hafiza aise
Thu 7 July 2011, 04:22 pm GMT +0200
7— Müslümanlar Toparlanıyor:
Rasûlullah (s.a.) müslümanlara doğru ilerledi. O'nu (s.a.) miğferi altında ilk tanıyan Kâ'b b. Mâlik oldu. Hemen en yüksek sesiyle: "Müslümanlar! Müjdeler olsun! İşte Allah'ın Rasûlü (s.a.)!" diye bağırdı. Allah Rasûlü (s.a.) eliyle ona susmasını işaret etti. Müslümanlar hemen yanında toplandılar. Kendisiyle birlikte Şi'b yöresine doğru gittiler. Bunlar arasında Ebu Bekir, Ömer, Ali, Haris b. Sımme el-Ensârî ve başka sahabîler vardı.
Dağa tırmanmaya başladıklarında Rasûluliah'a (s.a.), Avz denilen atına binmiş Übey b. Halef yetişti. Allah düşmanı (Übey), Allah Rasûlü'nü (s.a.) bu at üzerinde öldürebileceği vehmindeydi. Rasûlullah'a (s.a.) yaklaşınca, Rasûluîlah (s.a.) Haris b. Sımme'den harbesini aldı ve onunla Übeyy'i yaraladı. Darbe köprücük kemiğine denk gelmişti. Allah düşmanı,perişan birhalde geri döndü. Müşrikler kendisine: "Vallahi bir şeyciğin yok" dediler. Fakat o: "Vallahi, bende olan Zü'I-Mecaz ahâlisinde olsaydı tamamı ölürdü!" dedi. O, Mekke'de iken atını besler ve: "Muhammed'i bunun üzerinde öldüreceğim" derdi. Bu söz Rasûlullah'a (s.a.) ulaştığında: "Aksine, inşallahu teâlâ ben onu öldüreceğim." buyurmuştu. Rasûlullah (s.a.) kendisini yaralayınca Allah düşmanı, Allah Rasûlü'nün (s.a.) "Ben onu öldüreceğim," sözünü hatırladı. O zaman kendisinin bu yaradan öleceğim seksiz şüphesiz anladı. Nitekim Mekke'ye dönüşü sırasında yolda Şerif denilen yerde öldü.[523]
Hz. Ali, Rasûlullah'a (s.a.) içmesi için bir su getirdi. Suyun tadını acı bulduğu için içmedi. O suyla yüzündeki kam yıkadı ve başına su döktü. Rasûlullah (s.a.) oradaki büyük bir kayanın üstüne çıkmak istedi fakat yapamadı. Talha çöktü, Rasûlulîah (s.a.) da (onun sırtına basarak kayaya) çıktı. Namaz vakti gelmişti. Onlara oturarak namaz kıldırdı. Rasûlullah (s.a.) o gün Ensâr bayrağı altında durdu.
Hanzale el-Gasîl, -ki tam adı Hanzale b. Ebî Âmir'dir- Ebu Süfyan'm üzerine saldırdı. Ebu Süfyan'i yakaladığında Şeddâd b. Esved, Hanzale'ye hücum edip onu öldürdü. Hanzale cünübdü. Hanımıyla ilişki halindeyken savaş çağrısını işitmiş ve hemen cihada koşmuştu. Rasûlullah (s.a.) ashabına: "Meleklerin onu guslettirdiğini" haber verdi, sonra: "Hanımına sorun? Ona ne olmuştu?'* buyurdu. Hanımına sordular, o da onlara durumu haber verdi,[524] Âlimler bunu; şehid, cünüp olarak ölürse, meleklere uyarak yıkanır hükmüne delil kılmışlardır[525]
Müslümanlar, müşriklerin bayraktarını Öldürdüler. Bayraklarını Amra bt. Alkâme el-Hârisiyye adh kadın yerden kaldırdı ve bayrak etrafında toplandılar
Ümmü Umâre (r.a.) -Nesibe bt. Kâ'b el-Mâziniyye- çok çetin bir biçimde savaştı. Amr b. Kamie'ye darbe üstüne darbe vurdu, ancak Amr'ı üzerindeki iki zırh korudu. Bu defa Amr, ona kılıçla vurdu ve omuzundan ağır bir şekilde yaraladı.
