sumeyye
Wed 30 March 2011, 01:26 pm GMT +0200
Mefkûdun Emanetteki Malı Ve Alacakları:
Mefkûdun malı emanet veya alacakta ise; borçlu veya emanetçi mefkûdun kendilerinde malı bulunduğunu, kendilerinin onun eşi olduklannı veya aralannda nesep bağı bulunduğunu itiraf ederlerse, kayyım onlara bu maldan nafaka verir. Bu durum hâkim nezdinde sâbitse; onlann itirafına ihtiyaç yoktur. Bunların bir kısmı sâbitse, kalan kısmı için itirafda bulunmaları şarttır. Borçlu ve emanetçi mefkûdun malım hâkimin izni olmadan onun eşine ve yakınlarına nafaka olarak vermişse, verdiklerini tazminat olarak öderler. Çünkü bunlar hakkı sahibine veya onun naibine ulaştırmış değildirler. [4]
Mefkûdun Ölümüne Hükmedilmesi:
Mefkûdun akranlarının hayatta kalamayacağı kadar ömrü geçerse, ölümüne hükmolunur: Ömürler zamana göre değişik olduğundan, Ebû Hanîfe'nin kavline göre, kıyasa en uygun olan da budur. Hasan'm rivayetine göre; Ebû Hanîfe bu müddeti 120 sene olarak takdir
etmiştir. Ebû Yûsuf un ise, bunu 100 sene olarak tekdir ettiği rivayet edilmiştir. Bir görüşe göre bunun 90 sene olduğu söylenmiştir. Ki, zamanımızın insanlarının en fazla yaşadıkları ömür de bu kadardır. En kolay olanı da budur. Çünkü akranların ne kadar yaşadıktan sonra öldüklerini tespit etmek çok zordur.
Mefkûdla alâkalı diğer mes'eleler -inşâallah- Ferâiz bahsinde anlatılacaktır. [5]
[4] Abdullah b. Mahmûd b. Mevdûd el- Mavsılî, El-İhtiyar Li-Ta'lîlî'l-Muhtar, Ümit Yayınları: 2/383.
[5] Abdullah b. Mahmûd b. Mevdûd el- Mavsılî, El-İhtiyar Li-Ta'lîlî'l-Muhtar, Ümit Yayınları: 2/383-384.