- Mutlu bir aile için

Adsense kodları


Mutlu bir aile için

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
sumeyye
Mon 9 August 2010, 03:56 pm GMT +0200
Mutlu Bir Aile İçin




1- Müslüman bir toplum kendi aralarında aşağıda isimleri belli olan konulan konuşmalı ve gereğini yerine getirmelidir
a) Aile fertlerinin yetişeceği "Aile Mektebi" adında hizmet bina edilmelidir
b) Yaşlan gelmiş, akıl baliğ olmuş kız ve erkek gençlerin evliliklerine zemin hazırlayacak "Evlendirme Birimi" adında kurum oluşturulmalı
c) Evli ailelere fikren yardıma olacak "Aile Danışma Müessesesi" kurulmalıdır (Nisa, 34-35)
d) Evlendiği halde geçinemeyen problemli aileleri ıslah edecek, hayatlarını düzene sokacak veya ayıracak olan "Hakem Heyeti" kurulmalıdır
2- Evlenmiş olan tüm ailelerin bu evliliklerini sürdürmeye sebep olan dört tane sebep vardır İslamiyet bu sebeplerin birincisi üzerinde durur, o ailenin varlığını devam ettirmesi için her türlü tedbiri alır, ikazını yapar
a) Hakiki ve samimi sevgi üzerine kurulmuş olan bir aile (Kan-Koca)
b) Maddi ve cinsi sevgiye dayalı bir evlilik
c) İslami kaygılarla yürütülmeye çalışılan bir evlilik
d) Çeşitli hesaplardan ötürü sürdürülmeye çalışılan bir evlilik
3- Müslüman bir aile binası kurmak ancak, müslüman kız ve kadınları yetiştirmekle mümkündür Evlenecek olan gençlere
"Dini güzel Olanı tercih et" (Buhari, Nikah, 15; Ebu Davud, Nikah, 2; Nesai, Nikah, 13) buyruğunun hikmeti budur
4- Şu aa gerçeği kabul etmeliyiz ki, bugün yaşanan hayat ca-hiliye hayatadır
* Birlikte yaşadığımız toplum şartlarıyla, gelenekleriyle, adetleriyle, terbiye ve kültürüyle tamamen bir cahiliye toplumudur
* Kadın ister istemez cahiliyenin hayat tarzına itiliyor
* İslam'ın emirlerini yerine getirmek istediği zaman cahili cemiyetin ezici baskısı ve ağırlığı ile karşılaşıyor
* İşte burada erkeğe ciddi ciddi vazifeler düşüyor
* İslamiyet müslüman erkek ile müslüman kadının evlilik yaptığı eve "Hısn" yani kale ismi veriyor
* Bunun için, İslam ölçümlerine uygun olarak bir aile yuvası kurmak isteyen kişi, her şeyden önce kaleyi içten koruyacak olan bir kadın bekçi bulmak mecburiyetindedir
* Bu kadın bekçi (Evin Hanımı), kocasının beslediği düşünce kaynağından beslenmelidir Bunun için erkek, kadının dış cazibesini, güzelliğini, malıru değil, kalede bekçilik yapacak kapasiteli bir kadın bulmalıdır
* İslam'ın varlığının hissedilmesi, böyle müslüman kadınların yaşadığı kalelerin bulunmasına bağlıdır
* Bu sebeple müslüman erkek, müslüman bir kalede ortaklaşa mücadele edecekleri, adeta savaş verecekleri bir eş bulmalı dır
* Böyle kalelerin birleşmesi ile İslam teşekkül edebilir
* Ve böyle kalelerin ihyası, sünnet değil, farzdır
* Gerek cahiliyenin hayat tarzı ve gerekse zalim ve bozguncu elebaşlar İslam Aile Kaleleri'ni dışardan, münafık da içerden hücuma geçerek, zabt-u rapt altına alabilirler
5- Sürekli ve hızlı bir değişim yaşanmaktadır ve bu yaşanan hayatın içerisinde bizler yaşamaktayız
* Adı geçen bu değişim ister istemez karı ile koca (anne ile baba) arasında bir takım hizmet rollerinin farklılaşmasına, değişmesine sebep olmaktadır
