ayten
Sat 30 October 2010, 12:57 am GMT +0200
3. 1- Mesiyanizm (Mehdilik)
İsa'nın elçiliğinin temel içeriği, Tanrısal görevle gelecek Mesih hakimiyetinin artık kapının önünde hazır olduğu haberiydi. İsa müjdesinde, “Sizin gördüğünüz şeyleri gören gözlere ne mutlu. Çünkü size derim ki, çok peygamberler ve krallar sizin gördüğünüz şeyleri görmek istediler, göremediler ve işittiğiniz “Fakat ben Allah'ın parmağıyla cinleri çıkarıyorum, bu halde Allah'ın Melekutu (Devlet ve hakimiyeti) üzerinize gelmiştir” diyerek, kendini mucizeleriyle savunmaya çalışıyordu. Kendinin beklenen Mehdi (Mesih) olduğuna işaret ediyor, 'Ve kim bende sürçmezse, ona ne mutlu” diyordu. Bahsedilen mucizelerin tarihi hakikati sorusunu, bir karara bağlamak mümkün değildir. Ancak İsa'nın bîr kurtarıcı olarak Filistin'de kurulacak Tanrısal Mesih devletinden haber vermesi birinci derecede tebliğ hedefini gösterir.
İsa'ya göre, dünyayı değiştirmek Tanrı'nın vazifesiydi. Onun yaptığı şey ise, yaklaşan Tanrısal Devleti ve Hesap Gününü müjdelemesiydi. Fakat vazifesi, yalnız müjde ve tebliğle bitmiyordu. O'nun varlığı ahir zamanın bir işareti ve beklenen günün bir vasıtasrydı. Bundan dolayı O, etrafındaki küçük bir gurupla Kudüs'e giderek, Mabed'i, kutsal olmayan şeylerden temizlemek için, işgal etmişti. Oradaki satıcıları ve dilencileri kovup çıkarmıştı. Yine, cemaat rivayetlerinden anlaşıldığına göre, Paskalya Bayramım adamlarıyla kutlarken durumu aydınlatıcı bir konuşma da yapmış ve gelecek Paskalyayı Tanrısal Devlet'de birlikte kutlayacaklarını haber vermişti.
Tanrısal Devlet ve hakimiyet ne idi? O, acıklı olayların beklendiği, ahir zamanda meydana gelecek, kıyamet Öncesi 1000 sürecek bir İhtişam ve cennet hayatının başlangıcıydı. Önce, milli Yahudi politikacılarının tasvir ettiği ümitler hakikat olacak, yabancı hakimiyetler yıkılacak, Davud Krallığı tamir edilecek ve bütün Yahudiler mukaddes topraklarda toplanacaktı. Bu sebeple, Mesih ve Ahir Zamandan haber veren yazılarda, Ahir Zamanın olağan üstü hadiselerini ve Mesih faaliyetlerini tasvir eden, özel bir literatür gelişmişti. Mesih'in gelişi, haşir, insanların kalplerinden kötülük eğilimlerinin ve acılarının çıkarılışı, peygamberlerin vaad ettiği yeni kalplerin takılması vs. gibi olağanüstü olaylar bekleniyordu. Böylece, Tanrısal Kral, yani Mesih yeryüzüne hakim olacak, öVun ismi ve arzusu, yegane İsim ve arzu olacaktı. Değişen dünyanın tfu hali, bir nevi günahsız dünyanın Cennetteki başlangıcı olacaktı.
Yahudiler arasındaki çeşitli fikir akımları, İsa zamanında birbirine karışmıştı ve bunları birbirinden ayırmak çok güçtü. Eğer İsa, gelmekte olan Tanrısal Hakimiyetten bahsediyor ise, O, bunların hepsini beraber düşünüyordu. Fakat, zaman ve mekan tesbiti gibi bir ayırımı ve özleştirmeyi kabul etmiyordu. İlahi hakimiyetin birdenbire, gece dolaşan bir hırsız gibi, ansızm gelivereceğini ve o anı çağdaşlarının yaşayacağını, haber veriyordu. Fakat bütün bu bekleyişlerin hiç bîri gerçekleşmedi. Özellikle Havariler Cemaatının beklediği gibi, henüz kendi hayatlarında İsa'nın dünyaya geri dönerek, vaad edilenleri gerçekleştireceği hesabı, bir netice vermedi. Havari Petrus, Her şeyin sonu yaklaştı, Yohanna, son saattir, Paulus, Rab Yakındır diyerek, hayatları boyunca cemaatlarını sakinleştirmeye ve ümit vermeye çalıştılar. Zamanımıza kadar aradan uzun yıllar geçmesine, hiç bir değişiklik olmamasına rağmen, milyonların gönlüne yerleşen îsa, hala müjdelenen Tanrısal Mesih devletini kuracak kişi sayılmaya ve beklenmeye devam etmektedir.
Müslümanlar Hz. İsa'nın bu “Tanrısal devlet ve hakimiyeti” konusundaki haberlerini, ahir zaman ve kıyametin yaklaşması, ahiret hayatı müjdeleri olarak anlarlar. Konunun içeriğinin yorumunda Hıristiyanlardan ayrılırlar. Hıristiyanlığa paralel bazı hadis kitaplarındaki rivayetlerin de zayıf veya uydurma olduğu kanaatmdadirlar. Kıyamet ve Haşir öncesi, ölümün ortadan kalktığı 1000 yıllık Mesih saltanatı diye bîr durum kabul etmezler. Hz. İsa'nın mesih ismini de makam ve görev ismi değil, ona verilmiş özel bir isim olarak anlarlar.