- Mecazi aşk aşkın provası mı

Adsense kodları


Mecazi aşk aşkın provası mı

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
sumeyye
Fri 30 July 2010, 12:36 pm GMT +0200
Mecazi Aşk Aşkın Provası mı?

‘Aşk’ toplum olarak üzerine çok konuştuğumuz, yazdığımız ve birçok eylemlerimize yön veren kelime
Yalın haliyle yüzümüzü burkmayan bu kelimeye ‘mecaz’ anlamını en çok yükleyen de biziz Editörümden bu ayki konuyu öğrenince, bu kadar zorlanacağımı düşünmemiştim doğrusu; bu denli kaynak çokluğuna karşın Murat Başaranın şu dizeleri rahatlamama neden oldu az da olsa:
“Ilık avuçlarında kar taneleri…/
Güneş sıcağı gözleri…/
Ve sözleri…/
Ve sesi…/
Böyle olalı aşkın tarifi…/
Ki, tarif edilememeli…”

Aşk: Latife hanımda sukuta, Cemil Meriç’te usareye, Said’i Nursi’de aşk-ı hakikiye, Muhammet İkbal’ de tefekkür ve rahmet-i İlahiye, Mevlana ve Yunus’da oda, Hallacı Mansur’da ‘Enel Hak’ kapısına, gözyaşlarına, hüzne, Nietszche’ de şehvetin ötesine, olağanüstüne, Gerard De Narval’de siyaha, Ümit Yaşar Oğuzcan’da yeşile vardırırken beni…
Tuna Kiremitçi “AŞK neyin kısaltması?” sorusuyla yüzüme istem dışı bir tebessüm bırakırken, hem aşkın iki kişilik olduğunu tekrar söylemekte, hem de açılımına yöneltmekte… Hukukçu, edebiyatçı, dilbilimci ve şair olan İbn Hazm’ın hemen hemen bütün dünya dillerine çevrilen eseri “Güvercin Gerdanlığı” da bu zamanda yetersiz kaldıFransız yazar Frederic Beigbeder aşka üç yıl ömür biçerken, kendi yaşantısını genel için örnek almış
Antik Yunan devri şairlerinden Sappho (mö- 610–580) “Hiç uyarmadan kasırga nasıl sökerse meşeleri kökünden öyle sarsıyor yüreğimi aşk” Cümlesiyle aşkın anestezisini ve gücünü milattan önceden haber verirken… “Mecazi aşk, ilahi aşkın provasıdır Sonuna kadar yaşanmalıdır, belki aşk sırrından bir perde aralanır” Düşüncesi sağlam bir öngörü gibi görünse de Said Nursi’nin şu cümlesi sonuca daha yakın: “ Aşk, şiddetli bir muhabbettir; fani mahbuplara (sevilen kimse) müteveccih olduğu vakit ya o aşk kendi sahibini daimi bir azap ve elemde bırakır, veyahut o mecazi mahbup, o şiddetli muhabbetin fiyatına değmediği için baki bir mahbubu arattırır; aşk–ı mecazi, aşk–ı hakikiye inkılap eder”
Aşk beni yağmalayan eşkıya, eşkali olmayan kaçak, şefkatin hasmı, aklın dengesizliğine kalbi suç ortağı yapma, mukabele görmemek elemiyle malul, bencillik yanlısı bir his, beklenen karşılığın ismi, uzun bir yolculuk… Ferdi manada eskiye özlem duymayan biri olarak, modern zamanlardaki (son zaman) yığın olaylardan örnek alamamış olmam aşkı mecazi aşka tevdi etmeme sebep oldu Bireyi düşünceden uzaklaştırma amaçlı “herkes âşık olamaz, sen farklısın, delikanlısın… Vs”
cinsel kimliği üst kimlik gibi sunan, edebiyattan yoksun, yaşama sebep veren (!) aşk kışkırtıcılığı yani faşizminden başka nedir? Bireyi; kusursuzlaştıran, kutsiyet atfen, prens-prenses bulmayı vaat eden, onursuz, dilenci, miskin, başarısız ve hipnotize eden, sıfırlayan, bencil aşk-ı mecaz-ı… âşık kendini âşık olduğu kişiye tahsis ederek, hem kendi üretkenliğini pasivize eder, hem karşısındakini putlaştırır Onun için intihar ve cinayet olasıdır, hatta bu aşkının büyüklüğünün göstergesidir Aşk, kitaptan uzaklaştıkça mecaza yaklaşır, ruhu hipnotize eder, marazi bir hal alır Doğu kültüründe yüceltilmesine rağmen, tam olarak denklik oluşamamıştır; çünkü mecazi aşk arzudur, aç ruhun ihtiyacıdır (kötü, nefsidir) Mecazi aşk özlem duyduğu varlıkla mutlaka biter (nesneldir)
Aşkı mecazdan kurtarmak, ilahi aşkla olur İlahi aşk yakınlıkla artar, tecellisi nefsin hazzının dışında, ruhun yücelmesi ve fildişi kulesini kendi elleriyle örmesi demek Bu kule aşığı halktan koparmaz, hatta halkı kulenin sığınağında barındıracak kadar şefkatli ve halk yönünü fildişi kuleye dönerek yorum yapar: “ Aşk Rabbine uzanan bir kapıdır
Erişilmez yangınında kavrulan tutkunun tanımsız labirentlerle korkusuzca savrulmasıdır Bir faniye feda edilebilecek kadar değersiz değildir”
“Bunun için aşağılara inmeliyim
Nasıl ki sen, cömert yıldız, akşamları denizin arkasına iniyor ve arka dünyaya ışık götürüyorsan ben de senin gibi, inmek istediğim insanların arasına inmeliyim
Ey, en büyük mutluluğu bile kıskanmadan görebilen tok göz, beni kutsa
Taşmak isteyen kadehi kutsa ki içinden su, altın gibi aksın ve mutluluğun pırıltılarını her yana taşısın
Bak, bu kadeh yine boşalmak, Zerdüşt yine insan olmak istiyor Zerdüşt’ün inişi böyle başladı” (Nietzsche) Aşk buydu

 
Yaşar Karayiğit