* Değişen roller ve değişmeyen roller vardır Önce sabit olanlara bakalım:
* Ailede kadının değişmeyen temel rolleri- vazifeleri belirtilmiştir:
a) Hamile olmak
b) Doğum yapmak
c) Çocuk emzirmek
d) Çocukları terbiye etmek
* Aile denince ilk akla gelen erkek değil, kadındır Hadis-i şerif'lerde öncelik hakkı hep kadınlara verilmiştir
* İyilik ve hizmette üç defa anne ve sonra babanın zikredilmesi,
* İki kız çocuğunu terbiye eden annenin, cennette peygamberimizle birlikte olması,
* Efendimizin vefatına az bir zaman kala, kadınlar hakkında erkekleri uyarması,
* Kadına bu kadar önem verilmesinin hikmeti şu olabilir:
a) Kadın cahiliye döneminde devamlı aşağılandığı içindir Veya,
b) Kadının problemleri halledilmeden istenilen İslam Ailesinin kurulamaması
* İslamiyet kadına, yani anne olarak kadına adeta şöyle bakar ve mesaj verir:
a) Sen, evinin işlerini çok güzel bir şekilde idare edeceksin,
b) Kocana ve çocuklarına huzurlu bir aile ortamı hazırlayacaksın,
c) Çocuklarını en güzel bir şekilde eğiteceksin
* Tüm bu açıklamalar bize gösteriyor ki anne, kendisine düşen asli görevleri yerine getirdiği zaman, binanın sütunları ve alt yapısı oluşmaya başlamıştır
6- Bu kalede babanın (kocanın) değişmeyen sabit görevleri ise şunlardır:
a) Ailesine yediğinden yedirmek,
b) Giydiğinden giydirmek,
c) Yaptığı işleri kötülememek,
d) Yüzüne vurmamak (Dövmemek),
e) Kızınca evi terketmemek
7- Ailede değişmeyen temel rollerden bir diğeri ise, anne, sevginin, baba ise otoritenin temsilcisidir
* Bu roller değişirse, çocuğun otorite duygusu zedelenir
* Sevgi, zulmü ve kötülüğü eritir
* Güneşin ışığı sebze ve meyveleri olgunlaştırdığı gibi, annenin sevgi ve nefesi çocuğu geliştirir
8- Karı ile koca arasındaki bu temel roller, çocuğun tanınmasına sebep olacaktır Çünkü çocuğu tanımak ve anlamak, onu yan yarıya terbiye etmek demektir
9- Çocuğun nafakası, bakımı, terbiyesi, tahsili maddi yönleriyle babaya, manevi yönleriyle anneye ait bir borçtur Baba burada terbiye hususunda bir takviyedir
10- Peygamber (sav) Efendimiz "Kadının da bir çoban olduğu üzerinde durmuş ve kadın çocuklarının, (Buhari, Cuma, 11, cenaiz, 32, Nikah 81,91) evinin çobanıdır" buyurmuşlardır Hem de onurlu bir çoban
Zira kadın çoban olmakla çocuğunu, dolayısıyla toplumu yetiştirip onurlandırmıştır
11- Baba evin reisi olup, patronu değildir Anne ve baba arasındaki ilişki bir ortaklıktır Her ortak birbirinin iyiliği için çalışmalıdır
12- Erkek ve kadının yüklendiği roller günün şartlarına göre gözden geçirilir, ihtiyaç duyulduğunda birbirinin sahalarına girilebilir
13- Özet olarak şunu söyleyebiliriz; Çocukların yetişmesinde sorumluluk eşit, fakat roller farklıdır
Bu eğitimde kadın, hanım (zevce) ve ana rolünü, erkek ise koca ve baba rolünü almışlardır
14- Bugün sokak çocukları, ciddi bir boyut kazanmıştır Anası ve babası olduğu halde, eğitim ve terbiye açısından sokak çocuğundan farksız olan çocuklar, sokak çocuklarından daha fazladır, kat kat fazladır
15- Yetim ve öksüz çocukların bulunduğu kimliğine üzülenler acaba, çocuğu ile ilgilenmeyen bir annenin ve çocuğu ile alakalı meşguliyeti bulunmayan bir babanın çocuğu İslam adına yetim değil de nedir?

