sumeyye
Wed 14 July 2010, 02:59 pm GMT +0200
Merhamet ölümüne karşı koymaktır.
Aslında anlatılamaz hiçbir şekilde, ama merhamet deyince “annelerin” yüreklerindeki o sımsıcak, o yerine hiçbir şey konulamaz, değiştirilemez duygu beliriverir birden Yavrusunu içinde ilk hissettiği andan itibaren, niteliği henüz “varlıkla yokluk” arasında gidip gelen bir canlıya karşı hissedilen bir duygudur
Kalbini ve bedenindeki tüm hücreleri güneş gibi kaplayan bir sıcaklığın adıdır bu
Merhamettir adı, en değerli varlığı olan “varlığını,” yani canını feda ettirecek kadar keskin bir histir
Merhamet, canlı farkı gözetmez Çünkü hayattır merhamet ve bu yüzden Hayy isminin tecelli ettiği bütün varlıklarda görmek mümkündür ve tüm varlıklara sarf edilesi bir duygudur
Dişi kuşlar bir düşman yaklaştığı zaman yaralı taklidi yaparak düşmanı kendilerine çeker, yavrularını korumaya alırlar Bütün varlıklarını tehlikeye atarak Canına can olan o minik yavrularını korumak için iradesinin ve gücünün asla yetemeyeceği canlılara, belki de yem ederler kendilerini
Merhamet işte, ölümüne karşı koymaktır
***
Hani iki kadın çıkmış huzurlarına bir zat-ı âlinin, küçük bir çocuk yüzünden Biri demiş ki, “Benimdir o çocuk,” diğeri demiş “Hayır yalan söylüyor, asıl benimdir” diye…
Şöyle buyurmuş huzurlarına çıktığı zat, “Madem öyle, bölelim ortadan ikiye, yarısı senin olsun, yarısı senin…”
“Hayır!” diye haykırmış kadınlardan biri, kapanmış zatın ayaklarına, “Hayır hayır! Sakın yapma! Peki, kabul ediyorum, onun olsun bu çocuk” diye yalvarmış âli himmet zata ağlaya ağlaya… Zat anlamış hakikati, “Senindir bu çocuk, doğru söylersin” diye vermiş evlâdını kadının kucağına
Hani merhametmiş ya adı, yavrusunun canı için, yavrusundan bile vazgeçirecek bir duygunun içteki yangınıymış
Fedakârlıkmış merhamet
***
Yoldan geçerken gördüğü, kaldırımın bir köşesinde sessizce ve “kimsesizce” oturan yaşlı amcayı yol boyunca unutamayan küçük bir çocuğun, ailesiyle birlikte girdiği o şâşâalı alışveriş merkezinde, kendini suçlu ve sorumlu hissetmesi de merhametin bir yansıması olsa gerektir Dev raflardan zihnine kazınan o yaşlı amca için bir şeyler seçip sepete koyması, merhametin küçücük ellerinde şekillenmiş halidir Tüm samimiyetiyle ve tüm içtenliğiyle yaptığı için huzurla yapar ki, bu samimiyet, küçük diye sanılan o çocukların pek çok “büyük insana” bedel gelen büyük bir ruha sahip olduğunu gösterir bizlere
Birine merhamet etmek, sizi yolunuza gitmekten alıkoyar, o kişiyi “esirgemeniz” gerektiğini size hatırlatır, sorumluluğunuzu yerine getirmeye çağırır “Haydi” der içinizdeki o ses; “Bir şeyler yapmayacak mısın? İnsan olduğunu unutma sakın, haydi uzat kalbini…” Eğer bunu yapmıyorsanız, o kişiye sadece acımış, ona üzülmüş olursunuz, ama merhamet etmiş sayılmazsınız
Başkalarının iyiliğini isteme arzusudur merhamet Sorumluluğun olduğunu hissetmektir Bu telaşla kıvranmaktır biraz, kalbin ve beynin arasındaki koşuşturmacadır…
Merhamet, empati demektir
***
Acımak değildir merhamet Acımak ifadesi sabit bir duygunun adıdır sadece Bu iki kelime arasındaki farklılığının ve kapsadığı anlam genişliğinin şuurunda olmak gerektir
Birine acıyabilir, onun haline üzülebilir, “vah vah” diyerek hayatınıza devam edebilirsiniz Ancak o kişiye karşı esirgeme, yardım etme ve koruma gibi vazifelerinizin olduğu hakikatini atlarsanız, kalbinizdeki o acıma duygusu, bencilce bir iç huzurundan öteye gidemez
Merhamet, esirgenmesi gerekene hakkını teslim etme sorumluluğunu hatırlatır
***
Zıddı egoizmdir merhametin Merhamet arttıkça bencillik, bencillik arttıkça merhamet azalır İnsan iç dünyasında bunlardan hangisini beslerse o yöndeki hisleri gelişir Bencil insan sadece kendisini düşünür; kendi rahatını, kendi iyiliğini, kendi güvenliğini, kendi tokluğunu; kendisinin her şeyini! Bencil insan sadece kendine hizmet eder Kendinden başkalarının iyiliğini düşünmek şöyle dursun, öyle bir kavram bile yoktur belki hayatında Çünkü başka canlıların haklarını gasp ederek beslenir “ruhu” Acizdir ve acizliğini en derinlerinde hissediyordur, güçlü olmadığı halde güçlü görünmeye çalışır bencilliğiyle Mutsuzdur bencil insan, yalnızdır, huzurun en ufak bir yansımasını bile hissedemez yüreğinde
İnsana huzur veren şey, doğru ve güzel işler yapmaktır Kalbin ve aklın tasdikinden geçen davranışlardır bunlar Vicdan dediğimiz o iç sesin yumuşak ve okşayıcı bir tonla ruhu okşamasıdır Merhamet empati demekti ya hani, empati de huzur verir işte insana Karşındakini anlayabilmek, onu hissedebilmek, onun için kayda değer bir şeyler yapmayı istemek Niyet etmiş olmak bile tatlıdır aslında Merhametli insan mutlu insandır o nedenle Şen kahkahalı olmak değil elbette ki kast ettiğim, kalbin sürurlu ve ferah olması Ruhun kendisini hür hissetmesi Diyor ki bu işin uzmanları, “Merhamet, beynin mutluluk hormonu salgılamasını sağlaması yönüyle insanın lehine olan bir duygudur Merhamet, mutluluğu düzenleyen beyin alanlarının aktif hale geçmesini kolaylaştırır Duygudaşlık başkalarını anlamayı sağladığı gibi, yaptığı iyilikten ötürü kişinin kendisinin de mutlu olmasına yardım eder