sumeyye
Tue 31 July 2012, 01:59 pm GMT +0200
(2) Muvakkat Mahlûfun Aleyh:
(a) Nas Yoluyla Muvakkat:
aa- İspat İçin Olması: Mahlûfun aleyh, nas yolu ile yani hâlif in belirtmesiyle muvakkat olur ve ispat içinse -msl. “vallahi bu ekmeği bugün yiyeceğim” şeklindeyse-, hâlif ve mahlûfun aleyh ile vakit ortada bulunmaya devam ettikçe hânis olunmaz; hâlif ve mahlûfun aleyh bulunup vakit geçtiyse hânis olunur; vakit içinde hâlif yokolur, mahlûfun aleyh bulunur ve vakit geçtiyse hânis olunmaz; mahlûfun aleyh yok olur, hâlif bulunur ve vakit devam ederse, Ebu Hanife ve Muhammed eş-Şeybânî'ye göre yemin batıl olur, Ebu Yusuf ve Züfer'e göre bâtıl olmaz, hânis olunur, Ebu Yusuftan hemen mi, yoksa güneş batımında mı hânis olunacağı görüşlerinin ikisi de nakledilirse de ilki sahihtir.
bb- Nefy İçin Olması: Vakit geçince, halif ve mahlûfun aleyh bulunursa hânis olunmaz, mahlûfun aleyh vakit içinde yapılınca hânis olunur.
(b) Delâlet Yoluyla Muvakkat (Yemînu'l-Fevr ): Yemin, nas yoluyla mutlak olur ve fakat durum, onu -bir söze cevap veya bir emir üzerine olacak şekilde- hemen kayıtlamaya delâlet ederse - msl., birinin “gel, benimle ye” deyip “vallahi yemeyeceğim” cevabını vererek onunla yemez ve eve dönüp yerse, istihsan yoluyla hanis olunmaz, Züfer'in benimsediği kıyas yoluna göre hânis olunur.
(b) DM'e göre, mahlûfun aleyhin aklen ve âdeten veya sadece âdeten meydana gelmesi zaruri bir iş olmaması gerekir. Msl., “vallahi güneş doğudan doğar, ben öleceğim; cisim yer kaplar, göğe çıkacağım” şeklindeki yeminler, bunun örneğidir ve in'ikad etmezler. Bunlar dışındaki yeminler, in'ikad eder:
(1) Aklen ve âdeten mümkün olması,
(2) Âdeten imkânsız olması. Bu gibi yeminlerde, sadece yemin etmekle hânis olunur; (Hanefi Mezhebine göre böyle bir yeminde -yemin belli bir vakitle kayıtlanmadıysa hemen, kayıtlandıysa bu vakit geçince hânis olunur).
(3) Aklen ve âdeten olmayacak işlerden -msl., “filanın ölümüyle hayatını birleştireceğim” şeklinde- olması halinde, hemen yemin edince hanis olunur.
(4) Dinen olması -msl. “öğleyi kılacağım” veya olmaması -msl., şarap içeceğim- zarurî ise mun'akide yeminine girer.
(b) İstisna Bulunmaması:
(a) Hanefi Mezhebine göre, her çeşit yeminde, her çeşit istisnanın bulunmaması gerekir, ancak talâk konusunda istisna Allah ile yemin eden kişi arasındakinde hüküm ifade eder, kazada -mahkemede- faydası olmaz. İstisnanın sahih olması için, dört şart aranır:
(1) Kendisinin duyacağı şekilde söylemek; dilsizler için bu şart değildir, onların istisnaları sahihtir,
(2) İstisna ile müstesna minhin (kendisinden istisna yapılan) bitişik olması; zaruretsiz olarak ara verilirse istisna hüküm ifade etmez, zaruret dolayısıyla ara verince istisna sahihtir. İstisnada kasıt aranmaz,
(3) Müstesnanın, müstesna minhten fazla olması,
(4) İkisinin eşit olması. “Gücün yeterse” şeklinde istisna yapılır ve bununla yapma gücü kastedilirse, hiçbir zaman hânis olunmaz; âlet, sebep, organların bulunması gibi sebeplere gücün yetmesi kastedilir ve bu güç onda bulunur da yapılmazsa, hânis olunur.
(b) Şafiî Mezhebine göre, istisna, beş şartla bütün yemin ve akidlerde hüküm ifade eder:
(1) Müstesna ile müstesna minhin örfte bir söz sayılacak şekilde bitişik olması; nefes, yorgunluk, ses kesilmesi, az bir öksürükle ara verilmesi zarar vermez.
(2) İstisna ile yemin hükmünün kaldırılmasını kastetmek,
(3) İstisnaya yemin bitmezden önce niyetlenmek,
(4) İstisnanın müstesna minhi kaplaması,
(5) Kendi duyacağı şekilde söylemek.