* İBRET DOLU HADİDİSELER
HzAdem ve oğlu Kabil (Maide, 27-31)
HzNuh ve nikahlı hanımı (Tahrim,10)
Hzİbrahim'in babası (Amcası Azer) (En'am, 74; Meryem, 41-50; Şuara, 69-89)
HzLut ve nikahlı hanımı (Tahrim,10)
HzEyyub ve nikahlı hanımı (Sad,44)
Hz Asiye ve kocası Firavun (Tahrim, 11)
HzMuhammed (sav) ve amcaları (Tebbet Suresi)
Günümüz dünyasında, baba ve oğul ilişkilerindeki sıkıntılar
Kan-Koca arasındaki beklenmeyen olaylar-düşmanlıklar (Teğabün, 14)
Ana-baba bir kardeşler arasındaki gerginlikler, kopukluklar Yakın akrabalar arasında oluşan uçurumlar, boşluklar
Bu ibret dolu hadiselerde iki önemli husus vardır,
1- Neseb bağı kan bağının ölçü olarak ele alınmasını esas alanlar
2- Din-iman bağının ölçü olarak ele alınmasını esas alanlar TÜM KAVGALAR, problemler ikinci esaslar sebebiyle oluşur
ki, din bağının, iman bağının üzerinde hiçbir bağ ölçü ve kriter olamaz
Yukarıda isimleri verilen Allah (cc)'ın salih kulları olan peygamberler ve salih kulların mücadelesi neseb ölçüleriyle değil, din ölçüleri ile olmuştur
Günümüz dünyasında din ve imanı değil de, neseb ve kan bağını ölçü kabul edenler arasında görünürde hiçbir problem olmasa bile, perde arkası ve ahirete bakan yönü geçerli bir ölçüyü kabul etmemektedir
Her konuda Kur'an ve sünneti ölçü ve delil kabul eden müslüman insan, bu konuda da Allah ve Resül ölçülerini kabul etmek durumundadır
İşte çevresine örnek-nümune olacak müslüman koca ve karıyı bekleyen çevresi

AİLE DE ALT YAPININ OLUŞMASI
Ailenin oluşmasında temel unsur insandır İnsan ele alınmadan, insan anlaşılmadan, onu öğrenmeden alt yapıyı sağlam temellere dayamak çok zordur
Çünkü, karı-kocanın ilişkilerinin temeli, insani ilişkilerdir Bu sebeple bir ailede insani ilişkiler kurulmaz ise, evlilik ilişkilerini kurmak hayli zordur
Öyle ise işe insandan başlamak gerekir Erkek de insandır, kadın da insandır Cinsiyet, insani ilişkinin üzerinde çok küçük bir yer tutar
İnsanın yaratılışında Yüce Allah, onu insan yaratmakla şereflendirdi Hayvan, taş, ağaç olarak da yaratabilirdi
Böylece Allah (cc) varlıklar arasında insanı seçti Canlılar arasına katı Bu durumda da insana ikinci şeref verilmiş oldu Can taşımak şerefi, hayat şerefi
Canlılar arasında seçilen insana şuur ve irade verildi İrade verilince insan olduk Ve son noktayı iman şerefi ile koydu
Böylece insan, hayata erkek ve bir kadın ile başladı Ve hayatın başlangıcı çift olarak başladı
Bazı hadislerde, arap toplumuna ait deyimler, sözler kullanılmıştır ki, bu da çok normaldir Mesela; "Kadın kaburga kemiği gibidir Zorlarsanız kırılır" (Buhari, Enbiyal, Nikah, 80; Müslim, Rada, 62) gibi
Bir erkek ile bir kadından yaratılan tüm insanlar şubelere ayrılmıştır Tanışmak için, kaynaşmak için Cinsiyet de bir şu-bedirTanışmaya matuftur (Hucurat, 13) Çünkü Allah'ı tanımak insandan geçer
Muhabbet, Allah'ın kendi sıfatından bahşettiği bir parçadır (Meryem, 96) Ruh var olduğu müddetçe, muhabbet de var olur Bu muhabbetin teşekkürü ibadettir İnsan ölünce ibadeti biter, muhabbetle birlikte toprağa gider Bunun için insan, seven ve sevilen bir varlıktır
Allah insanı ve evreni yaratmadan önce muhabbeti yaratmıştır Böylece yaratılışın hikmeti muhabbet olmuştur Ve muhabbet Peygamberimiz (sav)'in adeta mayasıdır
