- Müslümanların toparlanması

Adsense kodları


Müslümanların toparlanması

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
hafiza aise
Sun 3 July 2011, 09:47 am GMT +0200
4— Müslümanların Toparlanması:

 

İbn tshak der ki: Zührî—Kesir b.el-Abbâs yoluyla gelen rivayete göre Ke-sîr'in babası Abbâs b. Abdülmuttalip şöyie anlatmıştır: Ben, Rasûlullah (s.a.) ile beraberdim ve beyaz katırının gemini tutuyordum. İri yapılı ve gür sesi olan birisiydim. Rasûlullah (s.a.), insanların bozgun sebebiyle kaçıştıklarını görünce: "Nereye ey insanlar!" diyordu. Kimsenin döndüğünü görmedim. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.) bana: "Ey Abbas; 'Ey Ensar topluluğu! Ey Semüre ağacının altında bîat etmiş olanlar!' diye bağır." buyurdu. Ben böy­le bağırınca herkes bir taraftan: "Buyur, buyur." diye cevap veriyor, devesi­nin yönünü çevirip geri dönmek istiyor, güç yetiremiyor, zırhlarını çikanp develerinin boyunlarına geçiriyorlar, kılıcını, kalkanını, okunu alan deveden inip sesin geldiği tarafa doğru koşuyor ve Rasûlullah'ın (s.a.) yanına varı­yorlardı. Yüz kişi kadar insan toplanınca düşmana karşı savunmaya geçip, savaşmaya başladılar. İlk çağrı, "Ey Ensar topluluğu!" diye oldu, daha son­ra da: "Ey Hazreç topluluğu!" şeklinde yapıldı. Bu kabileler, harp sırasında düşmana karşı çok dayanıklı ve sebatkâr idiler. Rasûlullah (s.a.) üzengileri­nin üstünde savaşa tutuşanlara baktı ve: "İşte, şimdi tandır tutuştu, savaş kızıştı!" dedi.[11] Bazıları Rasûlullah'ın (s.a.) bu sözüne, şu ilâveyi de yapmış­lardır:

"Ben Peygamberim, yalan yok. Ben AbdülmuttaUb'in oğluyum."

Sahih-i Müslim 'de şu rivayet vardır: Sonra Rasûlullah (s.a.) birkaç çakıl alarak kâfirlerin üzerine attı ve: "Muhammed'in Rabbine yemin olsun, boz­guna uğradılar!" dedi. Çakılları onlara atar atmaz kuvvetlerinin zayıfladığı­nı, işlerinin gerilediğini gördüm, durdum.[12]

Müslim'in bir başka rivayeti şöyledir: Rasûlullah (s.a.) katırından indi, sonra yerden bir avuç toprak aldı ve yüzlerine karşı dönerek: "Bu yüzler kah­rolsun!" buyurdu. Artık onlardan Allah'ın yarattığı hiç bir insan yoktu ki gözlerini toprak doldurmasın. Az sonra savuşup gittiler.[13]

İbn İshak, Cübeyr b. Mut'im'in şöyle dediğini nakleder: Hevâzin daha bozguna uğramamış, çarpışma devam ediyordu. Tam o sırada, bizimle He­vâzin arasına düşen siyah örtülü bir şey gördüm. Dikkatlice baktım. Bir de ne göreyim, bütün bir vadiyi simsiyah karıncalar sarmış. Hemen akabinde Hevâzin perişan oldu. O gelenlerin melekler olduğu hususunda hiç şüphe et­medim. [14]


[11] İbn Hişâm, 2/444, 445: İbn İshak'dan. Senedi sahihtir. Şiir Buharî'de (64/56) ve Müs­lim'de (1776) mevcuttur.

[12] Müslim, 1775.

[13] Müslim, 1777.

[14] İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 4/22-23.