sumeyye
Wed 3 March 2010, 03:55 pm GMT +0200
Müslüman ve Aynı Zamanda Şehit Olan Çoban
Hayber Yahudilerinden Amirin Yesar adında Habeşli (Zenci) bir kölesi vardı ve onun davarını güderdi.[262]
Yesar; Peygamberimiz Aleyhisselamın Hayber kalelerinden bazısını kuşattığı sırada[263] Hayberlilerin silaha sanldıklarını görünce, onlara:
"Siz ne yapmak istiyorsunuz?" diye sormuştu. Onlar da:
"Şu peygamber olduğunu söyleyen kişi ile çarpışacağız!" demişlerdi.
Peygamber sözü, kalbine işledi.
Davarını sürüp Peygamberimiz Aleyhisselamın yanına geldi.[264]
Peygamberimiz Aleyhisselama:
"Ey Muhammedi Sen neler söylüyor ve nelere davet ediyorsun?" diye sordu.
Peygamberimiz Aleyhisselam:
"İslâmiyete, Allah´tan başka hiçbir ilah olmadığına şehadete, Allahtan başkasına ibadet etmemeye ve benim de Resûlullah olduğuma şehadete davet ediyorum!" buyurdu.[265]
Yesar:
"Ben böyle şehadet getirir ve Allah´a iman edersem, bana ne var?" diye sordu.
Peygamberimiz Aleyhisselam:
"Bu iman ve şehadet üzerine ölürsen, sana Cennet var!" buyurunca,[266] Yesar:
"Yâ Rasûlallah! Bana İslâmiyet], nasıl Müslüman olacağımı anlat!" dedi.
Peygamberimiz Aleyhisselam İslâmiyeti anlatınca, Yesar Müslüman oldu.
Peygamberimiz Aleyhisselam İslâmiyete davette hiç kimseyi hor görmez, küçümsemezdi.[267]
Yesar, Müslüman olunca:
"Yâ Rasûlallah! Ben şu davarların sahibinin işçisiyim. Bu davarlar benim yanımda bir emanettir.
Şimdi ben bunları ne yapayım?" diye sordu.[268]
Peygamberimiz Aleyhisselam:
"Onları karargâhtan dışarı çıkar, onlara bağır ve ufak taşlar at!
Muhakkak ki, Yüce Allah sana emanetini eda ettirecek,[269] onlar sahipleri yanına döneceklerdir!" buyurdu.[270]
Yesar hemen kalkıp yerden bir avuç kum aldı, davarların yüzlerine attı ve:
"Sen sahibine dön! Vallahi, ben artık sana sahip olamayacağım!" dedi.[271]
Davarlar, sanki çoban tarafından sürülüyorlarmış gibi, kaleye girinceye kadar, topluca gittiler, sahiplerinin yanına döndüler.[272]
Yesar´ın Müslüman olduğunu anladılar.[273]
Hz. Ali´nin sancağı çekip kaleye dalarak çarpıştığı sırada, Yesar da Hz. Ali´nin yanında çarpıştı .[274]
Daha Allah´a bir vakit bile namaz kılamadan, bir tek secde bile yapamadan şehit oldu![275]
Yesar, Yahudilerin attıkları taşla veya okla şehit oldu.
Yesar, Peygamberimiz Aleyhisselamın yanına getirilip arkasının üzerine yatırıldı, üzerine de bir örtü örtüldü.
Peygamberimiz Aleyhisselam, ona dönüp baktı.
Ashab-ı Kiram da, dönüp baktılar.
Peygamberimiz Aleyhisselam, ondan, hemen yüzünü başka tarafa çevirdi.
Ashab:
"Yâ Rasûlallah! Sen ondan ne için yüzünü çevirdin?" diye sordular.
Peygamberimiz Aleyhisselam:
"Şimdi, onun yanında Cennet hurilerinden iki zevcesi bulunduğunu,[276] onların onun elbisesiyle vücudu arasına girmekte birbirleriyle nizalaştıklarını gördüm![277]
Allah, bu kuluna yardım edip, onu Hayber´e şevketti" buyurdu.[278]
Huriler, Yesar´ın yüzünden tozları silerlerken:
"Allah seni toza toprağa bulayanın yüzünü toza toprağa bulasın! Seni öldüreni öldürsün!" demekte idiler.[279]
[262] Aynı kaynaklar.
[263] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 3, s. 358, İbn Abdilberr, İstiâb, c. 1, s. 85, Beyhakî Delâilü´n-nübüvvıe, c. 4, s. 220, İbn Seyyid, Uyûnu´l-eser, c. 2, s. 142.
[264] Vâkıdî, c. 2, s. 649, Beyhakî, Delâil, c. 4, s. 220, İbn Kayyım, Zâdu´l-mead, c.2,s. 150, Zehebî, Megâzî, s. 347, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 4, s. 190.
[265] Vâkıdî, Megâzî, c.2, s. 649, Beyhakî, c. 4,s. 220, İbn Kayyım, c. 2, s. 150, Ebu´l-Fidâ, c. 4, s. 190,191.
[266] İmam Muhammed, Siyeru´l-kebfr, c. 1, s. 287, 288, Beyhakî, c. 4, s. 220, İbn Kayyım, c. 2, s. 150, Ebu´l-Fidâ, c. 4, s. 190,
191.
[267] İbn İshak, İbn Hişam, c. 3, s. 359, İbn Abdilberr, c. 1, s. 85, İbn Seyyid, c. 2, s. 142.
[268] İbn İshak, İbn Hişam, c. 3, s. 359, İbn Abdilberr, c. 1, s. 85, Beyhakî, c. 4, s. 220, Zehebî, s. 347, Ebu´l-Fidâ, c. 4, s. 191 .
[269] Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 649, Beyhakî, Delâilü´n-nübüvve, c. 4, s. 220, İbn Kayyım Zâdu´l-mead, c. 2, s. 150, Zehebî, M egâ zf, s. 3 47, E bu´l-F idâ, el-Bi dâye ve ´n-n ihâye, c. 4, s. 191.
[270] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 3, s. 359, İbn Abdilberr, İstiâb, c. 1, s. 85, Beyhakî, Delâil, c. 4, s. 220, İbn Seyyid, Uyûnu´l-
eser, c.2, s. 142, Ebu´l-Fidâ, c. 4, s. 191.
[271] Vâkıdî, c. 2, s. 649, Beyhakî, c. 4, s. 220, İbn Seyyid, c. 2, s. 142.
[272] Aynı kaynaklar.
[273] Vâkıdî, c. 2, s. 649, Beyhakî, c. 4, s. 220, İbn Kayyım, c. 2, s. 150, Ebu´l-Fidâ, c. 4, s. 191.
[274] Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 649.
[275] İbn İshak, İtan Hişam, c. 3, s. 359, Zehebî, s. 347, Ebu´l-Fidâ, c. 4, s. 191 , İbn Kayy,m, c. 2, s. 150.
[276] İbn İshak, İbn Hişam, c. 3, s. 359, İbn Abdilberr, c. 1, s. 85, 86, İbn Seyyid, c. 2, s. 1 42.
[277] Beyhakî, Delâil, c. 4, s. 221, Zehebî, s. 348, Ebu´l-Fidâ, c. 4, s. 191, İbn Kayyım, c. 2, s. 150.
[278] Beyhakî, c. 4, s. 220, E bu´l-Fidâ, c. 4, s. 1 91, İbn Kayyım, c. 2, s. 150.
[279] İbn İshak, İbn Hişam, c. 3, s. 359, İbn Seyyid, Uyûnu´l-eser, c. 2, s. 142.
M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 6/66-69.