- Mevcut Olmayan Bir Şey Hariçte Yok Demektir

Adsense kodları


Mevcut Olmayan Bir Şey Hariçte Yok Demektir

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
saniyenur
Fri 13 January 2012, 08:03 pm GMT +0200
Mümkün ve Mevcut Olmayan Bir Şey Hariç’te (Dış Dünyada) Yok Demektir


Onlar mümkün olan ve var olmayan şeyler hususunda; o bir şey midir? değil midir? konusunda görüş ayrılığına düşmüşlerdir. İşin gerçeği şudur: Olmayan bir şey hariçte bir şey değil demektir.

Ancak Yüce Allah olacak şeyleri olmadan önce bilir, bunu yazar ve bazen onu söz konusu eder ve olacağını haber verir. Yüce Allah’ın şu buyruğunda olduğu gibi: "Şüphesiz Kıyametin sarsıntısı pek büyük bir şey’dir." (el-Hacc, 22/1) O halde bu ilim, zikredilmesi ve Kitapta yazılması itibariyle bir şey’dir. Hariç’te var olan bir şey değildir. Nitekim Yüce Allah bir başka yerde şöyle buyurmaktadır: "O bir şeyi murad etti mi ona emri sadece ona: ol, demektir, o da derhal oluverir." (Yasin, 36/82) Bir başka yerde de şöyle buyurmaktadır: "Ben sen önceden bir şey değilken seni yarattım." (Meryem, 19/9)
Yani o Yüce Allah’ın ilminde bir şey olarak mevcut olmakla birlikte henüz hariç’te (dış dünyada) daha bir varlık olarak ortada yoktu. Bir başka yerde de şöyle buyurulmaktadır: "İnsan üzerinden öyle uzun süre geçti ki o anılmaya değer bir şey değildi." (ed-Dehr, 76/1)
"O’nun benzeri hiçbir şey yoktur." buyruğu Müşebbihe’nin kanaatini reddetmektedir. "O herşeyi işitendir, görendir." (eş-Şura, 42/11) buyruğu da Muattile’nin görüşlerini reddetmektedir.

Yüce Allah kemal sıfatlarına sahiptir. Sıfatlarında O’na benzeyen hiçbir varlık yoktur. Yaratılmışlar her ne kadar işiten ve gören olmakla nitelendirilebilir iseler de, mahlukatın işitmesiyle görmesi yüce Rabbin işitmesi ve görmesi gibi değildir. Bu sıfatlardaki benzerlik dolayısıyla teşbihi kabul etmeyi gerektiren bir taraf yoktur. Zira yaratılmışın sıfatları kendisine yakışan şekilde olduğu gibi; yaratanın sıfatları da kendisine yakışan şekildedir.

Yüce Allah’ın kendi zatını yaratıklar arasında Rabbini en iyi tanıyanın O yüce zatı, O’nun hakkında vacib ve mümteni’ (imkânsız) olan şeyleri en iyi bilen, ümmetine en samimi olarak öğüt veren, ümmetin en fasih’i, maksadını açıklama gücüne en ileri derecede sahip olanın (Muhammed Sallallahu aleyhi vesellem’ in) Yüce Allah’ı vasfettiği sıfatları, Allah’tan nefyetmemek gerekir. Çünkü bunlardan herhangi birisini nefyeden kimse Muhammed Sallallahu aleyhi vesellem’ e indirileni inkâr etmiş olur.

Şâyet Yüce Allah’ı kendi zatını vasfettiği sıfatlarla nitelendirecek olursak, O’nu yaratıklarından hiçbirisine benzetmemek gerekir. Çünkü O’nun gibi hiçbir şey yoktur. O’nu yaratıklarından birisine benzeten ise O’nu inkâr eden bir kâfir olur. Buharî’nin hocası Nuaym b. Hammad el-Huzaî der ki: Allah’ı mahlukatına benzeten kâfir olur. Allah’ın kendi zatını vasfettiği bir sıfatı inkar eden de kâfir olur. Ne Allah’ın kendi zatını, ne de O’nun Rasûlü Muhammed Sallallahu aleyhi ve sellem ‘in O’nu vasfettiği sıfatlarda teşbih diye bir şey yoktur.

İleride Tahâvî -Allah’ın rahmeti üzerine olsun-nin: "Her kim (sıfatları) nefyetmekten ve teşbihten sakınmayacak olursa ayağı kayar ve tenzihi isabet ettirmemiş olur" ifadeleri açıklanırken bu açıklamalar da gelecektir.


ceren
Mon 3 May 2021, 09:23 pm GMT +0200
Esselamu aleyküm.rabbim razı olsun bilgilerden kardeşim...

Sevgi.
Mon 3 May 2021, 11:57 pm GMT +0200
Aleyküm selam. Bilgiler için Allah razı olsun kardeşim