hafiza aise
Sat 30 April 2011, 10:00 am GMT +0200
Mekke'ye Ulaşan Acı Haber
Beri tarafta Mekke'ye acı haberi ilk ulaştıran kişi, Haysiiman İbn İyas olmuştu. Bu sırada Mekkeliler, Hıcr'da oturmuş muhabbet ediyorlardı. Onun, üstü başı dağılmış, korku dolu ve bitkin halde geldiğini görenler zaten gelişinden mesajı almışlardı:
- Ne o? Ne haber getirdin, diye soruyorlardı. Nereden başlayacağını şaşırmıştı Haysüman, Önce şunları sıralamaya başladı:
- Öldürüldü, diyordu. Utbe İbn Rebia, Şeybe İbn Rebia, Ebu'lHakem İbn Hişam (Ebu Cehil), Ümeyye İbn Halef, Zem'a İbn Esved, Hacoac'ın iki oğlu Nebih ve Münebbeh, Ebu'l-Bahteri İbn Hişam, Neredeyse herkesin ölüm haberini verecek gibi saymaya devam eden Haysürnan'ın sözünü, meraktan çatlayacak seviyeye gelen Safvan İbn Ümeyye kesti ve:
- ValIahi de, bu adamın aklı yerinden uçup gitmiş! Kalbi de kalmamış! İsterseniz ona, bir de beni sorun bakalım; bana ne olmuş!
Etrafındaki adamlar gerçekten onu ciddiye almış ve Haysüman'a Safvan'a ne olduğunu sormaya başlamışlardı. O da, bir taraftan Hıcr'i göstererek:
- Aha, işte o şurada oturuyor, dedi ve ilave etti:
- ValIahi, onun babası da kardeşi de öldürüldü!
Bir anlık, sanki Mekke'de hayat duruverdi! Anlaşılan Haysürnan'ın aklı da kalbi de yerindeydi. Safvan'ı tanımış, üstüne üstlük onun babasının da kardeşinin de Bedir'de öldürüldüğünün haberini vermişti. Tam manasıyla Mekke buz kesilmiştil
Getirdiği haberin doğruluk testini başarıyla veren Haysiiman'ın etrafını sarmış, teker teker Bedir'de olup bitenlerin haberini almaya çalışıyorlardı. Aldıkları her haber, onlar için bir yıkım demekti. Mekke, gerçekten de ciğerparelerini feda etmişti, Lider konumundaki adamlarının neredeyse tamamı artık yaşamıyordu.
Kolay değildi; önde gelenlerin hemen hepsi burada ölmüştü.
Dokuz yüz elli kişi arasından yetmiş tane askerini Bedir' de cansız bırakan Kureyş ordusu, yetmiş tanesini de Müslümanlara esir vererek hem de kaçarak geri dönmekteydi. Üstelik, ordu içinde birçok da yaralı bulunmaktaydı.
Yıllar Önce Mekke'de ektiklerinin neticesini bugün görüyorlardı. Belki onların akıllarına bile gelmiyor du ama Efendiler Efendisi'nin (sallallalıu aleylıi ve sellern), namaz kılarken üzerine atılan deve işkembesi sonrasında ellerini açıp da yaptığı şu dua unutulacak gibi değildi:
- Allah'ım! Kureyş'i Sana havale ediyorum. Allah'ım! Kureyş'i Sana havale ediyorum. Allah'ım! Kureyş'i Sana havale ediyorum.
Allah'ım! EbU Cehil'i de ... Utbe İbn Ebi Rebia'yı da ... Şeybe İbn Ebi Rebia'yı da ... Velid İbn Utbe'yi de ... Ümeyye İbn Halefi de ... Ukbe İbn Ebi Muayt'ı da Sana havale ediyorum; onların hakkından Sen gelirsin ey Allah'ım!"?
Ve ... Peygamberini bu hale getirip de hayatına kasteden, üzerine deve işkembesi atıp da karşısında katıla katıla gülen ve O'nun boynuna sarık sarıp da yerde sürüklemek isteyen bu adamların hepsi de Bedir'de takılıp kalmış, Allah Resülü'nün Allah'a havale ettiği bu adamlardan geriye dönen bir kişi olmamıştı.