Abdüleşheloğullarından Üsayram diye tanınan Amr b. Sabit henüz müs-lüman olmamıştı. Uhud savaşında, geçmişindeki güzellik ve iyilik sebebiyle Allah Teâlâ gönlüne İslâm'ı koydu; müslüman oldu. Kılıcını kaptı ve Hz. Pey-gamber'e (s.a.) katıldı. Savaştı ve yaralandı. Hiç kimse durumunu bilmiyordu. Savaş durunca, Abdüleşheloğulları kendi ölülerini aramak için ölüler arasında dolaşmaya çıktılar. Ölmek üzere olan Üsayram'ı buldular. "Vallahi bu, Üsayram! Onu buraya getiren nedir?.. Biz onu, bu dini inkâr ediyorken bırakmıştık." dediler. Sonra, "Seni buraya getiren şey nedir? Kavmine acıman mı yoksa İslâm'a rağbetin mi?" diye sordular. "Elbette, islâm'a rağbetim. Allah'a ve Rasûlü'ne iman ettim. Sonra Allah Rasûlü'yle (s.a.) birlikte görmüş olduğunuz yarayı alıncaya kadar savaştım." dedi ve o anda vefat etti. Durumu Rasûlullah'a (s.a.) anlattılar. "O, cennet ehlindendir." buyurdu. Ebu Hureyre dedi ki: "Kesindir ki Allah Teâlâ'ya bir vakit namaz bile kılmadı."[526]
[523] tbn Hişâm, (2/84) sened zikretmeksizin kaydeder. İbn Kesîr, (2/63) Ebu'l-Esved'in Ur-ve b. Zübeyr'den ve Zührî'nin Saîd b. Müseyyeb'ten rivayet ettiklerini aktarır. Her iki rivayet de mürseldir. tbn Kesîr'in (2/44) aktardığına göre, TaberPnin Süddî yoluyla mürsel olarak rivayet ettiği uzun hadis içinde geçmektedir.
[524] îbn Hişâm, (2/75), senedsiz olarak aktarır. Hâkim, (3/204, 205), Beyhakî (4/15) ve Ser-râc'ın tbn îshak yoluyla Yahya b. Abbâd b. Abdullah b. Zübeyr-babası-dedesi yoluyla rivayetleri vardır. Senedi ceyyiddir. Heysemî'nin Mecmau'z-Zevâid'âe (3/23) söylediğine göre bu hadisin Taberânî'nin hasen senedle îbn Abbas'tan rivayet ettiği bir şahidi vardır. Ayrıca Îbn Sa'd'm kaydına göre (3/1/9), Hasan el-Basrî'den kavî mürsel bir şahidi daha vardır.
[525] Bu, Ahmed b. Hanbel ile Ebu Hanîfe'nin görüşüdür. Mâlik, Şâfıî, Ebu Yusuf ve Muhammed ise: "Delilin umumiliği sebebiyle şehid yıkanır. Zira vâcib olsaydı meleklerin yıkamasıyla sakıt olurdu. Halbuki Hz. Peygamber (s.a.) yıkanmasını emretmiştir." demektedirler. Şevkânî de: "Bu doğrudur" demektedir. Bk. Muğnî, 2/530, 531.
[526] İbn Hişâm, 2/90; Ahmed b. Hanbel, 5/428, 429: îbn tshak'dan, Husayn b. Abdurrah-man b. Amr b. Sa'd b. Muaz-Ebu Ahmed'in azatlısı Ebu Süfyân-Ebu Hureyre yoluyla rivayet ediyorlar. Senedi güçlüdür.
İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 3/245-246.
Rasûlullah (s.a.) müslümanlara doğru ilerledi. O'nu (s.a.) miğferi altında ilk tanıyan Kâ'b b. Mâlik oldu. Hemen en yüksek sesiyle: "Müslümanlar! Müjdeler olsun! İşte Allah'ın Rasûlü (s.a.)!" diye bağırdı. Allah Rasûlü (s.a.) eliyle ona susmasını işaret etti. Müslümanlar hemen yanında toplandılar. Kendisiyle birlikte Şi'b yöresine doğru gittiler. Bunlar arasında Ebu Bekir, Ömer, Ali, Haris b. Sımme el-Ensârî ve başka sahabîler vardı.
Dağa tırmanmaya başladıklarında Rasûluliah'a (s.a.), Avz denilen atına binmiş Übey b. Halef yetişti. Allah düşmanı (Übey), Allah Rasûlü'nü (s.a.) bu at üzerinde öldürebileceği vehmindeydi. Rasûlullah'a (s.a.) yaklaşınca, Rasûluîlah (s.a.) Haris b. Sımme'den harbesini aldı ve onunla Übeyy'i yaraladı. Darbe köprücük kemiğine denk gelmişti. Allah düşmanı,perişan birhalde geri döndü. Müşrikler kendisine: "Vallahi bir şeyciğin yok" dediler. Fakat o: "Vallahi, bende olan Zü'I-Mecaz ahâlisinde olsaydı tamamı ölürdü!" dedi. O, Mekke'de iken atını besler ve: "Muhammed'i bunun üzerinde öldüreceğim" derdi. Bu söz Rasûlullah'a (s.a.) ulaştığında: "Aksine, inşallahu teâlâ ben onu öldüreceğim." buyurmuştu. Rasûlullah (s.a.) kendisini yaralayınca Allah düşmanı, Allah Rasûlü'nün (s.a.) "Ben onu öldüreceğim," sözünü hatırladı. O zaman kendisinin bu yaradan öleceğim seksiz şüphesiz anladı. Nitekim Mekke'ye dönüşü sırasında yolda Şerif denilen yerde öldü.[523]
Hz. Ali, Rasûlullah'a (s.a.) içmesi için bir su getirdi. Suyun tadını acı bulduğu için içmedi. O suyla yüzündeki kam yıkadı ve başına su döktü. Rasûlullah (s.a.) oradaki büyük bir kayanın üstüne çıkmak istedi fakat yapamadı. Talha çöktü, Rasûlulîah (s.a.) da (onun sırtına basarak kayaya) çıktı. Namaz vakti gelmişti. Onlara oturarak namaz kıldırdı. Rasûlullah (s.a.) o gün Ensâr bayrağı altında durdu.
Hanzale el-Gasîl, -ki tam adı Hanzale b. Ebî Âmir'dir- Ebu Süfyan'm üzerine saldırdı. Ebu Süfyan'i yakaladığında Şeddâd b. Esved, Hanzale'ye hücum edip onu öldürdü. Hanzale cünübdü. Hanımıyla ilişki halindeyken savaş çağrısını işitmiş ve hemen cihada koşmuştu. Rasûlullah (s.a.) ashabına: "Meleklerin onu guslettirdiğini" haber verdi, sonra: "Hanımına sorun? Ona ne olmuştu?'* buyurdu. Hanımına sordular, o da onlara durumu haber verdi,[524] Âlimler bunu; şehid, cünüp olarak ölürse, meleklere uyarak yıkanır hükmüne delil kılmışlardır[525]
Müslümanlar, müşriklerin bayraktarını Öldürdüler. Bayraklarını Amra bt. Alkâme el-Hârisiyye adh kadın yerden kaldırdı ve bayrak etrafında toplandılar
Ümmü Umâre (r.a.) -Nesibe bt. Kâ'b el-Mâziniyye- çok çetin bir biçimde savaştı. Amr b. Kamie'ye darbe üstüne darbe vurdu, ancak Amr'ı üzerindeki iki zırh korudu. Bu defa Amr, ona kılıçla vurdu ve omuzundan ağır bir şekilde yaraladı.
