sumeyye
Wed 9 February 2011, 05:51 pm GMT +0200
3. Muamelelerden Kaynaklanan Zararlı Fiiller:
Allah Teâlâ’nın insanlar için geçim vasıtası kıldığı şeyler şunlardır: Yeryüzünde mubah halde bulunan şeylerin [407] devşirilmesi, çobanlık, ziraat, zenaat, ticaret, belediye hizmetleri, ülke yönetimi. Bu saydığımız şeylerin dışında kalan her türlü kazancın, insanların medenî hayatlarına bir katkısı bulunmamaktadır.
Bazıları bu yolları terkederek hırsızlık ve gasb gibi zararlı yollara başvurmuşlardır: Bu tür zararlı faaliyetler, medenî hayatı dumura uğratır. Bu yüzden insanların kalplerine, bunların aralarında haram kılınması ilham edilmiş ve bu ilham sonucu bütün insanlar bunların yasak kılınması esasında birleşmişlerdir. Ancak bazı âsî ruhlular nefislerinin aşırılıklarına kapılarak bu türlü zararlı davranışlara girmişler, âdil yöneticiler de bu tür zararlı tasarrufları ortadan kaldırmaya ve onları yapanları takibe almaya başlamışlardır. Yöneticilerin bu takiplerini hisseden bazıları bu kez asılsız iddialara, yalan yemine, yalancı şahitliğe, ölçü ve tartıda hile yapmaya, kumar oynamaya, ribâ almaya.., başlamışlardır. Bunlar da, aynen sözünü ettiğimiz hırsızlık ve gasb gibi zararlı fiillerin hükmündedir. Haksız vergi almak, yol kesme gibidir, hatta ondan da kötüdür.
Küllî Maslahata İtibar:
Kısaca söylemek gerekirse, sözü edilen sebeplerden dolayı insanoğlunun kalbinde bu sayılan şeylerin kötü olduğu yer etmiş ve içlerinden en akıllı, en ileri görüşlü, küllî maslahatı en iyi bilenleri ortaya çıkmış ve nesiller boyunca onları yasaklamışlar, bunun sonucunda bunlar, herkesçe uyulması istenen bir davranış biçimi halini almış; artık herkesçe müsellem olan bedîhî şeylerden sayılır olmuştur. İş bu düzeye geldiğinde, onlardan Mele-i a’lâ’ya, kendilerine inen, onların haram ve son derece zararlı olduklarını belirten ilhama uygun bir renk ağmıştır. Bunun sonucunda Mele-i a’lâ sakinleri, insanlardan birinin, onlardan bir şeyi işlemesi halinde eza duyar olmuşlardır. Hani insan, ayağını ateş üzerine koyar da, o anda hemen idrak kuvvetleri bunu algılar ve acı duyar ya işte öyle. Sonra onlann eza hissetmelerinden ışın huzmeleri oluşur ve o asiyi her bir yanından kuşatır. Diğer taraftan bu huzmeler istidat sahibi meleklerin ve diğer insanların kalplerine girer, eğer mümkünse o kimseye eza vermelerini telkin eder. Şeriat ıstılahında meleklerin ilhamıyla, ilm-i nücûmda da Tâli’ hükümleriyle belirlenmiş olan rızkı, eceli, ömrü, mutlu mu ya da bahtsız mı olacağı şeklinde yazılmış olan maslahatı onların bu şekilde eza etmesine cevaz verir. Kişi ölüp de, bu maslahat sona erdiğinde Rab Teâlâ, “Ey insan ve cin! Sizin de hesabınızı ele alacağız.” [408] Ayetinde de ifade edildiği gibi onu hesaba çeker ve gerektiği şekilde cezalandırır.
Allah’u a’lem!
[407] Yemiş, meyve, odun, ot vb. gibi. (Ç)
[408] Rahman: 55/31.