ehlidunya
Thu 10 May 2012, 07:06 pm GMT +0200
Medresetüzzehra ve Risâle-i Nur
Medresetüzzehra nedir? Bir yönüyle, yeryüzü üniversitesidir.
Kaynağı yalnız Kur’ân olan Risâle-i Nur ise, “hocası kendisi olan”, binasız, araçsız-gereçsiz bir medrese, bir üniversitedir aynı zamanda.
Evimiz, bağımız, bahçemiz, işyerimiz, hatta dağlardaki yaylalarımız Risâle-i Nur’un okunmasıyla bir Medresetüzzehra’dır.
Risâle-i Nur, dünyanın çeşitli ülkelerine ve Türkiye’nin her bölgesine, her iline, her ilçesine, hatta köy ve dağ başlarına kadar yayılarak; evlerimizi, mekânlarımızı Medresetüzzehra’ya çevirdi…
Risâle-i Nur’un Medresetüzzehra’sının Anadolu çapında ve âlem-i İslâm ölçüsünde genişleyeceğini, Risâle-i Nur’daki hakîkatin yüksekliğinden ve dikkat ve tefekkürle okuyan mü’minlerin ve ehl-i ilmin arasında vücuda gelen sarsılmaz uhuvvet ve kardeşlikten anlıyoruz.
“O azîm üniversitenin temelleri ve esasatı ve mânevî bir programı ve muazzam bir tedrisatı nevinden, Risâle-i Nur’un yüz elli risâlesini kendime tevkil ediyorum.
“Hem bu Münâzarât Risâlesinin ruh ve esâsı hükmünde olan hâtimesindeki Medresetüzzehrâ hakîkati ise, istikbâlde çıkacak olan Risâle-i Nur’a bir beşik, bir zemin ihzâr etmek idi ki, bilmediği, ihtiyârsız olarak ona sevk olunuyordu. Bir hiss-i kablelvukù ile o nûrânî hakîkati bir maddî sûrette arıyordu.” (Kastamonu Lâhikası, s. 50.)
Din ilimleriyle fen ilimlerinin kaynaştırılarak okutulacağı “Medresetüzzehra” projesi, aynı zamanda, İslâm medeniyetini yeniden ihya hareketidir.
‘Mânevî Medresetüzzehrâ’ olan Risâle-i Nur ise, ilkokuldan üniversiteye kadar herkesi tefsir, hadis, ahlâk, kelâm, tasavvuf, fıkıh, ruhiyat/psikoloji, pedagoji, eğitim dersleri halkasına katmıştır.
Risâle-i Nur aynı zamanda çağdaş bir medresedir, tekyedir, zaviyedir.
Ma’rifetü’n-nefs, yani ‘nefis terbiyesi’nin mühim bir vesilesidir. Ruh ve duyguları geliştirme, inkişaf ettirme merkezidir.
Her ev, her mekân, hatta dağ başları dahi bu üniversitenin şubeleridir.
yeniasya
Medresetüzzehra nedir? Bir yönüyle, yeryüzü üniversitesidir.
Kaynağı yalnız Kur’ân olan Risâle-i Nur ise, “hocası kendisi olan”, binasız, araçsız-gereçsiz bir medrese, bir üniversitedir aynı zamanda.
Evimiz, bağımız, bahçemiz, işyerimiz, hatta dağlardaki yaylalarımız Risâle-i Nur’un okunmasıyla bir Medresetüzzehra’dır.
Risâle-i Nur, dünyanın çeşitli ülkelerine ve Türkiye’nin her bölgesine, her iline, her ilçesine, hatta köy ve dağ başlarına kadar yayılarak; evlerimizi, mekânlarımızı Medresetüzzehra’ya çevirdi…
Risâle-i Nur’un Medresetüzzehra’sının Anadolu çapında ve âlem-i İslâm ölçüsünde genişleyeceğini, Risâle-i Nur’daki hakîkatin yüksekliğinden ve dikkat ve tefekkürle okuyan mü’minlerin ve ehl-i ilmin arasında vücuda gelen sarsılmaz uhuvvet ve kardeşlikten anlıyoruz.
“O azîm üniversitenin temelleri ve esasatı ve mânevî bir programı ve muazzam bir tedrisatı nevinden, Risâle-i Nur’un yüz elli risâlesini kendime tevkil ediyorum.
“Hem bu Münâzarât Risâlesinin ruh ve esâsı hükmünde olan hâtimesindeki Medresetüzzehrâ hakîkati ise, istikbâlde çıkacak olan Risâle-i Nur’a bir beşik, bir zemin ihzâr etmek idi ki, bilmediği, ihtiyârsız olarak ona sevk olunuyordu. Bir hiss-i kablelvukù ile o nûrânî hakîkati bir maddî sûrette arıyordu.” (Kastamonu Lâhikası, s. 50.)
Din ilimleriyle fen ilimlerinin kaynaştırılarak okutulacağı “Medresetüzzehra” projesi, aynı zamanda, İslâm medeniyetini yeniden ihya hareketidir.
‘Mânevî Medresetüzzehrâ’ olan Risâle-i Nur ise, ilkokuldan üniversiteye kadar herkesi tefsir, hadis, ahlâk, kelâm, tasavvuf, fıkıh, ruhiyat/psikoloji, pedagoji, eğitim dersleri halkasına katmıştır.
Risâle-i Nur aynı zamanda çağdaş bir medresedir, tekyedir, zaviyedir.
Ma’rifetü’n-nefs, yani ‘nefis terbiyesi’nin mühim bir vesilesidir. Ruh ve duyguları geliştirme, inkişaf ettirme merkezidir.
Her ev, her mekân, hatta dağ başları dahi bu üniversitenin şubeleridir.
yeniasya