- Müraysî seferi

Adsense kodları


Müraysî seferi

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
sumeyye
Wed 20 April 2011, 03:31 pm GMT +0200
Müraysî’ Seferi

 

Bu seferin diğer bir adı da "Benî Müstalık" seferidir. Hicrî beşinci yılın Şa'ban ayında yapılmıştır. Böyle olduğu sahih, hatta kesindir.

Vakidî sefer hakkında; "Bu gazveye giderken Nebî (s.a.v.) Medineye Zeyd b. Harise (r.a.)'yi vali tayin etmiş idi. Bana Şuayb b. Abbâd'ın Misver b. Rifâa'dan naklettiğine göre, Rasûlüllah (s.a.v.) yediyüz kişilik bir kuvvetin başında bu yolculuğa çıkmıştır" demekte­dir.[450]

Yunus b. Bükeyr İbni İshâk'tan naklediyor: Bana Muhammed b. Yahya b. Habbân, Asım b. Ömer ve Abdullah b. Ebî Bekr üçlüsü ko­nuyu şöyle anlattılar: "Rasûl-ü Ekrem (s.a.v.)'e, Benî Müstalık kabile­sinin Müslümanlar aleyhine asker topladığı haberi ulaşmış, Peygam­berde hemen oraya doğru yola çıkmış idi. Onların komutanı Efendi­mizin eşi Cüveyriyye (r.a.)'nin babası olan Haris T?. Ebî Dırar idi.

Rasûlü Ekrem yola devam ederek Müstalık oğullarına ait sulardan biri olan Müraysî1 suyana kadar ulaştı. Onlarda Rasûlüllah'a karşı ha­zırlandılar, insanlar yüzyüze çarpışmaya başladılar. Kısa bir süre sonra Nebî (s.a.v.) Müstalık oğullarını bozguna uğrattı ve pek çoğu kılıçtan geçirildi, çocukları, kadınları ve mallarına el koydu. Rasûl-ü Ekrem Kudeyd ve Sahil taraflarından.

Vakidî, Ma'mer ve diğerleri aracılığıyla şunu naklediyor: Huzâaya mensub olan Müstalık oğulları, Far'a taraflarına göçerlerdi. Onların Müdlic oğullan ile güvenlik anlaşması vardı. İdarecileri Haris b. Ebî Dırâr idi. Bizzat kendisi Kavminin başına geçip gücü yeten herkesle beraber oraya geldi. Atlarım ve silahlarını, Peygamberle savaşa git­meye hazırlanmak için sattılar.

Vakidî derki: Bana, Saîd b. Abdillah b. Ebî'l Ebyad, babası aracılı­ğıyla, Peygamberimizin hanımı Cüveyriye validemizin cariyesi olan ninesinin şöyle dediğini anlattı: "Cüveyriye (r.a.)'yi şöyle derken duy­dum:

- Biz Müreysî denen suyun başında iken, Rasûlüllah (s.a.v.) ya­nımıza geldi. Babamı şöyle derken duyuyordum: "Asla gücümüzün yetmeyeceği birşey bize geldi." Cüveyriye derki: Ben çokluğu yü­zünden sayıp anlatamayacağım kadar insan at ve silah görüyordum. İslâm'a girip te, Rasûlüllah beni nikahına alınca geri dönüyorken, ben Müslümanlara bakmaya başladım. Artık daha önce gördüğüm gibi (çok) değillerdi. Anladım ki, önceki anları çok görmemiz Allah'ın indirdiği bir korku idi.

Onlardan biri Müslüman olmuş ta: "Vallahi biz besili (bembeyaz) atlar üzerinde beyaz insanlar görüyorduk ki; onları ne önce, ne de da­ha sonra hiç görmemiş idik" diyordu.

Vakidî devamla derki: Allah Rasûîü suyun başında konaklayıp ken­disine deri çadırı kuruldu. Beraberinde Aişe ve Ümmü Seleme (r.a.)'lerde vardı. Rasûlüllah (s.a.v.) arkadaşlarım saf halinde dizip, sonra da Ömer (r.a.)'i tellal tayin edip, müşriklere giderek onlara; "Lâ ilahe illallah deyin ki, bu kelime ile kendinizi ve canınızı koruyun" de­mesini emretti. Ömer bu emri yerine getirdi. Lakin onlar kabul etme­diler. İlk oku müşriklerden biri attı. Müslümanlarda bir saat onları ok yağmuruna tuttu. Sonra Allah Rasûlü ashabına hamle yapmalarını em­retti, onlarda saldırdılar. Onlardan kurtulan hiç kimse olmadı, onlar­dan on tanesi katledildi, diğerleri esir edildi. Müslümanlardan da bir kişi şehîd oldu.

İbni Avn anlatıyor: Ben Nafıye mektup yazarak harpten önce yapı­lan duayı sordum da, bana cevaben yazdı ki, "bu dûa İslâm'ın ilk yıllarındaki savaşlarda yapılırdı. Rasûiüllah (s.a.v.) Mustalıkoğullarma hücum etmişti. Onlarda hücum halindeydi. Havranları su başında su­lanıyordu. Savaşçıları öldürüldü, kadın ve çocukları esir düştü. O gün sanıyorum Cüveyriye de yakalanmıştı. Bunu bana İbni Ömer (r.a.) söylemişti. O da bu orduda bulunuyordu.

Bu hadis Buharı ve Müslim'in ittifakla naklettiği bir hadistir.

İsmail b. Ca'fer, Rabîatü'r Rey - Muhammed b. Yahya b. Habban-Ebû Muhayriz aracılığıyla Ebû Saîd el-Hudrî'nin şöyle dediğini anlatı­yor:

- Rasûiüllah (s.a.v.) İle birlikt Mustalık oğulları gazasına gittik. Arablarm en mükerremlerini esir aldık. Sefer uzadığından, bekarlı­ğımız uzamış ve esir kadınlarla evlenme arzumuz başlamış oldu­ğundan, biz hem bu kadınlarla Cima' yapmak, hemde çocuk olmasın diye (meniyi dışa boşaltarak) azil yapmak istemiş idik. Mevzuye Rasûlülİah (s.a.v.)'e sordukta bize:

"Böyle bir şeyi yapmamanız sizin üzerinize bir hüküm değildir, yani yapsanız ne değişirki, Allah'ın yaratmayı arzu ettiği her canlı kıyamete kadar mutlak meydana gelecektir" buyurdu.

Bu hadis Kuteybe'nin İsmail den rivayet ettiği Buharı ve Müslim'in ittifakla naklettiği bir haberdir.[451]



[450] Vakidî Meğazî 1/404.

[451] İmam Zehebi, Tarihü’l İslam  Meğazi 3/362-364

Bilal2009
Mon 4 October 2021, 05:34 am GMT +0200
Esselamu aleyküm Rabbim paylaşım için razı olsun

Sevgi.
Tue 5 October 2021, 05:11 am GMT +0200
Aleyküm Selâm. Bu bilgileri bizlerle paylaşan kardeşlerimizden Allah razı olsun
Rabb'im ilmimizi artırsın inşaAllah