- Musibetin ilk Gelişinde Sabretme

Adsense kodları


Musibetin ilk Gelişinde Sabretme

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
saniyenur
Tue 13 December 2011, 07:30 pm GMT +0200
8- Musibetin ilk Gelişinde Sabretme



838- Enes b. Malik (r.a)'tan rivayet edilmiştir:

“Kamil anlamdaki sabır, musibet ilk başa geldiği andadır.” [1177]

839- Enes b. Malik (r.a)'tan rivayet edilmiştir:

“Resululîah (s.a.v.), çocuğuna ağlayan bir kadının yanına uğrayıp ona:

“Allah'tan kork ve başına gelen sıkıntıdan dolayı sabret” buyurdu. Ka­dın:

“Sen, benim musibetime aldırış etmezsin?” buyurdu. Resulullah (s.a.v.), kadının yanından ayrılıp gidince, kadına:

“O, Resulullah (s.a.v.) idi” denildi.

Bunun üzerine kadının içine 'ölüm acısı' gibi bir şey çöktü. Resulullah (s.a.v.)'in kapısına geldi. Fakat kapısının önünde bekleyen kapıcılar bulamadı. Bu­nun üzerine:

“Ey Allah'ın resulü! Ben seni tanıyamadım” diyerek özür diledi. Resulullah (s.a.v.):

“Kamil anlamdaki sabır ancak musibet ilk başa geldiği andadır yada musibetin basa geldiği ilk andadır” buyurdu. [1178]

Sabr:

Sözlükte, sıkıntılara tahammül etmek, sızlanmamak, dayanmak, kendini tutmak anlamlarına gelir. Tasavvuf erbabına göre, sabır: Nefsi, iyi olmayan işlerden alakoyan, nefsin salahı ve kıvamı kendisiyle mümkün olan bir huydur. Said b. Cübeyr (r.a) sabrı “Kulun kendi­sine gelen musibetlerin Allah'dan geldiğini itiraf edip, ecir ve sevabını Allah'dan beklemesidir” diye tarif etmiştir. Sabır

1- Musibetlere karşı sabır,

2- Taatın yüklediği zorluklara karşı sabır,

3- Günah işleme arzusuna karşı gösterilecek sabır olmak üzere üç kısma ayrılır.

Rasûl-ü Zişan Efendimizin sözü geçen kadına, Allah'dan korkup sabretmesini tavsiye etme lüzumunu hissetmesi, kadının yüksek sesle feryadü figan ederek ağlamasından ileri gelmiş olabilir. Aslında, bu kadına sabır tavsiye etmek istediği halde, birdenbire sabırdan söz etmemiş önce “Allah'dan kork” diyerek onu sabra hazırlamış, ondan sonra “Sabret” diye­rek sabır tavsiyesinde bulunmuştur.


[1177] Buhârî, Cenaiz 7, 32, 43, Ahkam 11; Ebu Davud, Cenaiz 22-23, 3124; Tirmizî, Cenaiz 13, 988; Nesâî, Cenaiz 22; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 3/130, 143, 217.

[1178] Buhârî, Cenâiz 32.