sumeyye
Thu 27 January 2011, 03:48 pm GMT +0200
Mina'ya İnmenin Sırrı:
Mina'ya inmenin sırrı şudur: Mina, cahiliye döneminde Ukaz, Mecinne, Zülmecâz ve benzerleri gibi önemli bir pazar yeriydi. Burayı pazar yeri olarak kabullenmelerinin sebebi, haccın çeşitli ve uzak bölgelerden pek çok sayıda insanı bir araya getirmesiydi. Böyle bir imkânın doğduğu hac günlerinde Mina'dan daha uygun ve güzel bir pazar yeri olamazdı. Çünkü Mekke, oraya akın edenler tarafından dolduruluyor ve izdiham meydana geliyordu. Eğer uzak yakın, şehirli köylü, soylu ve sıradan bütün insanlar, Mina düzlüğüne inmek konusunda anlaşmamış olsalardı, o zaman büyük sıkıntı çekerlerdi. İnsanların belli bir kesiminin oraya inmesine hükmolunsaydı, o zaman onlar kendi içlerinde sıkıntı duyarlardı.
Mina'da toplanmak âdet olunca, Arap töreleri ve taassubu harekete geçmiş, her kabile kendi şerefi ve çokluğuyla övünür olmuştu; orada atalarının meziyetlerini dile getirirler, kendilerinin güç ve kudretini, çokluklarını göstermek isterler, böylece uzak yakın herkesin kendi şereflerini görmelerini arzu ederler, ünlerinin her bölgeye yayılmasını sağlamak isterlerdi. İslâm'ın da bu türlü toplantılara ihtiyacı vardı. Çünkü o da müslümanların güç ve kudretini göstermek, hazırlıkça ve sayıca üstünlüklerini dost düşman herkese bildirmek, böylece Allah'ın dinini hâkim kılmak, onun şanını her tarafa duyurmak, her bölgeye ulaştırmak istiyordu. İşte bu yüzden Rasûlullah (s.a.), Mina'da toplanmanın haccın bir vecibesi olarak devamına hükmetti, oraya inmeyi emir ve teşvik etti. Ancak övünme ve ataları anma âdetini kaldırdı, onun yerine Allah'ı anmayı ikâme etti. Nitekim misafirperverliklerine, düğün ve akîka[655] gibi verdikleri ziyafetlere de dokunmamış, aksine onları teşvik etmişti. Çünkü bunların, toplumun kaynaşması açısından büyük faydaları vardı. [656]
Müzdelife'de Gecelemenin Sırrı:
Müzdelife'de gecelemek de kadîm bir sünnetti. Muhtemelen başka bir yerde asla görülmedik bir kalabalığın olduğunu görmeleri sebebiyle burada konaklamayı âdet edinmişlerdi. Çünkü böyle büyük kalabalıklar izdihama sebep olur ve insanlar birbirlerini çiğneyebilirler. Arafat'tan ayrılışları, güneşin batmasıyladır. Gündüz boyunca her bir yerden gelmişler ve büyük sıkıntılar çekmiş- ıerj iyice yorulmuşlardır. Bu vaziyette iken, Mina'ya ulaşmaları istenirse, çok yorgun düşeceklerdir. Bu yüzden yolda Müzdelife'de konaklamayı âdet edinmişlerdir.
Cahiliye döneminde insanlar, Arafat'tan güneş batmadan önce ayrılırlardı. Bu, açık bir vakit değildir; bu durumda ne zaman yola çıkılacağı kesin olarak bilinemez. Halbuki bu gibi kalabalıkların düzenli bir şekilde hareketlerinin sağlanması gerekir. Bunun için de vaktin açıkça belli olmasına, ihtimal içermemesine ihtiyaç vardır. Bu durum, ayrılış vaktinin güneşin batışı olarak belirlenmesini gerektirmiştir. [657]
Meş'ar-I Haram'da (Müzdelife'de) Vakfe:
Meş'ar-ı Haram'da vakfenin meşru kılınmasının sebebi, cahiliye döneminde insanların burada toplanıp, birbirlerine karşı övünmeleri, gösteriş yapmalarıdır. Bu kötü âdet kaldırılmış ve yerine Allah'ı zikretme ikâme olunmuştur. Böylece eski âdetlerinden uzak tutulmaları amaçlanmış, orada insanların tevhid ile Allah'ı anmaları bir tür yarış havasına sokulmuş ve sanki şöyle denmiştir: Sizin Allah'ı anmanız mı daha çok olacak, yoksa cahiliye dönemi insanlarının meziyetlerini anmaları mı daha çok olacak? [658]
[656] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/185-186.
[657] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/186.
[658] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/186-187.