sumeyye
Sun 7 March 2010, 04:35 pm GMT +0200
Mute Gazası
Gazanın Tarihi, İsmi ve Sebebi
Gazanın Tarihi, İsmi ve Sebebi
Mute gazası, Hicretin 8. yılında Cumâdelûlâ ayında vuku bulmuştur.[1]
Bu gaza, Mute gazası, Ceyşü´l-ümerâ (Kumandanlar ordusu) gazası diye de anılır. [2]
Bu da, ya orduya müteaddit kumandanların katılışından veya orduya katlan mücahidlerin başka gaza ve seriyyelere nazaran daha çok sayıda oluşundan, ya da, düşmanlarla karşılaşınca, son dere cede çarpışma yapılışından dolayı idi. [3]
Mute; Şam sınırlarından Belka1 köylerinden bir köy, Şam yaylalarından bir yayla olup, kılıçların en iyisi orada yapılır ve ora kılıçlarına da, oraya izafetle, Meşârif yapısı kılıç denilirdi. [4]
Meşârif; Belka1 köylerindendir. [5]
Mute; Belka1 yakınındadır. Beytü´l-Makdis (Kudüs)´e iki merhaleliktir. [6]
Belka1 ise; Dımaşk nahiyelerinden olup Şam´la Vâdi´l-kurâ arasındadır. Amman´ın kasabasıdır.
Belka´da, birçok köyler ve geniş ekinlikler vardır. Buğdayının iyiliği, dillere destandır. [7]
Mute halkı, Gassanlarla Rumlardan karışıktı. [8]
Mute gazasının sebebine gelince; Peygamberimiz Aleyhisselam Benî Lehblerden Haris b. Umeyr el-EzdPyi, Busrâ hükümdarına bir mektupla göndermişti. [9]
Rivayete göre; Haris b. Umeyr, Peygamberimiz Aleyhisselamın mektubunu Şam´a, Rum Kayserine götürmekte idi. [10]
Haris b. Umeyr, Mu´teye varınca, durdurulup Şurahbil b. Amr el-Gassânî´nin huzuruna çıkarıldı. [11]
Şurahbil b. Amr, Kayser´in Şam ülkesi valilerindendi. [12]
Şurahbil, Haris b. Umeyr´e:
"Sen nereye gitmek istiyorsun?" diye sordu.
Haris b. Umeyr
"Şam´a!" dedi.
Şurahbil:
"Sen Muhammed´in elçilerinden olmayasın (olabilirsin)?" dedi.
Haris b. Umeyr
"Evet! Ben Resûlullahın elçisiyim!" dedi. [13]
Şurahbil emretti; Haris b. Umeyr bir iple bağlandıktan sonra, götürülüp boynu vuruldu! [14]
O güne kadar, Hâris´in şehit edilişi, Peygamberimiz Aleyhisselama çok ağır geldi.
Peygamberimiz Aleyhisselam, hemen Müslümanları topladı. [15] Onlara, Haris b. Umeyr´in şehit edildiği yeri ve kendisini kimin şehit ettiğini haber verdi. [16] Kendilerini, Cüruf ordugâhında toplanmaya davet etti. [17]
Müslümanlar, hemen Cüruf ordugâhında toplandılar. [18]
Peygamberimiz Aleyhisselam, daha önce, Ka´b b. Umeyr´in kumandası altında 15 kişilik İslâm pro paganda heyetini Şam´ın Zât-ı Atlah nahiyesinde şehit edenlere askerî bir birlik göndermeye niyetlenmiş ise de, oradaki halkın başka bir yere çekip gittiklerini haber alınca, bundan vazgeçmiş bulunuyordu. [19]
Zât-ı Atlah halkı, Kudâalardan olup, Sedus adında bir liderin idaresi altında idiler. [20]
[1] İbn İshak, İbn Hisam, Sîre, c. 4, s. 15, İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 2, s. 128, Belâzurî, Ensâbu´l-eşrâf, c. 1, s. 380, Taberî,Târîh, c. 3, s. 107, İbn Haim, Cevâmiu´s-Sîre, s. 220, Beyhakî, Delâil, c. 4, s. 359, İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 234, İbn Seyyid, Uyünu´l-eser, c. 2, s. 153, Zehebî, Megâzî, s. 401, Heysem f, Mecmau´z-zevâid, c. 6, s. 157.
