hafiza aise
Thu 14 July 2011, 05:00 pm GMT +0200
D) MEDİNE YOLUNDA
1— Yola Çıkışları:
Hâkim'in Müstedrekinde rivayetine göre Hz. Ömer anlatıyor: Allah Ra-sûlü (s.a.) beraberinde Ebu Bekir olduğu halde mağaraya doğru yola çıktı. Ebu Bekir, kâh Hz. Peygamber'in (s.a.) önünde, kâh arkasında yürümeye başladı. Sonunda Allah Rasûlü (s.a.) durumun farkına vardı ve sordu. Ebu Bekir: "Ey Allah'ın Rasûlü! Takib edildiğimiz hatırıma geliyor, arkanda yürüyorum. Sonra gözetlendiğimiz hatırıma geliyor, önünde yürüyorum." diye cevap verince Hz. Peygamber (s.a.): "Ey Ebu Bekir! Bana bir şey olmasın, sana olsun istiyorsun, öyle mi?" diye sordu. Ebu Bekir: "Seni hakla gönderene yemin olsun ki evet öyle." cevabını verdi. Mağaraya varıldığında Ebu Bekir: "Sen yerinde kal, ey Allah'ın Rasûlü! Ben girip senin için mağarayı iyice kontrol edeyim, temizliyeyim." dedi. İçeri girdi. Mağarayı kontrol edip temizledi. Mağaranın tepesine çıkınca ini kontrol etmediğini hatırladı. "Sen yerinde kal, ey Allah'ın Rasûlü! İni kontrol edeyim." dedi. İşini bitirdikten sonra: "Aşağı in, ey Allah'ın Rasûlü!" dedi. Peygamberimiz de mağaraya indi.[121] Mağarada üç gece kaldılar. Nihayet takip ateşi sönünce Abdullah b. Uraykıt, onlara iki deve getirdi. Onlar da develere bindiler. Ebu Bekir, Âmir b. Füheyre'yi terkisine aldı. Kılavuz önlerine düştü. Allah'ın gözü onları gözetiyor, desteği onlara yoldaş oluyor, medet ve inayeti onları indiriyor bindiriyordu.
Müşrikler onları ele geçirmekten ümit kesince, çınlan getirenlere herbiri-nin diyetini (100'er deve) vereceklerini ilan ettiler. Bunun üzerine insanlar aramaya dört elle sarıldılar. Ama Allah, kendi işinin galibidir. [122]
[121] Hâkim, 3/6. Muhammed b. Sîrîn'den mürsel olarak rivayet edilmiştir. Hafu İbn Hacer, Fethu'I-Bâri'de (7/185) BeyhakFnin Delâilü'n-Nübüvve adlı eserinden Muhammed b. Sî-rîn'in mürsel rivayeti olarak kaydetmiş ve demiştir ki: Ebu'I-Kâsım el-Bagavî, İbn Ebî Müleyke'den benzer şekilde mürsel olarak rivayet etmiştir. İbn Hişâm, ilâvelerden olmak üzere Hasan el-Basrî'den benzer şekilde "Bana ulaştı ki" ifadesiyle rivayet etmiştir.
[122] İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 3/81-82.