- Misafir Var

Adsense kodları


Misafir Var

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
reyyan
Thu 28 October 2010, 12:28 pm GMT +0200
Misafir Var


Adem Şahin


Misafir ağırlamayı severiz. Kültürümüze göre misafir yoldan, işyerinden veya evinden değil Tanrıdan gelmiştir. Gelenler bizim değil Tanrı misafiridir. Nede olsa misafir olmadan tek başına yemek yemeyen ve misafire hürmeti sebebiyle ebuledyaf (misafirlerin babası) deyişiyle ünlenen Hz. İbrahim’in milletindeniz. Hz. İbrahim’den gelen kültür mirasının yaşayışımıza aksetmesi şaşılacak şey midir?

Misafir gelmeden önce saçımıza sakalımıza üst başımıza dikkat eder çekidüzen veririz.

Misafir bizi temizler.

Misafir gelmeden evimizi bahçemizi yolumuzu kapımızın önünü gözden geçirir, Tanrı misafirini rahatsız edecek her tür görüntüyü ortadan kaldırırız.

Misafir evimizi de temizler

Riya ile karışacak ama misafirin gelişi ile her tür kaba saba, ayıp, incitici hareket ve sözlerimizi bir süreliğine de olsa rafa kaldırırız. Üzüntümüz var ise kederimizi tebessümlerle gizlemeye çalışırız.

Misafir nezaketimizi arttırır, üzüntümüzü unutturur.

Misafirin halini ahvalini sorar, yediğin içtiğin senin olsun gördüklerinden yaşadıklarından anlat deriz. Misafir anlatır biz dinleriz, biz dinleriz misafir anlatır.

Misafir öğretir, hatırlatır, birikimini aktarır.

Misafirin hürmetine yemeklerimiz her zamanki gibi pişmez. Çeşit ve lezzetinin artması için her şey yapılır. Tanrı misafirine normal muamele yapılması reva mıdır?

Misafirin evden ayrılması ile evimizde boşluğa düşeriz sanki. Konserden veya stadyumdan çıkan birinin içerde yaşadıklarının etkisinden dışarı çıkınca hemen kurtulamamasına benzer bir an yaşarız. Bu sebepten misafir gelmezden evvelki hale hemen geçemeyiz.

Misafir hayatımızda çok şeydir. Lüzumsuz kap kacak ve gösteriş maksatlı mobilyaların doldurmadığı evler için de çok önemlidir.

Misafirin geliş vaktini biliyorsak hazırlıklarımız misafire duyduğumuz saygı ve sevgiye göre değişir.

Saat 19:07 de gelecek misafir için beden ve mekan temizliğini yapmamak, onun gelişine önem vermeyerek, gelirse gelsin bana ne, havalarında olmak neyin eksikliğinin sonucudur?

Ya da 21:23 de gelecek misafir için her tür hazırlığı gördükten sonra ikide bir saate bakarak heyecanla beklemek, onun geliş müjdesini duyabilmek için kulaklarını dört açarak heyecanla beklemek neyin fazlalığının sonucudur?

Off “Yine misafir geldi”, “ne güzel yine misafirim teşrif etti şereflendirdi,” “ne misafiri?” Diyen insanlar arasında büyük farklar vardır. Misafire olan münasebetler şu şekilde sınıflandırılabilir:

1- Kapıyı daha misafir gelmeden sonuna kadar açanlar.

2- Kapıyı bazen açanlar bazen açmayanlar.

3- Kapıyı hiç açmayanlar ve açma niyetini taşımayanlar.

Misafire hürmetlerine ve muamelelerine göre insanları üç sınıfa ayırmak istiyorum:

1- Misafirin hak ettiği saygıyı en az düzeyde tutarak onun önünde uzun uzun kaşınanlar, esneyenler, saatine bakanlar, lüzumsuz ayrıntılarla meşgul olarak “yeter kalk git artık” mesajı verenler. Misafirin ardından üzerlerinden büyük bir yük kalkmış gibi “oh be iyi kötü gönderdik” derler. Misafirin kötü olmadığının farkındadırlar ama hizmet ve hürmet ağırlarına gittiği için gelişini dört gözle beklemezler. Misafirle, TV den sonra film bitince veya lüzumsuz meşgalelerden sonra meşgul olurlar. Kapıda uzun süre bekleyen misafir tam ayrılmak üzere iken kapıyı açarlar. Misafire kapıyı açmadıkları zamanlar da vardır.

2- Misafirin önünde el pençe divan duran, onunla geçirdiği zamanın daha da uzamasını isteyen, onun huzurunda değil sallanmak etrafa bakmak, yüzüne konan sineği bile misafire hürmetsizlik olur düşüncesiyle utanarak kovanlar. Bunlar her misafiri “hizmette ve hürmette kusur ettim mi? Keşke daha fazla sevseydim ikram etseydim, razı edebildim mi?” gibi duygularla yolcu ederler. Misafirin bir dahaki gelişini hasretle beklerler.

3- Misafir sözünü duydukları zaman tüyleri diken diken olanlar vardır. Misafirlik kavramının ekonomi, konfor ve zevkin bu kadar çok konuşulduğu hedonizmin derinlemesine yaşandığı modern dünyada olmaması gerekir. Niye olsun ki? Kir, kabalık, kötülük, vahşet ve ayıplarla yaşarken ve bunlardan alınan günahın tadı ve mutluluğu varken temizleyen, arıtan, öğreten, yetiştiren misafirlerle kim meşgul olacak?

Alak suresi 6. ayetten sonuna kadar Ebu Cehil’in her gün gelen misafirlerine hürmet eden Peygamber Efendimizi engelleme çabalarından bahsedilir.

Misafirlere bakış zahmetle değil rahmetle olmalıdır. Bu sayfadaki misafirimizin etten kemikten ibaret olmadığını sanırım çözmüşsünüzdür. Büyük Misafir, evde ışık yandığı ve nefes alındığı müddetçe kapıdan ayrılmaz. Kapı yüz bin defa da açılmasa yine kapıda beklemeye devam eder. Çünkü bu büyük misafir kapıyı açanları ve açma ihtimali olanları candan ve gerçekten sevmektedir.

Bu aziz misafir annemiz gibidir yemez yedirir, giymez giydirir. Vakit mefhumunu edep erkanı öğretir. Kötülüklerden alıkoyar. Öğretir yetiştirir. Görür, gördürür. İşitir, işittirir. Temizdir temizler, ışıktır ışıklandırır. Yücelerden gelir yücelere götürür. Bu sebepten geliş müjdesi cümle aleme günde 5 defa ilan edilen misafiri ağırlama ölene kadar devam etmelidir. Günde beş defa gelen misafire günde en az bir defa gitmek lazım diye düşünüyorum. Global günahların ve sıcaklıkların arttığı şu zamanlarda kapısının önünden akan ırmağa girmemek, onu korumamak ve ona sahip çıkmamak, ona kurtarıcı gözüyle bakmamak akıllı insana yakışır mı?

Misafirin gelişi 5 vakit minarelerden haber verilir

Misafirsiz bir hayatın demir ağlarına düşmemek duasıyla…