reyyan
Tue 24 December 2013, 12:45 am GMT +0200
Modern dünya 'kendinize tapın' propagandası yapıyor

Psikiyatr Prof. Kemal Sayar: İnsanın bu hayatta niçin yaşadığına dair bir anlam duygusu olmalı

Psikiyatr Prof. Kemal Sayar: İnsanın bu hayatta niçin yaşadığına dair bir anlam duygusu olmalı
Risale Haber-Haber Merkezi
Psikiyatr, şair ve yazar Prof. Kemal Sayar, "Modern dünya ancak kendimize tapınırsak var olabileceğimiz gibi zalimce bir propaganda uyguluyor hepimize" dedi.
Sayar, Yeni Şafak'tan Emeti Saruhan'a konuştu. İlgili bölüm şöyle:
Modern dünyayı hem fiziksel hem de ruhsal ağrının baskılandığı bir dönem olarak tarif ediyorsunuz. Ağrı ve ızdırap insana ne kazandırır?
Hepimiz modern dünya içinde nemrutlaşma ve firavunlaşma istidadı taşıyoruz. Modern dünya ancak kendimize tapınırsak var olabileceğimiz gibi zalimce bir propaganda uyguluyor hepimize. Bunlardan en önemlisi de insanın modern çağda kendini tavaf eden bir hacı haline gelmesi. Hepimiz kendi etrafımızda dönüyoruz. Bir başkasının ıstırabına çok az kulak veriyoruz. Benim söylemek istediğim kendi nefsimizi biraz daha geri plana itip ötekinin varoluş planında daha öne çıktığı bir ihtimam ahlakı. Bunu geçerli kılarsak hem dünya politikası ona göre şekillenecektir, hem de günlük hayatta birbirini daha az inciten insanlar ortaya çıkacaktır. Bizlerin belki edebiyat üzerinden, şiir üzerinden, her türlü ilim üzerinden ve insanın huzurunu nasıl sağlayabileceğimiz konusunda bir çabamız gayretimiz olmalı.
Edebi eserlerin, sanat eserlerinin ortaya çıkışında içimizdeki varoluşsal sızı ve boşluk etkili oluyor mu?
Modern insanın en büyük problemi bir varoluşsal boşluk içinde yaşaması. Geçmişin emniyet kaynakları bir bir kuruyor ve o emniyet kaynaklarının yerini alacak yeni bir şeyle onu ikame edemiyoruz. Bu da insanları ruhsal istinat noktası bulmaksızın bir boşluk içinde bırakıyor. Bütün bunların neticesinde de ruhsal sıkıntılar büyük bir tırmanma içine giriyor. Günümüzde sıradan bir insana baktığınız zaman bile, endişeli-gergin bireyle karşılaşıyoruz. Bu atomize hali parçalanma hali bazen çok büyük sanat eserleri şeklinde kendini dışa vuruyor ya da büyük patlamalar halinde şiddet ortaya çıkıyor. Ötekine emniyetinin kalmadığı bir dünyaya doğru hızla yol alıyoruz.
Bunun panzehiri nedir?
Kaybettiğimiz değerleri hatırlamak. İnsanın bu hayatta niçin yaşadığına dair bir anlam duygusu olmalı. Bir istinat noktası olmalı. Orada durarak hayatı daha iyi anlayabileceği bir referans çerçevesi olmalı. Gayesiz ve anlamsız insan her türlü kötülüğü işleyebilecek bir insandır. Maalesef postmodern anlayış bizi 'her şey gider', 'her şey mubahtır' noktasına getirdi. Bu boşlukla daha fazla örselenmek istemiyorsak hayatımızın içindeki saklı duran anlam duygusunu, hayret ve şiir duygusunu yeniden keşfetmemiz, hayatımıza bir yön tayin etmemiz ve değer eksenli bir hayat yaşamamız lazım.
Teknolojiden uzaklaşmayı tavsiye ediyor musunuz?
İnsanlara kendilerini fişten çekmelerini kuvvetle tavsiye ediyorum. Bütün ailelere her gün en az 2 saat elektronik perhizi öneriyorum. Televizyonun, cep telefonlarının, bilgisayarın kapandığı, insanların birbirinin yüzüne baktığı, birbiriyle hemhal olduğu, elektronik perhiz saatleri öneriyorum. Çünkü herkes ekrana bakıyor, kimse birbirine bakmıyor.