- Memurlara Emirler

Adsense kodları


Memurlara Emirler

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
neslinur
Sat 10 July 2010, 12:58 pm GMT +0200
Memurlara Emirler

Hz. Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem), devlet başkanıydı. Devlet merkezi Medine idi. Tabiî olarak başka şehirlere görevliler gönderiliyordu. Bu görevlilerden biri de Muâz b. Cebel’di. Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem), onu Yemen’e vali olarak gönderdiği zaman “Kolaylaştırın, güçleştirmeyin, sevindirin, nefret ettirmeyin” buyurdu. Muâz, Yemen’de idarecilik yanında İslâmiyet’i duyuracak ve öğretecekti.

Hz. Peygamber’in (sallallâhu aleyhi ve sellem), bu sözü görevlendirdiği kişiye söylemesinin üzerinde durmak gerekir. Buna göre devlet işlerinde görevli olan kimsenin belirli bir tavrı olmalıdır ve bu tavır İslâmiyet’in belirlediği şekilde olmalıdır.

Devlet görevlisi olsun veya olmasın Müslüman kişi, Peygamberimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) emrine göre yaptığı işlerde karşısındakine kolaylık gösterir, zorluk çıkarmaz. Muhâtabı olduğu kişiyi sevindirir, onu pişman etmez, o işten nefret ettirmez. Ancak bu İslâmî âdâbı bilmeyenler, başkalarına zorluk çıkarmayı fazilet bilirler. Bir işi anında vaktinde bitirmenin kendi değerlerini düşüreceğine inanırlar. Hatta karşılarındakini bin pişman etmeyi bir başarı olarak görürler.

Eline geçen bir imkânı karşısındakileri ezmekte kullanan veya nâz niyâz içinde iş yapan kimseler, öncelikle Peygamber Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) emrine karşı geldikleri için suçludurlar. Hz. Peygamber’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) emrine muhâlefet başlı başına kişinin yanlış yaptığını gösterir. Doğru olan Resûlullah’ın (sallallâhu aleyhi ve sellem) her konudaki emrini yerine getirmektir. Yoksa başı bozukluk, güçlük, bıkkınlık ve nefret öne geçer; kolaylık, müjde, sevinme, sevindirme çok gerilerde kalır.

Hz. Peygamber’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) Yemen valisi Muâz b. Cebel’e ikinci tavsiyesi şu idi: “Mazlumun bedduasından sakın. Zirâ mazlum ile Allah arasında (duanın kabulünü engelleyecek) hiçbir engel yoktur!”

Bu söz, her nerede olursa olsun yetkili olan herkesi ilgilendiren bir kâidedir. Zulüm başlı başına kötü bir şeydir. Dinî açıdan bakıldığında ise, zulüm kesinlikle yasaktır, haramdır. Bir Müslüman, kimseye zulmetmez, kâfirlere bile zulmetmek yasaktır. Hadîs-i şerifte Peygamber Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem), iki noktaya temas etmiştir. Yetkili kimsenin haksızlık yapmaması ve zâlimin, mazlumun duası sebebiyle cezalandırılacağı.

Resûlullah Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) vâliye bu uyarıda bulunması yönetici ve, yetkililerin görevleri sırasında zulme düşmelerinin her zaman mümkün olduğunun işaretidir. Yetkilinin haksızlığı zulme dönüşmektedir. Bu makamlar çok dikkat edilmesi, titiz davranılması gereken makamlardır.

Zulme uğrayanın yani mazlumun duasının kesinlikle kabul edilmesi ise önemli bir noktadır. Bilindiği gibi Allah Teâlâ, bazı hikmetlere binâen her duayı kabul etmeyebilir. O duada istenenlerin olmasını uygun görmeyebilir. Ancak Hz. Peygamber’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) bu hadîsteki ifadesine göre Allah Teâlâ haksızlığa, zulme uğramış kişinin yâni mazlumun bedduasını reddetmemekte ve mazlumun bedduası tutmaktadır.