(c) Maliki Mezhebine göre, inşallah istisnası veya edatlarla yapılan istisnanın hükümleri farklıdır:
(1) İnşaallah İstisnası: İnşaallah istisnası, Allah'a yeminle müphem adakta hüküm ifade eder ve yemin in'ikad etmez, keffaret gerekmez, ancak talâkla ilgili böyle bir yeminde talâk gerçekleşir. Allah'ın iradesiyle, kazasıyla ve kaderiyle yapılan istisnalar ihtilaflıdır; bazılarınca bu inşaallah istisnası gibidir, ezhar görüş de budur; diğer bazılarınca böyle bir istisna, yemini önlemez.
(2) Edatlarla İstisna: Bu çeşit istisna, her çeşit yeminde -talâk ve itak bile olsa- istisna edilen kısım için hüküm ifade eder. Şart, sıfat ve gaye ile kayıtlama da edatla istisna gibidir. İstisna -istikbale veya geçmişe ait olsun, mun'akide veya gamûs olsun- hüküm ifade eder ve yemine engel olur; gamûs yemininde hüküm ifade etmesi, günahın kalkması demektir. İstisnanın sahih olması için, beş şart aranır:
1. İstisna ile müstesna minhin birleşmesi; ancak öksürme, aksırma vb. kaçınılması imkânsız hallerde bitişik olma şartı aranmaz, selâm almak, hatırlamak için susmak vb. inde ise şarttır.
2. İstisna ile söylenmesi sırasında veya başında yemini iptal maksadı taşıması; söylendikten sonrası ise ihtilaflıdır: Meşhur görüşe göre, istisna bitişik olunca hüküm ifade eder; başka bir görüşe göre, yemindeki istisnayı ikiye ayırmak gerekir. Sayıda istisna yapılınca, yemin söylenmezden önce niyetin ortaya çıkmasıyla tesirli olur. Umumun tahsisi veya muti akın takyidiyle istisna yemin sözüne bitişik olunca hükme tesir eder. İstisna ile yeminin iptali değil de, teberrüken söylenmesi kastedilir veya hiçbir şey kastedilmezse hüküm ifade etmez.
3. İstisnayı söyleme maksadı taşıyıp, dil sürçmesiyle söylememek,
4. Gizlice de -msl- dil hareketiyle de- olsa istisnanın söylenmesi. Başkasının hakkına ait bir konuda istisna söylenmez, zira o hak sahibi istisnaya razı olmaz.
5. İkinci defa istisna ettiğini birinci defa istisna etmemesi. Birincide içine almasına niyet edilir, sonra çıkarılırsa istisna hüküm ifade etmez, bilakis yeminden önce çıkarmaya niyet gerekir. Msl., daha söylemezden önce eşini dışarıda bırakarak “şunu yaparsam her helal bana haramdır” der ve sonra mahlûfun aleyhi yaparsa, eş hakkında hiçbir şey gerekmez, fakat eşini de bunun içinde düşününce istisna hüküm ifade etmez. Bu konuya, Muhâşât meselesi denir. Zira eş, yemin dışında bırakılmış olur, o yemin dışında bırakılınca da yemin lagv -hükümsüz- olur.
(d) Hanbelî Mezhebine göre, istisna, -Allah'a yemin, adak, zıhar gibi- keffaret gereken her yeminde hüküm ifade eder, talâkta ise etmez. Allah'ın iradesiyle yapılan istisna, onunla meşiyyet kastedilirse inşallah istisnası gibidir, Allah sevgisi veya emri kastedilirse hüküm ifade etmez. İnşallah veya Allah'ın iradesi istisnalarıyla ta'lik (şarta- bağlama) değil, mahlûfun aleyhin gerçekleştirilmesi kastedilirse, yine hüküm ifade etmezler. İstisnanın sahih olması için, bazı şartlar vardır:
(1) Müstesna minhe bitişik olması; az bir ara zarar vermez.
(2) İstisnayı mazlum olmaksızın bizzat ve açıktan söylemesi,
(3) Müstesna minhi söylemezden önce istisna maksadı taşıması.
(e) Tabi'undan bazılarına göre, bulunduğu yerden ayrılmadıkça, hâlif istisna yapabilir.
(f) İbn Abbas'a göre, her zaman istisna yapılabilir.
Yeminin Şartları
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Hâlifle İlgili Şartlar. Rükünle İlgili Şartlar
1) İslâm ----------------------------------------------------------------------------------------------
2) Akıl-Büluğ Genel Şartlar (Yemin Sözünün Söylenmesi) Özel Şartlar
Mahlûfun Bihle İlgili Şartlar Mahlûfun Aleyhle İlgili Şartlar
-----------------------------------------------------------------------------------------------
(Allah'ın isim veya sıfatlarıyla yapılması) 1) Yemin anında varlığının
düşünülmesi
2) İstisna bulunmaması
Şema 62: Yeminin Şartları