sidretül münteha
Sun 30 January 2011, 04:01 pm GMT +0200
117. Müsâkât'ın Sıhhat Şartları
MÜSÂKÂT'ın sıhhati hakkındaki konuşmamız, Müsâkât'ın rükünleri, zamanı ve rükünlerinin şartlan hakkında olacaktır.
Müsâkât'ın rükünleri -Müsâkât hangi ürünlerde olur? Müsâkâtm gerektirdiği iş nedir? Müsâkât ürünün kaçta kaçı üzerinde yapılır? Müsâkât ne zaman ve ne kadar süre ile yapılsa caiz olur? diye- dört tanedir. [8]
1. Müsâkât'a Konu Olan Ürünler:
Ulema, Müsâkât'ın hangi ürünlerde olduğu konusunda ihtilaf etmişlerdir.
İmam Dâvûd, «Müsâkât hurmadan başka bir üründe olamaz», İmam Şâfıî de «Hurmadan başka üzümde de olur. Bu iki üründen başka bir şeyde olamaz» demişlerdir. İmam Mâlik ise «Hiçbir zaruret olmaksızın, nar, İncir, zeytin ve benzeri kökü yerde sabit olup kışın kurumayan her üründe ve tarla sahibinin yapamayışı halinde, salatalık ve kavun gibi kökü sabit olmayan ürünlerde de Müsâkât caizdir» demiştir. İmam Mâlik'e göre ekinler de böyledir. Fakat İbn Dinar'dan başka hiçbir kimse sebzelerde Müsâkâtı caiz görme-' mistir.
Hurmadan başka bir üründe caiz görmeyenler, «Çünkü Müsâkât şeriatın verdiği bir müsaadedir. Sünnetle verildiği üründen başkasında caiz olmaması lazım gelir» demişlerdir. İmam Mâlik ise, «Her ne kadar müsaade ise de, bu müsaadenin sebebi başka ürünlerde de bulunduğu için, başka ürünlerde de caiz olması gerekir» demiştir. Çünkü bir cemaata göre herhangi bir şeyde verilen müsaadeye, eğe o müsaadenin sebebi başka şeylerde de bulunursa, kıyas etmek caizdir. Bir cemaat da müsaadelere kıyas etmeyi caiz görmemiştir. İmam Dâvûd ise, hiçbir şeyde kıyası caiz görmediği için, Müsâk-âtın hurmadan başka bir şeyde caiz olmayışı prensibinin gereğidir. Müsâkâü hurmadan başka, üzümde de caiz gören İmam Şafiî ise, Müsâkât'ta tahminle hüküm edildiğine bakmıştır. Çünkü Attab b. Üseyd'in hadisine göre -her ne kadar bu hadis zekât hakkında ise de- hurma ve üzümde tahminle hüküm edilmiştir. Herhalde îmam Şafiî, Müsâkât'ı bu hususta zekât'a kıyas etmiştir. Attab b. Üseyd'in hadisi şöyledir: «Peygamber Efendimiz onu zekât memuru olarak vazifeye gönderirken kendisine, hurmanın zekâtı nasıl kuru olarak ödeniyorsa, üzümü de yaş olarak tahmin edip zekâtını kuru olarak almasını emretmiştir.» [9]îmam Dâvûd ise, bu hadisi, hem mürsel olduğu hem de Ab-durrahman b. îshak'tan başka bir kimse rivayet etmediği ve Abdurrahman da zayıf bir ravi olduğu için reddetmiştir.
Hurma bahçesi içinde ağaçsız bir tarla veyahut başka meyva ağaçlan bulunduğu zaman, hurma ile birlikte bu düz tarlanın veyahut meyva ağaçlarının da Müsâkât'ırim caiz olup olmadığında keza ihtilaf etmişlerdir.
Bir kitle caiz olduğunu söylemiştir, ki îmam Ebû Hanife'nin iki arkadaşı, Leys. b. Sa'd, îmam Ahmed, Süfyan Sevrî, îbn Ebî Leylâ ve bir cemaat bu görüştedirler. îmam Şafiî ile Zahirîler ise, «Aslına bağlılıkla da olsa düz tarlanın veyahut diğer meyva ağaçlarının Müsâkât'ı caiz değildir» demişlerdir, îmam Mâlik de «Eğer düz tarla, ağaçlı yere tabi olup ağaçlı yer daha çok ise, ağaçlı yere bağlı olarak düz yerin de Müsâkât'a dahil edilmesinde -bir kısmın Müsâkât'tan hariç tutulmasını şart koşsun koşmasın- bir sakınca yoktur demiştir, îmam Mâlik «Müsâkât'tan hariç tutulması şart koşulan kısmın, tarlanın üçte birinden fazla olmaması lazımdır. Çünkü tarla kirasının tarladan çıkan ürünün üçtebirinden fazla olması caiz değildir» demiştir.
îmam Mâlik'e göre bahçe sahibi, ağaçsız yeri kendine bırakamaz. Çünkü bu, üzerinde anlaştıkları ürün hissesinden ayrı bir menfaattir. îmam Şafiî'ye göre ise caizdir.
Bahçedeki düz yerin Müsâkât'a dahil edilmesinin caiz olduğunu söyleyenlerin delili, yukarıda geçen Îbn Ömer'in hadisidir. Caiz görmeyenlerin delili de -Rafı1 b. Hadic ile başkalarının hadislerinde geçtiği üzere- Peygamber Efendimiz'in, tarlayı tarladan çıkan ürünün bir kısmı ile kiraya vermeyi yasak etmesidir, ki bunlar yukarıda geçti. îmam Ahmed b. Hanbel, «Râfi'nin hadisleri değişik ifadelidirler. îbn Ömer'in hadisi daha sahihtir» demiştir, îmam Mâlik'in, Müsâkât'tan hariç tutulan kısmın tarlanın üçte birinden fazla olmamasını şart koşması ise usule uymayan bir istihsandır. Zira usul, caiz olmayan bir şeyin azı ile çoğu arasında fark bulunmamasını gerektirmektedir.
Ulemanın, sebzelerde Müsâkât'ın caiz olup olmadığı hakkındaki ihtilafları da bu bâbtandır. îmam Mâlik, îmam Şâfıî ile tabileri ve Muhammed b. Hasan «Caizdir» demişlerse de, Leys b. Sa'd «Sebzelerde, Müsâkât caiz değildir» demiştir. Cumhurun bunu caiz görmesinin sebebi şudur. Çünkü sebzelerde bakıcı için her ne kadar sulama külfeti yoksa da, yapacağı birçok işler vardır. îmam Leys ise, «Müsâkât akdinin gerektirdiği başlıcı iuş sulamadır. Hatta hurma ağaçları sık sık suya muhtaç olduğu için, hurma ağaçlarında
Müsâkât'a müsaade edilmiştir» demiştir. [10]
[8] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 3/355.
[9] Ebû Dâvûd, Zekât, 3/13, no: 1603; Dârakutnî, 2/133, no: 18; Beyhâkî, 4/122.