sumeyye
Thu 4 February 2010, 01:13 pm GMT +0200
Medine Çarşısının Kuruluşu ve Ticarî Hayatın Düzene Konuluşu
Peygamberimiz Aleyhisselam Medineli Müslümanlara Yahudilerinkinden ayrı bir çarşı ve pazaryeri göstermek isteyerek, Zübeyr b. Avvam´a verdiği arazinin bir tarafına bir çadır kurdurup:
"Sizin pazaryeri ve çarşınız, şimdilik burasıdır!" buyurdu.
Fakat, Yahudilerin başkanlarından Ka´b b. Eşrefin gidip oradaki çadırın iplerini kestiği görülünce, oradan vazgeçildi.
Bir adam gelip:
"Yâ Rasûlallah! Ben Medine çarşısı için münasip bir yer gördüm, oraya da bir bakmaz mısınız?" deyince, Peygamberimiz Aleyhisselam oraya gitti ve ayağını yere vurarak:
"Sizin çarşınız, pazarınız burasıdır.
Şurasından hiçbir şey kısılmaz ve buraya vergi de salınmaz!" buyurdu.
Sonra da, Sâide oğullarının yanına vardı ve onlara:
"Kabristanınızı bana veriniz. Orayı çarşı ve pazar yeri yapacağım" buyurdu. Sâide oğullarının bazıları verdiler.
Bazıları ise:
"Orası bizim hem kabristanımız, hem de kadınlarımızın çıkma yeridir" dediler.
Fakat, sonradan, birbirlerini kınadılar. Vermek istemeyenler de verenlere katıldılar. Orayı çarşı ve pazar yaptılar.
Peygamberimiz Aleyhisselam; çarşı ve pazarla, alıcılar ve satıcılarla, alınan ve satılanlarla yakından ilgilenirdi.
Bir gün, Medine´nin yeni çarşısına uğramıştı.
Orada kurulmuş bir baraka gördü.
"Kimindir bu baraka?" diye sordu.
"Harise oğullarından filan adamın!" dediler.
Peygamberimiz Aleyhisselam:
"Yakınız onu!" buyurdu, yaktılar.
Peygamberimiz Aleyhisselamdan sonra, Dört Halife Devrinde de, bu çarşı ve pazaryerinin herhangi bir şekilde işgaline meydan verilmedi .[338]
Kays b. Ebi Garze der ki:
"Resûlullah Aleyhisselamın devrinde[339] bize simsarlar denirdi.[340]
Resûlullah Aleyhisselam, bize uğrayıp, bundan daha güzel [NesaPye göre: daha hayırlı] birisim vererek:
´Ey tacirler topluluğu![341] Muhakkak ki, alışverişte[342] şeytan, günah,[343] yalan,[344] boş Iaf[345] ve yemin bulunur.[346]
Bunun için, siz ona, alışverişinize sadaka karıştırınız!´ buyurdu."[347]
Rifâa b. Râfi de der ki:
"Biz, Resûlullah Aleyhisselamla birlikte çıkıp gidiyorduk.
Bir de baktık ki, halk sabah erken alışveriş yapıyorlar!
Resûlullah Aleyhisselam onlara:
´Ey tacirler topluluğu!´ diyerek seslendi.
Onlar boyunlarını uzattılar, gözlerini Resûlullah Aleyhisselama diktiler.[348]
Resûlullah Aleyhisselam:
´Şüphe yok ki, tacirler Kıyamet günü fâcirler olarak diriltilirler.
Ancak, Allah´tan korkup yeminine bağlı kalan ve sözünde doğru olan bundan müstesnadır1 buyurdu "[349]
Ebu Hureyre´nin bildirdiğine göre; Peygamberimiz Aleyhisselam bir ekin yığınının yanına uğrayıp, elini onun içine daldırmıştı.
Parmaklarına ıslaklık dokununca:
"Ey ekin sahibi! Nedir bu?" diye sordu.
Ekin sahibi:
"Yâ Rasûlallah! Ona yağmur değmişti!" dedi.
Peygamberimiz Aleyhisselam:
"O ıslak kısmı insanların görmeleri için ne diye ekinin üstüne çıkarmadın?!
Aldatan kimse[350] benden.[351] bizden[352] değildir!" buyurdu.[353]
Peygamberimiz Aleyhisselam;
Çarşı ve pazarda satılacak şeyleri çarşı ve pazara getirilmeden yolda karşı lam ayı,[354] satın alınan yiyeceği ve herşeyi tamamıyla teslim almadan satmayı,[355] veya yanında bulunmayan bir malı çarşıdan satın alıp müşteriye satın ayı,[356] birbirlerinin satışı üzerine satış yapmayı, müşteri kızıştırmayı., yasaklamış;[357]
"Satacağı zaman kolaylık gösteren, satın alacağı zaman kolaylık gösteren, hakkını isterken kolaylık gösteren[358] kişiye,[359] kula[360] Allah rahmet etsin!" buyurmuştur.[361]
[348] Tirmizî, c. 3, s. 515, 516, İbn Mâce, c. 2, s. 726.
[349] Tirmizî, c. 3, s. 516, İbn Mâce, c. 2, s. 726, Dârimî, Sünen, c. 2, s. 163.
[350] Müslim, Sahih, c. 1 , s. 99, Tirmizî, c. 3, s. 606.
[351] Müslim, c. 1, s. 99.
[352] Tirmizî, c. 3, s. 606.
[353] Müslim, c. 1, s. 99, Tirmizî, c. 3, s. 606.
[354] Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 2, s. 22, Buhârî, Sahîh, c. 3, s. 28, Müslim, Sahîh, c. 3, s. 1156, Ebu Dâvud, Sünen, c. 3, s. 269.
[355] Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 215, Müslim, Sahîh, c. 3, s. 1159,1161, Ebu Dâvud, c. 3, s. 281, Dârimî, Sünen, c. 2, s. 168.
[356] Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 4, s. 401, Ebu Dâvud, Sünen, c. 3, s. 283.
[357] Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 2, s. 238, Buhârî, Sahîh, c. 3, s. 28, Müslim, Sahîh, c. 3, s. 1154, Ebu Dâvud, Sünen, c. 3,s. 269.
[358] Ahmed b. Hanbel, c. 3, s. 340, Buhârî, c. 3, s. 9, Tirmizî, c. 3, s. 610, İbn Mâce, c. 2, s. 742.
[359] Buhârî, Sahıh, c. 3, s. 9, Tirmizî, c. 3, s. 610.
[360] İbn Mâce, Sünen, c. 2, s. 742.
[361] Buhârî, Sahıh, c. 3, s. 9, Tirmizî, c. 3, s. 610, İbn Mâce, c. 2, s. 742.
M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 3/143-146.