Eslemnur
Thu 23 September 2010, 07:02 pm GMT +0200
İslâmî Hükümet ve Müslüman Hükümet
Soru:
Hülefa-i Raşidinden sonra müslümanlar arasında bir çok hükümetler kuruldu. Bunlar İslâm Hükümeti mi idiler, yoksa İslâm dışı hükümetler midirler?
Cevap:
İşin hakikatına bakılırsa, bunlar tam manasiyle ne İslâm Hükümeti idiler ne de İslâm dışı hükümetler idiler. Bu rejimlerde İslâm Anayasasının (Düstur) iki mühim noktası değişmişti. Biri seçim usulü ile kurulacak emirlik. İkincisi de müşavere usulü ile yürütülecek olan işler. Diğer hususlarda, İslâmî Anayasa (Düstur) ortada idi. İsterse, sahih şekilde bunu gözönünde bulundurmasınlar. Fakat bu Anayasayı (Düstur) ortadan kaldırmamış ve değiştirmemişlerdi. Bu hükümetler Kur'an ve Sünneti kanun kaynağı olarak kabul ediyor, buna inanıyorlardı. Adalet sahasında İslâm kanunlarını icra ediyorlardı. Müslüman hükümdarların hiç birisinde İslâm kanunlarını ortadan kaldırmak cesareti yoktu. İslâm kanunlarını kaldırıp, bunun yerine kendilerinin uydurdukları kanunları infaz etmeğe yeltenecek cesaretleri yoktu. İslâm tarihi de tarih boyunca şuna şahittir ki, hiçbir zaman, hiçbir hükümdar böyle bir işe yeltenememiştir. Keyfî icraatların hemen arkasından Allah kulları zâlim emirlerin karşısına dikilip, az çok, iyi fena cihada girişmişlerdir. Fesat ve fıskın kapılarını kapatıncaya kadar da dövüşmüşlerdir.
İbn-i Teymiyenin ve Müceddidi Elf-i Sanî'nin bu gibi işler karşısında nasıl dikilip mücadele ettiklerini tarih kaydeder.
E. Hilâfet meselesi ve fırkacılık.
Sual:
İslâm'da yetmiş iki fırka mevcut iken, nasıl olur da hilafet meselesi böyle bir vasatta, kolay bir şekilde düzenlenebilir ?
Cevap:
Ben buraya kadar bütün İslâm ülkelerindeki hilâfet meselesi bahsini ele almadım. Belki benim sözlerim, Pakistanda İslâmî hükümetin kurulması dairesi içindedir. Eğer muhtelif müslüman ülkeler de benim aydınlattığım bu usul üzerine islâm Hükümetini kurmak isterlerse, elbette bu imkân vardır. Ve olabilecek bir iştir. Yine de mümkündür ki, öyle bir organizasyon yapılsın ki, bu ülkelerin hepsi, bir arada, bir federasyon teşkil etsinler ve aralarından bütün İslâm dünyası için bir Halife seçsinler.
Yetmiş iki fırka meselesine gelince, buna sadece Kelâm ilmi kitaplarının sahifeîerinde rastlamak mümkündür. Hâlen fiilî olarak Pakistanda bu üç fırkadan başka fırka yoktur.
1. Hanefiler.
2. Ehl-i Hadis.
3. Şiiler.
Sizin de malumunuzdur ki, bu üç fırkanın üleması ilk defa bir İslâm Hükümetinin esas usulleri üzerinde ittifak etmişlerdir. Buna göre, artık fırkaların mevcudiyeti İslâmî Hükümetin kurulmasına mâni olabilir diye bir endişeye yer" yoktur.