Abdüleşheloğullarından Üsayram diye tanınan Amr b. Sabit henüz müs-lüman olmamıştı. Uhud savaşında, geçmişindeki güzellik ve iyilik sebebiyle Allah Teâlâ gönlüne İslâm'ı koydu; müslüman oldu. Kılıcını kaptı ve Hz. Pey-gamber'e (s.a.) katıldı. Savaştı ve yaralandı. Hiç kimse durumunu bilmiyordu. Savaş durunca, Abdüleşheloğulları kendi ölülerini aramak için ölüler arasında dolaşmaya çıktılar. Ölmek üzere olan Üsayram'ı buldular. "Vallahi bu, Üsayram! Onu buraya getiren nedir?.. Biz onu, bu dini inkâr ediyorken bırakmıştık." dediler. Sonra, "Seni buraya getiren şey nedir? Kavmine acıman mı yoksa İslâm'a rağbetin mi?" diye sordular. "Elbette, islâm'a rağbetim. Allah'a ve Rasûlü'ne iman ettim. Sonra Allah Rasûlü'yle (s.a.) birlikte görmüş olduğunuz yarayı alıncaya kadar savaştım." dedi ve o anda vefat etti. Durumu Rasûlullah'a (s.a.) anlattılar. "O, cennet ehlindendir." buyurdu. Ebu Hureyre dedi ki: "Kesindir ki Allah Teâlâ'ya bir vakit namaz bile kılmadı."[526]
[523] tbn Hişâm, (2/84) sened zikretmeksizin kaydeder. İbn Kesîr, (2/63) Ebu'l-Esved'in Ur-ve b. Zübeyr'den ve Zührî'nin Saîd b. Müseyyeb'ten rivayet ettiklerini aktarır. Her iki rivayet de mürseldir. tbn Kesîr'in (2/44) aktardığına göre, TaberPnin Süddî yoluyla mürsel olarak rivayet ettiği uzun hadis içinde geçmektedir.
[524] îbn Hişâm, (2/75), senedsiz olarak aktarır. Hâkim, (3/204, 205), Beyhakî (4/15) ve Ser-râc'ın tbn îshak yoluyla Yahya b. Abbâd b. Abdullah b. Zübeyr-babası-dedesi yoluyla rivayetleri vardır. Senedi ceyyiddir. Heysemî'nin Mecmau'z-Zevâid'âe (3/23) söylediğine göre bu hadisin Taberânî'nin hasen senedle îbn Abbas'tan rivayet ettiği bir şahidi vardır. Ayrıca Îbn Sa'd'm kaydına göre (3/1/9), Hasan el-Basrî'den kavî mürsel bir şahidi daha vardır.
[525] Bu, Ahmed b. Hanbel ile Ebu Hanîfe'nin görüşüdür. Mâlik, Şâfıî, Ebu Yusuf ve Muhammed ise: "Delilin umumiliği sebebiyle şehid yıkanır. Zira vâcib olsaydı meleklerin yıkamasıyla sakıt olurdu. Halbuki Hz. Peygamber (s.a.) yıkanmasını emretmiştir." demektedirler. Şevkânî de: "Bu doğrudur" demektedir. Bk. Muğnî, 2/530, 531.
[526] İbn Hişâm, 2/90; Ahmed b. Hanbel, 5/428, 429: îbn tshak'dan, Husayn b. Abdurrah-man b. Amr b. Sa'd b. Muaz-Ebu Ahmed'in azatlısı Ebu Süfyân-Ebu Hureyre yoluyla rivayet ediyorlar. Senedi güçlüdür.
İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 3/245-246.