- Îman, Amel Ve Ahlak Konularında Ana Babalar İçin Kırk Hadis

Adsense kodları


Îman, Amel Ve Ahlak Konularında Ana Babalar İçin Kırk Hadis

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
Eslemnur
Sun 3 October 2010, 11:41 pm GMT +0200
Îman, Amel Ve Ahlak Konularında Ana Babalar İçin Kırk Hadis

İbn Ömer'den (r.a.) rivayet edildiğine göre Rasûlüllah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur;

"Herbiriniz birer çobandır ve herbiriniz sürüsün­den mes'uldür; Devlet adamı bir çobandır ve yönetimi altındakilerden mes'uldür. Erkek, aile fertlerinin çobanıdır ve onlardan mes'uldür. Kadın, kocasının evinde çobandır ve çocuklarından mes'uldür. Hizmetçi/işci, efendisinin malının çobanıdır ve on­dan mes'uldür. Hâsılı herbiriniz birer çoban ve herbiriniz sürüsünden mes'uldür."[821]

Ebu Hüreyre'den (r.a) rivayet edildiğine göre Rasûlüllah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

"Dünyaya gelen her çocuk ancak (İslâm) fıtratı üzerine doğar. Daha sonra ana babası onu yahûdi, hırıstiyan veya mecûsi yaparlar. Nitekim hayvan yavrusu da organları tam olarak doğar. Hiç o yavrunun burnunda, kulağında eksik-kesik bir yer görür müsünüz?" Sonra Ebû Hüreyre (r.a.) şu ayeti okumuştur:

"Allah'ın, insanları üzerine yaratmış olduğu fıtrata (yaratma kanununa dön). Allah'ın yaratması değiştirilemez. İştedosdoğru din budur..."[822]

Ebu Musa'dan (r.a.) rivayet edildiğine göre Rasûlüllah (s.a.v.) şöyle buyurmaktadır:

"Kulun çocuğu öldüğü zaman Allah melekle­rine:

"Kulumun çocuğunun ruhunu aldınız mı? " der. Onlar:

"Evet," derler. Allah:

"Kulumun gönlünün meyvesini aldınız mı? " der. Onlar:

"Evet," derler. Allah:

"Kulum ne söyledi," der. Onlar:

"Sana hamdetti ve "İnna lillah ve inna ileyhi râciûn" (Biz Allah için varız ve biz O'na döneceğiz) dedi." Bunun üzerine Allah Teâlâ şöyle buyurur:

"Kulum için cennette bir ev yapın ve adını da "hamd evi" (beytü'1-hamd) koyun."[823]

Mikdâm b. Ma'dikerib'den sağlam bir isnadla rivayet edildiğine göre Rasûlüllah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Kendine yedirdiklerin se­nin için bir sadakadır. Çocuğuna yedirdiklerin senin için bir sadakadır. Eşine yedirdiklerin senin için bir sadakadır. Hiz­metçine yedirdiklerin senin için bir sadakadır."[824]

Abdullah b. Mes 'ûd diyor ki:

"Ya Rasulallah! Allah nezdinde en büyük günah nedir? " dedim. O:

"Seni yarattığı halde Allah'a ortak koşmandır," buyurdu. Ben:

"Sonra hangisi?" dedim. O:

"Seninle  birlikte  yemek  yemesinden  korkarak  çocuğunu öldürmendir," buyurdu. Ben:

"Sonra hangisi?" dedim. O:

"Komşunun zevcesiyle zina etmendir," buyurdu.[825]

Ebu Hüreyre'den rivayet edildiğine göre Rasûlüllah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

Davud'un (r.a.) oğlu Süleyman (a.s.):"Ben bir gece mutlaka yüz veya doksan dokuz kadını dolaşacağım. Onların hepsi, Allah yolunda cihad eden bir süvari doğuracak" deyince, arkadaşı ona "İnşaallah de!" dedi. Fakat Süleyman (a.s.) "İnşaallah" demedi. Bunun üzerine onlardan yalnız bir kadın ha­mile kalıp doğum yaptı. Doğan çocuk da yarım idî. Muhammed'in nefsi kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki, eğer O, "İnşaallah" deseydi, (çocuklar doğar) Allah yolunda süvari olarak hepsi cihad ederlerdi."[826]

EbuHafsa'dan (r.a.) rivayet edildiğine göre Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

"Sizden biriniz çocuk istemeyi ihmal etmesin. Zira kişi, çocuğu olmadığı halde ölürse ismi kesilir/silinir."[827]