Cinsler arasında muhabbetin yaratılmış olması, ilahi bir vergidir Bu vergiyi insan meşru yoldan kullanırsa Allah'ı razı eder ve mesud olur Gayr-i meşru yolda kullanırsa Allah'ın gazabım çeker ve mel'un olur İşte hayatın yaratılışının gayesi bu sebeplerle muhabbettir
Hayatın gayesi ise kulluktur İnsan ve cin, O'nu tanımak ve O'na ibadet etmek için yaratılmışlardır (Zariyat, 56) İnsana verilen tüm imkanlar, kulluk borcunun ifa edilmesinde kullanılmalıdır
Bunun için, kadın erkeğin kulluğunu tamamlayan bir parça, erkek kadının kulluğunu tamamlayan bir parçadır
Kadın ve erkek, kulluk yürüyüşünde birbirlerine destek veren Allah yolunun iki yardımcılarıdır
İşte evlilik, bu desteğin, bu yardımın meşru zeminde gerçekleşmesidir
Evlilik bu gaye ile yapılırsa, namaz kılmak gibi ibadet olur Yüce Allah, eşleri kullukta birbirlerini tamamlayan unsur olarak görmek ister Meğer ki, hayat ibadet olsun
Bunun yanında evlilikte bir takım beşeri ihtiyaçlar da giderebilir Ama o durum Allah'ın kuluna bahşettiği ekstradan bir ödüldür
Eğer evliliği bu sağlam temele oturtmaz isek, hayat ibadet olmaktan çıkar, adeta cinayet olur, berbat olur, zindan olur Neticede cehennem olur
İnsana mutluluk ve saadet getirmesi için yaratılan şeyler, bu sefer insana felaket getirir Niçin?
Ey insan yine sen tabiat ve hayata karşı da kendine yeterlilik ayaklarına yatma, kadınsız erkek olmaz, erkeksiz de kadın olmaz
Görülüyor ki, "Karı-koca, bir bütünün iki parçası gibidir" (Tirmizi, Taharet, 82) İnsanlar ağaçlar gibi üremezler Bu konunun hikmetini düşünen insan, kul olarak derki:
"Yarabbi Anladım ki ben, kendi kendime yetemem Bırak Sensiz olmayı, yani Sana muhtaç olmayı, ben bir kadına muhtaç iken, Sana nasıl muhtaç olmam?
Bu durum kadın için de aynıdır Bu sebeple cinsiyet farklılığı fazilet değildir Irk üstünlüğü bir fazilet olmadığı gibi, cinsiyet farklılığı da bir fazilet üstünlüğü olamaz
Ancak her iki cinsin kendisine göre fazilet ve zaafları olabilir Ortak üstünlüğü ve ortak zaafları vardır Farklı üstünlükleri, farklı zaafları vardır
İşte kadın ve erkeğin iki yönünü, iki yüzünü tanıyan bir insan, Allah'ın yardımıyla ve izniyle aile modelini ideale ulaştıracak hayatı kurabilirler
Çünkü, evliliğin gayesi tesbit edilmemiş, hedefi bulunamamıştır Veya evlilik müessesesi Allah'ın koyduğu yere konulmamıştır Uygun yere konulmamıştır
Unsurlar işlevini, görevini yapamayınca, görevi zulüm olur artık Hayatımızda hem kendimize ve hem de ailemize veya ailemiz de kendi nefsine ve ailesine zulmetmeye başlar
Onun için kadın, erkeğin kulluğunu, erkek de kadının kulluğunu tamamlayan bir araç olmalıdır
Bu konular, tesbitler yerli yerince oturtulmadığı müddetçe evlilikten bereket, keramet, fayda beklemek sadece hayaldir Evliliğe bu çerçeveden bakanlar için, evlilik hakkındaki bilgi ve belgeler faydalı olur, yoksa diğerlerinin canını sıkar
Yüce Mevla, erkek ve kadının birbirine ihtiyaç duyması için, birine vermediği bir hasleti, iyiliği, niteliliği diğerine; diğerine koymadığı bir hasleti o birine koyması, bu iki yanmı bir bütün halinde değerlendirdiği içindir
Bu ikisini belli bir zaman ve zeminde, meşru ölçülerle bir araya getirmez isek, insan neslinin devam etmesi mümkün değildir Bu ne demektir?
