- Muhteşem Osmanlıdan muhteşem örnekler

Adsense kodları


Muhteşem Osmanlıdan muhteşem örnekler

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
hafiza aise
Fri 24 August 2012, 10:29 am GMT +0200
Muhteşem Osmanlıdan muhteşem örnekler

Osmanlı halkı babasına Fatih Sultan demiş, ama kendisine de velilik sıfatını layık görerek Bayezid-i Veli diye yâd edegelmiştir.


Akla gelebilir ki, padişahlıkla velilik birleşebilir mi?

İsterseniz önce bir göz atalım Sultan Bayezid-i Veli'nin 63 senelik hayatındaki örneklerden bazılarına. Sonra karar verelim böyle padişahlıkta velilik olabilir mi?

Kaldı ki bu konuda bizim vereceğimiz kararın pek değeri de olmaz. Çünkü ona bu velilik sıfatını koskoca Osmanlı halkı ve tarihi layık görmüş, tarih boyunca da onu hep Bayezid-i Veli diye yâd etmişler. Konuyu "Bilinmeyen Yanlarıyla Muhteşem Osmanlı" kitabındaki örneklerle inceleyelim isterseniz.

Fatih'in kendini tam yetiştirmiş aziz evladı Sultan Bayezid Han, 63 senelik ömrünün 30 senelik padişahlığı içine birçok hayır işlerini sığdıran bir azme sahip bir sultandır.

İstanbul'un en hakim tepesine muhterem babası Fatih Sultan'ın yaptırdığı Fatih Camii gibi bir muhteşem cami yaptırmaktadır. Caminin temeli henüz atılmış, sıra mihrabın konulmasına gelmiştir.

Mimar başı kıblenin isabetli tespitinde şüphededir. O sırada yanından geçmekte olan sultana şüphesini arz eder. Bayezid-i Veli ayağını uzatıp, "Bas da kıbleye doğru bak bakayım!" der. Mimar başı, sultanın ayağı üzerine yavaştan basıp da kıbleye doğru bakınca karşısında olanca heybetiyle Kâbe'yi görür. Sultan: -Mihrabını buna göre ayarla, deyip geçer.

Beş senelik hummalı bir çalışmadan sonra Bayezit Camii 1505'te bir cuma namazıyla ibadete açılır.

Ne var ki açılış namazında ilk imamlığı kimin yapacağı mesele olmuştur. Çünkü imamlığa layık çok alim ve fazıl zatlar var cemaat içinde. Külliyenin müderrisliğini üstlenmiş olan meşhur Zembilli Ali Efendi bunun çaresini şöyle bulur. Mihraptan seslenir:

-Cemaati-i müslimin! İçimizde açılış namazında imamlık yapmaya layık birçok zevat vardır. Hangisini ötekine tercih edeceğimi bilemez haldeyim. Bu durumda teklifimi şöyle yapıyorum. İçinizde baliğ olduğu günden bugüne gelinceye kadar hiçbir namazını kazaya bırakmamış kim varsa o kıldırsın bu açılış namazını. Şimdi lütfen durumu bu şarta uyan kalkıp mihraba buyursun, imamlığı o yapsın, beni de tercih zorluğundan kurtarsın!

Teklifi dinleyen cemaate şöyle bir göz gezdiren Zembilli, kimsenin yerinden kalkıp da mihraba doğru yöneldiğini göremez. Heyecanlı bekleyiş sürerken bir tek kişinin kalkıp mihraba doğru yürüdüğünü görür. O tek kişi mahcubiyetle gelir, Zembilli'nin kulağına yavaştan fısıldar:

"Rabb'ime şükürler olsun ne şehzadeliğimde, ne sultanlığımda, ne hazarda, ne seferde bir vakit namazımı kazaya bırakmamışımdır. Bundan sonra da bırakmam inşallah!" diyerek mihraba geçer, koca kubbeyi çınlatan gür sesiyle tekbirini alır: Allahu ekber!

Bir vakit namazını kazaya bırakmamış olan bu imam, Osmanlı sultanı Bayezid-i Veli'den başkası değildir. Ne şehzadeliğinde, ne sultanlığında tek vakit namazını terk etmemiş, sünnetleriyle birlikte eda etme takvasıyla yaşamıştır tüm hayatını. Yani sahib-i tertiptir.

Şimdi siz söyleyin, böyle padişaha veli denmez de kime denir?

Bayezid-i Veli'nin 30 senelik sultanlığının 14 senesinde kendisine isyan eden kardeşi Cem'le mücadele etmek zorunda kaldığı da bir gerçektir. En sonunda ümidini kesen Cem, ağabeyine teklifini şöyle yapmıştır:

-Ülkeyi ikiye bölelim, yarısı senin yönetiminde yarısı da benim yönetimimde olsun!

Bayezid-i Veli'nin bu teklife cevabı nasıl olmuştur dersiniz? Velilerin cevabı nasıl olursa onun cevabı da öyle olmuştur:

-Ben cesedimin ikiye bölünmesine razı olabilirim, ama ümmet-i Muhammed'in toprağının ikiye bölünmesine razı olamam. Kimse benden ülkemin toprağını ikiye bölme ihaneti beklemesin!

......

Burada ecdadımızı yanlış tanıyan ve tanıtanlara karşı: İşte size "Bilinmeyen Yanlarıyla Muhteşem Osmanlı"dan örnekler dizisi demek istiyorum. İhtiyaç duyanlar bir de buradan incelesinler muhteşem Osmanlı'yı. Belki de hayran olacakları örneklerin sıralandığını görecek, dizilerdeki tanıtımın ne kadar yanlış olduğunun farkına vararak su-i zandan kurtulacaklar...

AHMET ŞAHİN