- Miraç

Adsense kodları


Miraç

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
hafiza aise
Thu 5 May 2011, 10:37 am GMT +0200
Mi'raç

Sürprizler, sadece Mescid-i Aksa'da yaşananlarla sınır­lı değildi; tuttu Cibril, O'nu semalar ötesi alerrılere seyahate davet etti. Bir anda, mekan başkalaşmış ve iç içe sırlarla dolu doyumsuz bir yolculuk başlamıştı. Katbekat semaya yükseli­yor ve her yükseldikleri semada ayrı bir merasim yaşıyorlardı.

436 Bkz. İbn Hişam, Sire, 2/242, 243

Cibril-i Emın, ilk semanın kapı tokmağına dokununca içeri­den bir ses gelmiş ve semanın hazini ile aralannda şu konuş­malar geçmişti:

- Sen kimsin?

- Cibril!

- Yanında kim var?

-Muhammed!

- O peygamber mi?

-Evet, O peygamber!

Şifreler tamamdı ve sema kapısı açılmış; dünya seması ge­ride kalmıştı; Efendiler Efendisi'nin karşısında, insanlığın ilk atası Hz. Adem duruyordu. Önce selam ve hoşarnedi ile tebrik etti O'nu. Hayır duasında bulunuyordu. Ancak, duruşunda bir gariplik vardı; sağ tarafına bakıyor ve gülüyor, soluna baktı­ğında ise ağlıyordu. Daha dikkatli baktı; her iki yanında da büyük bir kalabalık vardı. Meraklı bakışlan bekletmeden Cib­ril-i Emin konuşmaya başladı:

- Bu, A.dem'dir; sağ ve solundaki kalabalık karartı ise, onun neslidir. Sağ tarafındaki insanlar, ehl-i cennettirve onun için A.dem, onlan gördükçe tebessüm eder. Sol yanındakilere gelince onlar ehl-i cehennemdir ve onlar gözüne iliştikçe de hüzün kesilip ağlamaya başlar.

Artık her bir sema kapısında aynı merasim ve yine her bir semada ayn bir peygamberle karşılaşılıyor; hepsinin de duasını alıp tebriklerine şahit oluyorlardı. İkinci semada tey­ze çocuklan Hz. Yahya ve Hz. İsa, üçüncü semada Hz. Yusuf, dördüncü semada Hz. İdris, beşinci semada Hz. Harun, altın­cı semada Hz. Musa ve yedinci semada da Hz. İbrahim ile kar­şılaşacak ve bunlann her biri de, nübüvvet semasının mührü olan Allah Resülü'nü tahiyelerle karşılayıp tebrik edeceklerdi. Bu seyahat esnasında Allah Resülü (sallallahu aleyhi ve sellern), Hz.

Musa'nın ağladığını görmüş ve Cibril'e bunun sebebini sor­muştu. Aynı soru kendisine tevcih edilince:

- Ağlıyorum; çünkü bu genç, benden sonra peygamber olarak gönderildi; ama O'nun ümmetinden cennete girecek­lerin sayısı, benim ümmetimden cennete girecek olanlardan daha fazla, diyordu.

Miraç, sırlada dolu bir yolculuğun adıydı ve bu yolculukta müşahede edilecek daha çok şey vardı. Hz. İbrahim'in, sırtı­nı dayayarak yanında durduğu Beyt-i Ma'mur, göz alıcı renk ve desenleriyle ve bütün ihtişamıyla Efendimiz'in karşısında duruyordu. Öyle ki buraya, her gün yetmiş bin melek giriyor ve bir daha da geri dönmüyordu. Zira burası, yeryüzünde her daim tavafla serfiraz kılınan Kabe'nin bir izdüşümüydü.