Ey insan, sen kendine yeterlilik iddiası yaparsan bu şirk olur
Kur'an-ı Kerim, karı-kocaya zevc demektedir Yani eş Tıpkı ayağa giyilen iki nalin manasına Biri erkek, diğeri ise kadın Birisi sağ ayakkabı, diğeri ise sol ayakkabı Bir insan sağa giyeceği ayakkabıyı sol ayağına giyemez Birbirine çok benzediği halde, birbirine ait ayakkabıları değiştirip giyemezler
İkisi, birbirinin yerini tutamayan benzerlerdir bunlar Kadını erkekleştirmeye yeltendiğiniz zaman dengeyi bozarsınız Erkeği de kadına benzetmeye çalışırsanız, tabiatı bozarsınız Ve bu durum böyle ele alınırsa, Allah'ın yarattığına hakaret olur
Cinsiyetten gelen asli iki görev kadına anneliği, erkeğe ise babalığı vermiştir Fizyolojik olarak bu taksimat çok adil ve insaflıdır Görülüyor ki iş, yani her iki insanın vazife bölümü yaratılışlarında verilmiştir
Kur'an-ı kerim, karı-koca veya kadın-erkek olarak her iki cins arasında yarış konularını, müşterek konuları çok açık bir şekilde beyan etmiştir
"Müslüman erkekler Mü'min erkekler Taata devam eden erkekler Doğru erkekler Sabreden erkekler Mütevazi erkekler Sadaka veren erkekler Oruç tutan erkekler Irzlarını koruyan erkekler Allah'ı çok zikreden erkekler
Müslüman kadınlar, Mü'min kadınlar, Taata devam eden kadınlar, Doğru kadınlar, Sabreden kadınlar, Mütevazi kadınlar, Sadaka veren kadınlar, Oruç tutan kadınlar, Irzlarını koruyan kadınlar, Allah'ı çok zikreden kadınlar,
var ya; İŞTE ALLAH, BUNLAR İÇİN BİR MAĞFİRET VE BÜYÜK BİR MÜKAFAT HAZIRLAMIŞTIR" (Ahzab: 35)
Görülüyor ki üstünlük, iman, amel ve takva ile olmaktadır Yine görülüyor ki, yaratırken ölçülerle donatmış olan Allah, yaşatırken ölçü koymaz mı?
Üstünlüğü bu ölçülerde görmeyen ve anlamayan insanların farklı ölçüleri itibara alınmaz

a) Ailenin Taşıdığı Hüviyet
1 Başta Nisa, Ahzab, Nur, Mücadele, Talak, Tahrim olmak üzere Kur'an-ı Kerim 70 surede ve 241 ayette aileyi, fertlerini değişik yönleri ile ele almaktadır
2 Kıyamet gününe kadar tüm alemlere takdim edilen kadınlar ise; HzAsiye, HzMeryem, HzHatice, HzFatıma ve HzAi-şe'dir
3 Ne yazık ki HzHavva ve HzMeryem, tahrife uğramış olan Tevrat ve İncil nüshalarında haksızlığa uğratılmış, bir takım noksan ve yanlış bilgiler ile takdim edilmiştir
4 İngiltere'ye altın çağını yaşatmaya sebep olmuş Kraliçe Vik-torya, Hindistan'ın İndira Gandisi, İsrail'in Golde Moyer'ini görmemezlikten gelmek yanlış bir tavırdır
5 Bu kadınların başarısı ile, idarecisi kadın olan milletlerin iflah olmayacağına dair rivayet edilen hadis-i şerifi yan yana getirecek olursak, hadis-i şerif sebep ve illet yönü ile ele alındığında yadırganacak hiçbir yönünün olmadığını görürüz
6 Hilafet ve kadın konusu gündeme geldiğinde kadın, hiçbir zaman hilafete rakip olmamış, sadece hilafetlik için tamamlayıcı rolü üstlenmiştir
7 Neml suresinde (22-44) anlatılan Sebe Kraliçesi ile, Cemel savaşını idare eden HzAişe, orijinal iki isim ve vesikadır Ve her ikisi de İslam ümmetine aittir
8 Kadın erkek arasındaki üstünlük, hiçbir zaman mutlak olarak ele alınmamış, sadece izafi olarak değerlendirilmiştir Yani geçici bir fazilet üstünlüğü