Rasûlüllah (s,a.v.), Hz.Aişe'ye

"Ey Aişe! Yumuşak ol. Zira Allah ehl-i beyte hayır istediği zaman, onlara yumuşaklığı gösterir."[828]

İbn Ömer'den rivayet edildiğine göre Rasûlüllah (s.a.v.) şöyle bu­yurmuştur:

"Her ağacın bir meyvesi vardır. Kalbin meyvesi de çocuktur. Çocuğuna merhamet etmeyene Allah merhamet et­mez. Allah'a yemin ederim Cennet'e ancak merhametli olanlar girer." Ashab-ı kiram, 'Ya Rasûlallah! Hepimiz merhametliyiz" deyince, Rasûlüllah (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Sizden birinizin merhameti, (sadece) arkadaşına merhametli olması değil, aksine tüm insanlara merhametli olmasıdır."[829]

Mes'ud Ukbe b. el-Bedri (r.a.) anlatıyor; Rasûlüllah'a bir adam gelerek: "Falan imamın uzatması yüzünden ben sabah namazını (cemaatle) kılmaktan geri kalıyorum" dedi. Ben, nasihat esnasında Hz. Peygamber'in o gün ki kadar öfkelendiğini hiç görmemiştim. Bunun üzerine Rasûlüllah (s.a.v.) şöyle buyurdu:

"Ey insanlar! İçinizde usandıranlar var. Bundan böyle hanginiz imam olursa (namazı) kısa tutsun. Çünkü arkasında yaşlı, küçük ve ihtiyacı olanlar vardır."[830]

Ebu Hüreyre'den rivayet edildiğine göre Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

"İnsan öldüğü zaman (sevap kazanmaya vesile olan) üç ameli kesilmez: Sadaka-i câriye, istifade edilen ilim ve

kendisine dua eden çocuk."[831]

Ebu Hüreyre'den (r.a.) rivayet edildiğine göre Rasûlüllah, (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

"Mü'min erkek ve mü'mine kadının kendinde, çocuğunda ve malında bela ve musibet eksik olmaz. Nihayet o günahsız ve hatasız olarak Allah'a kavuşur."[832]

Enes'den (r.a.) rivayet edildiğine göre Rasûlüllah (s.a.v.) şöyle bu­yurmuştur:

"Buluğa ermemiş üç çocuğu ölen bir müslümanı Allah, çocuklara olan merhameti sebebiyle cennete sokar."[833]

Abdullah b. Amr'dan (r.a.), rivayet edildiğine göre Rasûlüllah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

"Şüphesiz adaletle hareket edenler, Allah nezdinde nurdan minberler üzerinde olacaklardır. Bun­lar, hükümlerinde ve aile fertleri ile mütevellisi oldukları kim­seler hakkında âdil davrananlardır."[834]

Ebu Musa (r.a.) anlatıyor:

"Bir oğlan çocuğum dünyaya geldi. Onu alıp Peygamber'e (s.a.v.) götürdüm. Çocuğun adını İbrahim koydu ve hurma ile tahnik[835] yaptı. Bereket dileğinde bulunduk­tan sonra da çocuğu bana verdi."[836]

Semura'dan gelen bir rivayete göre Rasûlüllah (s.a.v.) şöyle buyur­muştur:

"Her oğlan çocuğu akika kurbanı ile rehindir (yani, bir nevi ipotek altındadır ve gereğini yerine getirmeden ondan faydalanamaz). Akika, çocuğun doğumunun yedinci günü kesilir, adı konulur ve başı tıraş edilir."[837]

İbn Abbas'dan (r.a.) rivayet edildiğine göre Rasûlüllah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

"Çocuklarınızı (n ağzını) ilk olarak kelime-i tevhid; "la ilahe illallah" sözüyle açınız, ölüm anında onlara "la ilahe illallah" sözünü telkin ediniz."[838]

Hz. Ali'den (k.v.) rivayet edildiğine göre Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

"Çocuklarınızı üç haslet üzerine yetiştiriniz: Pey­gamberinizin sevgisi, ehl-i beytinin sevgisi ve Kur'an tilaveti. Zira Kur'an'ı nakledenler ve ezberleyenler, peygamberler ve seçkin kullarıyla beraber hiçbir gölgenin olmadığı günde Allah'ın arşının gölgesinde olacaklardır."[839]                         

Abdullah b. Amr b. el-Âs'ın (r.a.) rivayetine göre Rasûlüllah (s.a.v.) şöyle buyurmaktadır:

"Yedi yaşında iken çocuklarınıza namaz kılmalarını emrediniz, on yaşında iken de kılmadıkları takdirde dövünüz ve onların yataklarını ayırınız."[840]

