saniyenur
Thu 23 August 2012, 01:26 pm GMT +0200
Mezhepler Arasındaki Farklar
1- Başlıca üç grup Müslüman vardır: Sünniler, Şiiler ve İbâdiler (bu sonunculara kötüleyici anlamda Hâriciler de denir). Bu ana gruplar kendi aralarında da gerek itikat gerekse ibadet konularında bazı küçük farklılıklar taşır. Burada bütün bu ayrılıkların tarihini ve ayrıntılarını vermeye imkân yoktur. Fakat her ırk ve her mezhepten insanların yaşadığı büyük şehirlerde çeşitli mezheplerden namaz kılanlar bulunduğu zaman, farklı hareketler göze çarpar ve o zaman bu farklılığın nereden geîdiği merak edilir. İtikatta her mezhebin ilahiyat bilginlerinin yaptıkları akıl yürütmelerden ortaya çıkan ufak tefek ayrılıkları bir yana bırakarak hemen hatırlatalım ki, ibadet konusunda Hz. Peygamber'den sonra gelen kişiler yeni hiçbir şey icat etmemişlerdir. Yani, ibadetlerde görülen farklılıkların hepsi, ya zaman zaman uygulamasını değiştiren Hz. Peygamber'den kaynaklanır veya Hz. Peygam-ber'den nakledilen direktiflerin yorumundan ileri gelir. Başka bir şey sözkonusu değildir.
2- İbadetlerdeki hareket veya okuduğu dualarda Hz. Peygamber uygulamasını kendisi değiştirmiştir. Bazen eski uygulamanın terkedilmesi gerektiğini açıklıyordu (sözgelişi, önceki rüku'da eller serbest bırakılıyordu, sonra Hz. Peygamber elleri serbest bırakmayı yasaklayarak dizler üzerine konulmalarını emretti). Bazı durumlarda, açıklama ve uyarma getirmeksizin bir kısım değişiklikler yaptı ve kimse de bunların üzerinde durmadı, çünkü önemli değildi. Yani her iki uygulama da iyi idi. Hz. Peygamber 'den sonra, onun direktifleri veya uygulamaları göz önünde bulundurularak, az sayıdaki uygulamada tartışma oldu.
3- O hâlde, hemen hemen bütün farklılıkların, bizzat Hz. Peygamber'in şu veya bu formüle ayrı bir önem vermeyen farklı uygulamalarından kaynaklandığı ortadadır. Hangisinin iptal eden, hangisinin iptal edilen olduğunu belirleyebilmek için, bu farklı davranışların tarihî sıralanışı da çoğu zaman bilinmemektedir. Onun için, mesela bir Şafii, Hanefi bir imamın arkasında namaz kılmayı reddederse, o kimse, Şâfi mezhebince bilinmeyen bazı hareketleri yapan bizzat Hz. Peygamber'in arkasında namaz kılmayı reddediyor demektir. Bu ne affedilmez hatadır!
4- İslâm geleneğinde Hz. Peygamber'in bir adı da Habibullah tır ve Kur'ân-ı Kerim açıkça, Hz. Muhammed'in Müslümanlar için takip edilecek en iyi örnek olduğunu belirtmektedir. Demek ki Yüce Allah, Habib-i Ekreminin her hareketinin Müslüman ümmet tarafından sonsuza dek devam ettirilmesini istemiştir. Uygulamalardaki farklılık işte bu ihtiyaçtan kaynaklanmaktadır. Bunu gerçekleştirmek için de, bazı Müslümanların Hz. Peygamber'in bir hareketini, diğer bazılarının ise bir başka hareketini yapmakta olduklarım düşünmek gerekir. Sanki Yüce Allah, Peygamberinin her davranış ve her hareketinin İslâm'da çeşitli mezhepler aracılığıyla ebedileştirilmesini Kendisi istemiştir. Öyleyse karşılıklı hürmet ve müsamahanın gösterilmesi gerekir.