9 Bu sebeple, sabit ve değişen vazifeleri ile kadını anlamak sosyal, siyasal ve aile ort----- ait olan bir takım problemlerin çözülmesine sebep olacaktır
10 Kadın her şeyden evvel, dinde kardeşimizdir Evin reisi olan erkeğin de kardeşidir
11 Hak'tan halka doğru yolculukta bir fark ile kadın kenarda tutulurken, halktan Hakk'a doğru yolculukta ise erkeğin bir numaralı destekçisi olarak ele alınmıştır
12 Kur'an-ı Kerim, salih erkeğe karşı, saliha kadını her zaman gündemde tutmuştur
13 Bu iki varlığı birbirine bağlayan iki bağ vardır: Din bağı ve nikah bağı
14 Nikahın iki temel ayağı vardır, bunlarsız nikah olmaz:
a) Akit Müşterek haklar ve vazifeler tarefeynce esas alınır
b) Ahit: Kadının hukukunun, haklarının teminatı, erkeğin söz vermesidir
15 Bu sebeple kadın, kocasına boyun eğerek değil, itaat ederek onu tamamlar
16 İtaat ise, boyun eğmek değil, severek, isteyerek arzularını yerine getirmektir Çünkü aile ülfet, sevgi ve merhamet üzerine kurulmuştur (Rum, 21)
17 Ekmeğin hanımına karşı kavvam olması (Nisa, 34) ona hizmet etmesinden ötürüdür
18 Kadın ise, ev işleri, çocuk terbiyesi ve kocası ile birlikte yaşayacağı hayatı itibari ile sürekli hizmet içindedir ve sürekli efendilik makamındadır
19 Peygamberimize "Dünyadan üç şey sevdirilmesi ve bunların güzel koku, kadın ve namaz Olması" (Nesai, İşretün Nisa, 1; Ahmed, Müsned, 3/128,199,285), hayli düşündürücüdür Kadının güzel koku ile namazın arasına konması, sıradan birşey değildir
20 Tüm ayet ve hadisler ve uygulanmış olan tarihi belgeler erkeğin hanımı için buyurgan bir koca değil, paylaşan bir koca olduğunda ittifak halindedir
21 Çünkü nikah, kadını hizmetleme akdi değildir Erkek üzerine düşen vazifeleri yaparsa, kadm fıtratına uygun olan işleri yapmada adeta otomatik bir yapıya geçer Yaptığı her türlü işi aşkla ve zevkle yapar
22 Bunun için İslam Hukuku'nda, kadının ev işlerini yapması, bir zorunluluk veya hukuki bir mükellefiyet değil, sadakadır
23 Dinini öğrenmek mecburiyetinde olan kadının, öğrenimini engellemek, kocası için caiz değil, üstelik vazifedir
24 Evliliğin saadeti, bereketi işte bu unsurlar ve prensiplere dayanırsa o evde, o ailede ve o evlilikte huzur vardır Yoksa, evlilik cehennemden bir köşe olur

b) Evliliğin Çocuklara Yansıyan Yönü
25 Karı-koca merhalesinden, ana-baba merhalesine geçen eşlerin, çocukları ile müşterek kimliği onları aile olmaya itmiştir İşte bu merhalede, karı-koca arasında sorumluluk eşit, ancak vazifeler, görevler farklıdır
26 Her anne ve babadan dünyaya gözünü açmış olan çocuklar anne ve babalarına karşı borçlu olarak doğarlar
27 Bu borcunu, kendi çocuklarına bakarak ve eğiterek eda ederler
28 Bu eda edişte anne sevginin, baba ise otoritenin temsilcisidir Bu roller değişirse, çocuğun otorite dünyası zedelenmiş olur
29 Anne ve babalar, ayetlerin ve hadislerin gölgesinde bir evlilik hayatını yaşarlarsa, çocuklarını eylemleriyle her alanda yetiştirmiş olurlar Cinsiyet eğitimi dahi bölümün içinde gerçekleşmiş olur (Nur, 58)


Abdullah BÜYÜK