Peygamber (s.a.v.) de şöyle buyurmuştur:

"Sizden biriniz (dövülmesi gereken birini) dövdüğü zaman, yüze vurmaktan sakınsın. "[841]

Rubeyyi' bint Muavviz anlatıyor: Rasûlüllah (s.a.v.) Aşûra sabahı Ensar köylerine:

"Oruçlu olarak sabahlayan kimse orucunu tamam­lasın. Oruçsuz olarak sabahlayan da o günün geriye kalanını tamam­lasın" diye haber gönderdi. Ondan sonra artık biz bu orucu tutmaya ve küçük çocuklarımıza da tutturmaya başladık. Mescide gider, çocuklara yünden yapılmış oyuncaklar edinirdik. Onlardan biri yiyecek için ağladığında, iftar vakti oluncaya kadar bu oyuncağı ona verirdik. "[842]

 İbn Abbas'tan (r.a.) rivayet edildiğine göre Rasûlüllah (s.a.v.) Ravha'da bir kafile ile karşılaştı ve:

"Siz kimsiniz?" dedi. Onlar:

"Müslümanlarız, dediler ve devam ettiler: Peki ya sen kim­sin? "

Peygamber (s.a.v.):

"Ben Rasûlüllah'ım, " buyurdu. Bunun üzerine bir kadın bir çocuğu kaldırarak:

"Bunun için hac var mıdır? " diye sorunca:

"Evet, senin için de bir ecir vardır," cevabını verdi.[843]

Amr b. Şuayb'ın babası vasıtasıyla dedesinden rivayet ettiğine göre bir kadın, kızı ile beraber Rasulüllah'a (s.a.v.) geldi. Kızının kolunda kalın iki altın bilezik vardı. Rasulüllah (s,a.v.) kadına:

"Bunun zekatını veriyor musun? " buyurdu. Kadın:

"Hayır, " dedi. Rasulüllah (s.a.v.):

"Kıyamet gününde Allah'ın onların yerine sana ateşten iki bilezik taktırması hoşuna gider mi? " deyince, kadın hemen onları çıkarıp Peygamber'e (s.a.v.) uzattı ve:

"Bunlar Allah ve Rasulüne aittir, " dedi. [844]

Abdullah b. Ömer (r.a.) der ki: Rasulüllah (s.a.v.) fitır sadakasını her hür veya köle, küçük veya büyük üzerine bir sâ1 kuru hurma veya bir sâ' arpa olarak farz kıldı.[845]

Sâbit'den (r.a.) rivayet edildiğine göre, Peygamber (s.a.v.) ensarı ziyaret ederdi. Onların çocuklarına selam verir, başlarını sıvazlar, onla­ra hayır ve bereket niyazında bulunurdu.

Semura'den (r.a.) rivayet edildiğine göre Rasulüllah (s,a.v.) şöyle buyurmuştur:

"Kişinin, çocuğunu edepli yetiştirmesi bir sâ’ sada­ka vermesinden daha hayırlıdır." [846]

İbn Abbas'dan rivayet edildiğine göre Rasulüllah (s.a.v.) şöyle bu­yurmuştur:

"Çocuklara ikramda bulununuz, onları güzel terbiye ediniz."[847]

Ubâde b. es-Sâmit de Rasulüllah'ın (s.a.v.) şöyle buyurduğunu ri­vayet etmiştir:

"Yaşlı ve büyüklerimize hürmet etmeyen, küçüklerimize merhamet etmeyen ve âlimlerimizin kadr u kıymetini bilmeyen benim ümmetimden değildir."[848]

Ebu Hüreyre'den (r.a.) rivayet edildiğine göre Rasûlüllah (s.a.v.) şöyle buyurmaktadır:

"Kim bir çocuğa "Buraya gel, sana birşey ve­receğim" der de, sonra vermezse bir yalan (günahı) yazılır."[849]

Ebu Hüreyre (r.a.) anlatıyor: Peygamber (s.a.v.) Hz. Ali'nin oğlu Hasan'ı öpmüştü. Derken Akra' b. Habis:

"Benim on çocuğum var, onlardan hiçbirisini öpmedim, " dedi. Bunun üzerine Peygamber (s.a v)

"Merhamet etmeyene merhamet edilmez, " buyurdu.[850]

Ebu Süfyân anlatıyor: Muâviye'nin yanına varmıştım. Sırt üstü yatmış, göğsünde bir oğlan veya kız çocuğu vardı ona okşayıcı sözler söylüyordu. Ben: "Ey mü'minlerin emiri! Bunu kendinden uzaklaştır!" dedim. Bunun üzerine o şöyle dedi" Ben Rasûlüllah'ın (s.a.v.) "Kimin bir çocuğu varsa, onunla eğlensin/oynaşsın" buyurduğunu işitim.[851]