[2] İbn Sa´d, Tabakât, c. 3, s. 46, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 5, s. 299, İbn Haldun, TârıVı, c. 2, ks. 2, s. 40.
[3] Zürkânf, Mevâhibü´l-ledünniye Şerhi, c. 2, s. 267.
[4] Yâkût, Mu´cemu´l-büldân, c. 5, s. 220.
[5] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 4, s. 1 9.
[6] Zürkânf, Mevâhibü´l-ledünniye Şerhi, c. 2, s. 268.
[7] Yâkût, Mu´cemu´l-büldân, c. 1, s. 489.
[8] Vâkıdî, M egâzf 1367/1 948 Mısır baskısı, s. 322.
[9] Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 755, İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 2, s. 128, İbn Abdilberr, İstiâb, c. 1, s. 227, 228, İbn Esîr, Usdu´l-gâbe, c. 1, s. 408, İbn Seyyid, Uyûnu´l-eser, c. 2, s. 153, İbn Kayyı m, Zâdu´l-m ead, c. 2, s. 172, Kastalânf, Mevâhibü´l-ledünniye, c. 1, s. 1 87, Diyarbekrî, Târîhu´l-hamîs, c. 2, s. 70.
[10] İbn Abdilberr, İsti âb, c. 1, s. 298, İbn Esîr, Usdu´l-gâbe, c. 1, s. 408, İbn Seyyid, Uyun, c. 2, s. 153, İbn Kayyım, Zâd, c. 2, s. 173, Halebî, İnsânu´l-uyûn, c. 2, s. 786.
[11] Vâkıdî, c. 2, s. 755, İbn Sa´d, c. 2, s. 128, İbn Abdilberr, c.1 , s. 298, İbn Esîr, c. 1, s. 408, İbn Seyyid, c. 2, s. 153, İbn Kayyı m ,c. 2, s. 1 73.
[12] Diyarbekrî, Târîhu´l-hamîs, c. 2, s. 70, Halebî, c. 2, s. 786, Zürkânf, c. 2, s. 268.
[13] Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 755, Zehebî, Megâzî, s. 41 , Halebî, İnsânu´l-uyûn, c. 2, s. 786.
[14] Vâkıdî, c. 2, s. 755, İbn Abdilberr, İstiâb, c. 1, s. 298, İbn Asâkfr, Târîh, c. 1, s. 94, İbn Esîr, Usdu´l-gâbe, c. 1, s. 408, İbn Seyyid, Uyûnu´l-eser, c. 2, s. 153, İbn Kayyım, Zâdu´l-mead, c. 2, s. 173.
[15] Vâkıdî, c. 2, s. 755, İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 2, s. 128, İbn Asâkfr, c. 1, s.94, İbn Seyyid, c. 2, s. 153, Zehebî, Megâzî, s. 401, İbn Kayyım, c. 2, s. 173.
[16] Vâkıdî, c. 2,5.755, İbn Asâkfr, c. 1, s. 94, Diyarbekrî, Târîhu´l-hamîs, c. 2, s. 70.
[17] İbn Asâkfr, c. 1 ,s.94, Diyarbekrî, c. 2, s. 70.
[18] Vâkıdî, c. 2, s. 755, İbn Sa´d, c. 2, s. 128, İbn Asâkfr, c. 1, s. 94, Diyarbekrî, c. 2, s. 70.
[19] Vâkıdî, c. 2, s. 753, İbn Sa´d, c. 2, s. 127, 128, İbn Seyyid, c. 2, s. 152, Zehebî, s. 400, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 4, s. 241, İbn Hacer, el-İsâbe, c. 3, s. 301.
[20] Taberî. Târîh. c. 3. s. 1 03. İbn Esîr. Kâmil. c. 2. s. 230.
M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 6/227-229.