğuna inanılan nesh hadise kapsamında değerlendirmemiz mümkündür.
Kur'ân-ı Kerim'de Mensuh Olan Ayetlerin Listesi
Mensuh Ayetler                                                                    Nâsih Ayetler
Bakara Sûresi      240.                                                          Bakara Sûresi        234. 
Bakara Sûresi         180.                                                       Bakara Sûresi        144.
Nisa Sûresi             15.                                                         Nur Sûresi             2.
Mücadele Sûresi      12                                                        Mücadele Sûresi     13.
Müzzemmil S.         1-3.                                                      Müzzemmil S.        20.[945]


[933] Geniş bilgi için bk. Zemahşeri, Tefsir, UV/151-155.
[934] Kur'ân-ı Kerim, Müzzemmil 74/1-3.
[935] Bkz. Hibetullah, a.g.e., vk, 44a;  İbn Hazm, a.g e., s .200:  Suyuti, II, 30;  Zerkanî, II,269.
[936] Müslim, I, 513; Nesâi, III, 199.
[937] Bkz. Taberî, XXIX, 125; İbn Arabî, IV. 1881- İbn Kesir. IV.436; Alûsi, XX1X,125: Elmalılı, VIII, 5437.
[938] Taberî, XXIX. 125; İbn Kesir. IV. 437- Elmalılı. VllI. 5437.
[939] Taberî. XXIX, 141; İbn Kesir, a.g.e.; Alûsi, XXIX. 111; Elmalılı, VII, 5437.
[940] Şafiî, a.g.e., s. 58-59.
[941] Bkz. Taberî. XXIX. 124: İbn Arabi, IV. 1881:  ibn Kesir. IV, 437;   Alûsi, XXIX. 111-112; Elmalıh, VII, 5437-5438
[942] Kâsimî, XVI, 5965.
[943] İbn Arabi, IV, 1882.
[944] Zeyd, a.g.e., s. 809.
[945] Doç. Dr. Remzi Kaya, Kur'ân-ı Kerim'de Nesih, ISBN : 975-97468-1-6, Bursa Nisan 2001: 161-164.