Sehl'den (r.a.) rivayet edildiğine göre Rasûlüllah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

"Ben ve yetime bakan cennette şöyleyiz." Peygamber (s.a.v.) orta ve işaret parmaklarını göstererek aralarını ayırdı.[852]

Amr b. Şuayb'ın dedesinden rivayetine göre Peygamber (s.a.v.) hal­ka konuşma yaptı ve şöyle buyurdu:

"Dikkat edin! Kim malı olan bir yetimin velisi olursa, o malda ticaret yapsın. Onu zekatın yiyip tüketmesine bırakmasın."[853]

Avf b. Mâlik'ten rivayet edildiğine göre Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

"Ben ve yanakları moraran -kocasından dul kalıp çocuğuna sabreden (darlık ve sıkıntılara tahammül ederek evlenmeyen)- kadın cennette şu iki parmak gibiyiz; birbirimize yakınız."[854]

Ebu Saîd el-Hudrî'den (r.a.) rivayet edildiğine göre Rasûlüllah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

"Kimin üç kızı veya kızkardeşi yahut iki kızı veya iki kızkardeşi olur da onlara iyi davranır ve Allah'tan korkarsa, ona cennet vardır."[855]

"Bir kimsenin kız çocuğu olur da, onu toprağa gömmez, onu küçümsemez ve oğlan çocuğunu ona tercih etmezse, Allah o kimseyi cennete sokar."

Enes'den (r.a.) rivayet edildiğine göre Rasûlüllah (s.a.v.) şöyle bu­yurmuştur:

"Nefsim yed-i kudretinde olan Allah'a yemin ederim ki hiçbiriniz, ben kendisine babasından, çocuğundan ve bütün in­sanlardan daha sevimli olmadıkça iman etmiş olmaz."[856]

Ebu Hüreyre'den (r.a.) rivayet edildiğine göre Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

"Başkalarının hanımları karşısında/konusunda siz iffetli olun ki, sizin hanımlarınız da iffetli olsunlar. Ana-babalarınıza iyi muamele edin ki çocuklarınız da size iyi dav­ransınlar, işlediği bir suç veya hatadan dolayı -haklı veya haksız- özür dilemek üzere yanına kardeşi gelen bir kimse, onun mazeretini kabul etsin. Eğer böyle yapmazsa, (cennette) havuzun başında yânıma gelemeyecektir."[857]

Vasile b. Eska'dan (r.a) rivayet edildiğine göre Peygamber (s.a.v.) Osman b. Maz'un'a gitmişti. Osman'ın yanında küçük bir oğlan çocuğu vardı ve onu öpüyordu. Peygamber (s.a.v.) ona:

"Çocuk senin mi?" diye sordu. Osman:

"Evet," dedi. Peygamber (s.a.v.):

"Onu seviyor musun ey Osman?" diye sordu. O:

"Evet, vallahi ya Rasulallah onu seviyorum," cevabını verdi. Peygamber (s.a.v.):

"Ona olan sevgini arttırayım mı? " diye sordu. O:

"Evet, anam-babam sana feda olsun! " cevabını verdi. Bunun üzerine Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdu:

"Kim, kendi neslinden küçük bir çocuğu razı oluncaya ka­dar memnun ederse, Allah da onu kıyamet günü razı oluncaya kadar memnun eder."[858]

Muaz (r.a.) diyor ki: Peygamber (s.a.v.) bana on şeyi emretmiştir:

1. Öldürülsen veya yakılsan bile, Allah'a hiçbir şeyi ortak koşma.

2. Ailenden ve malından ayrılmanı emretseler bile, ana babana isyan etme.

3. Kasden (şer'î bir mazeret olmaksızın) farz namazı asla terketme. Kim onu kasden terkederse, Allah'ın himayesi ondan uzak olur.

4. Asla içki içme. Çünkü o, her kötülüğün başıdır.

5. Günah işlemekten sakın. Çünkü onun yüzünden Allah'ın gazabı iner.

6. İnsanlar helak olsa bile, savaş meydanından firar etmekten sakın.

7. Sen de içlerinde iken insanlara ölüm gelirse, sebat et.

8. Mal varlığından ailene-efradına yedir ve harca.

9. Aile efradından terbiye (ve disiplini sağlamak) için sopanı kaldırma (yani, görebilecekleri bir yere koy.)

10. Aile efradını Allah ile korkut![859